F.Bahçe bayanları, filenin yeni sultanları

Fenerbahçe bayan voleybol takımı bir imkansızı başardı. 3 sene gibi kısa bir zamanda alınan iki ikincilikten sonra, Eczacıbaşı gibi bir ekol karşısında kazanılan bu şampiyonluk kupası, bir devrim anıtı olarak Fenerbahçe müzesinin en müstesna köşesinde yerini alacaktır.

Bu şampiyonluk, herhangi bir başarıdan çok fazla şey ifade ediyor. Fenerbahçe Spor Kulübünde yarışan her sporcunun bu kupadan ve bu başarıdan bir şeyler çıkarması gerekiyor.

Bu kupanın ardında, seçilen hedefin, yapılan sporun amacının, azmin, inancın ve güvenin başarıyı nasıl getirdiğinin dersi var çünkü. Anlatmakla olmaz.

Fenerbahçe’nin final serisinde 3-1 yenip şampiyon olduğu değerli rakibi Eczacıbaşı’nın Türkiye’de tam 27 şampiyonluğu bulunuyor. Bunun 17 sini üstüste kazanmışlar. Ayrıca Avrupa Kupa Şampiyonluğu, Avrupa 2, 3. 4. lükleri var. Fenerbahçe’nin ise hiç yok-tu…

O yüzden bir devrimdir bu. Bir hegemonyanın sonundur. Filenin yeni sultanı Fenerbahçe’li bayan sporculardır.

İtiraf etmek gerekirse, Eczacıbaşı şu anda bile Fenerbahçe’den daha güçlü bir ekipti. İyi bir antrenör, iyi bir teknik ekiple, yönetimin de desteğini arkalarına alarak, kendilerinden daha güçlü bir ekibi altettiler. Şampiyon oldular.

Fenerbahçe geçen yıl voleybol erkeklerde şampiyon oldu, bu yıl finalde kaybetti. Bayanlarda geçen yıl ikinci, bu yıl şampiyon. Bayan basketçilerin gerek Türkiye Kupasında, gerek ligde, tek rakibi kendileri. Yıllardır şampiyonluğu kimseye vermiyorlar. Bu yıl finalde yine öyle olacak, çünkü erken final, yarıfinalde oynandı bitti. Erkek basketçiler en büyük aday.

Fenerbahçe büyük kulübün ne demek olduğunu gösteriyor. Voleybol, basketbol, atlezim, masa tenisi, boks, kürek branşlarında hep var, hepsinde başarılı. Fenerbahçe başarıya hedeflenmiş bir sporcu ordusu barındırıyor ve kazanıyor, başarıyor. Başarırken de devrimler yapıyor, saltanatları yıkıyor, hegemonyaları yıkıyor. Türkiye’de basketbol deyince akla Efes, gelirdi, voleybol deyince Eczacıbaşı. Şimdi artık Fenerbahçe.

Fenerbahçe’nin Atakent ilçesinde yapılmakta olan 12.000 kişilik kapalı spor salonu da bu yaz bitiyor. Fenerbahçe yalnız şampiyon olmakla kalmıyor, bu sporları halka sevdiriyor, salonlar neşeleniyor, sessizlikten kurtuluyor.

Ben Fenerbahçe’nin yıllardan beri öylesine oynayan, sıradan bir erkek voleybol takımı olduğunu bilirdim. Diğer ezeli rakipleri gibi, banka ve kamu idarelerinin pahalı takımları karşısında eriyip giderlerdi. Bayan voleybol takımının neden olmadığını merak ederdim. Yoktu çünkü ve Fenerbahçe’ye yakışmıyordu bu. Şimdi ikisi de var ve ikisi de Fenerbahçe’ye yok olduğu zamanların acısını çıkarırcasına tarihi başarılar, kupalar kazandırıyorlar.

Hiç şüphesiz ki bu başarılarda en büyük pay, Fenerbahçe’li ruhuyla mücadele eden sporcuların ve onlara bu inancı kazandıranlarındır. Teknik heyetindir.

Yalnız dikkat edilmesi gereken bir şey var. Fenerbahçe’nin 1960 larda var olan bir bayan takımı neden kırk senedir yoktu ve ne oldu, nasıl oldu da voleybolda, basketbolda devrimler yapıp, saltanatlar yıkmaya başladılar?. Yeni krallar, sultanlar onlar olmaya başladılar.

Onu futboldaki son sezondaki çeşitli nedenlerden kaynaklanan başarısızlıklar nedeniyle tribünlerde
‘’Aziz gol, gol’’ diye aklınca protesto edenlere sormak lazım.

Fenerbahçe bayan voleybol takımının söke söke kazandığı ve bir devri sona erdiren bu şampiyonluk, başlıbaşına geniş bir vizyon sahibi, uzun vadeli düşünen, ileri görüşlü bir başkanın eseridir. Fenerbahçe’ye kazandırdığı sayısız tesislerde, gelecekteki başarıların garantisi yatmaktadır.

Bazıları hala farkında olmasada, Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin tarihini ve makus talihini değiştirmekle kalmıyor, sadece bir futbol kulübü olmaktan çıkarıp, herşeyiyle çağdaş ve öncü bir kulüp haline getiriyor. Bu kupalar bunu ifade ediyor, o yüzden önem arzediyor. Daha önce bunu ondan başka anlayan çıkmamıştı.

Fenerbahçe bayan voleybolcuların başarısı her bakımdan çok önemlidir.

Fenerbahçe forması giyen her sporcu, artık hedefinin ne olduğunu şimdi daha iyi biliyor.