Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '13

 
Kategori
Magazin
 

Facebook'un türbeleri: Mevlana, Nazım Hikmet, Nietzche, Can Yücel

Facebook'un türbeleri: Mevlana, Nazım Hikmet, Nietzche, Can Yücel
 

Mevlana: Facebook'ta sanırım en çok sözleri paylaşılan kişidir... Mevlana Facebook'da türbe haline getirilmiştir... Mevlana türbe değil düşünürdür ve düşüncesinin uygulayıcısıdır... Yoldur... Kimse Şems öncesi ve sonrası Mevlana'yı merak bile etmiyor... Oysa bu değişim o kadar önemlidir ki; bedeli çok ağır ödenmiştir... Bu değişim sonucu Mevlana Konya halkını karşısına almış, kendi oğlu bile Şems'in katledilmesi olayına karışmıştır... Bu öyle İslami yaşam tarzının en son aşaması şeklinde açıklanacak bir konu değildir... İslam ile tasavvufun kaynaştırılmasıdır... Sonucu ise kitlelerle kavga etmek olmuştur...

''Ne olursan ol, gel!'' sözü sanırım yeryüzünde en çok yanlış anlaşılan hatta tam ters anlaşılan sözdür... Bu ''Yola'' girmek için yapılan çağrı, gel ve böyle kal olarak algılanmaktadır... Oysa bu çağrının asıl amacı, ''gel, kimliğinden kurtul, yeni insan ol'' dur...

Nazım Hikmet: Yaşamı sosyalist öğreti peşinde koşmakla geçmiştir... Hapishanelerde yatmış, ülkeden kaçmak zorunda kalmış, vatandaşlıktan atılmış bir şairdir... Yani kitlelerle hep kavgalı olmuştur...

Nietzche: Tüm insanlık kültürünü toptan reddeden birisidir... Kendi dönemine kadar olan kültürün temelinde dinsel öğretinin köle ruhu olduğunu söyler... Sıranın üstün insan olmaya geldiğini, tanrı öldüğü içinde, yeni efendinin insanın kendisinin olması gerektiğini öğütler... Anlıyacağınız tüm insanlığın kültürü ile kavgalıdır bu insan...

Can Yücel: Tüm yaşamı boyunca köhne duygularla kavga etmiştir... Kitlelerin var olan anlayışları ile kavga ederek geçmiştir yaşamı... Mezarında bile sürdürmektedir kavgasını...

Bu insanların sözlerinin paylaşılmasına karşı değilim... Ancak bu adamların bu sözleri boktan aşklar için söylemediğini en baştan bilmek lazım... Aksine her sözlerinin bizi hedef aldığını unutmamak lazım... Bu kişileri türbe haline getirip, duvarları önünde kendi sözlerini onlara tekrarlamak ve ''hacı olmak kadar'' anlamsız bir şey olamaz... Çaput bağlama olayından farksızdır yapılan iş...

Veee bu kadar sözü paylaşılan insanların en az birisinin yaşamını ve düşüncelerini derinlemesine öğrenmek bizim kendimize borcumuz değil midir? Haaa öyle birilerinin ağzından değil ama, kendi kitaplarından... İşte o zaman bu insanların sevgi pıtırcığı mı, türbe mi yoksa dev insanlar mı olduğunu anlayabiliriz...

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..