Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '11

 
Kategori
Turizm
 

Fado ve Portekiz

Fado ve Portekiz
 

 

 

Fado Portekizce kader demektir. Fado insanın karşı koyamadığı ilahi yazgısı ve alınyazısıdır. Portekiz kadınları için fado aşkın, hasretin, çaresizliğin, acının, bitmeyen umudun şarkıya dönüşmüş halidir.

Fado bu deniz ülkesindeki kadınların uzak diyarlara ailesinin geçimi için yelken açan, belki geri dönmeyecek olan gemici ve balıkçı sevgilileri için söyledikleri özlem ve hasretle yoğrulmuş bir aşk şarkısıdır. Kimi zaman da bir ağıttır acıları anlatan.

Fado onlar için karanlık gecelerde mum ışığının loş örtüsü altında, okyanus sahillerinde yankılanan melodilerle döktükleri gözyaşıdır. http://www.museudofado.pt/

Tüm dillerde kader ve alınyazısı insanoğlunun başına gelenleri açıklamada kullandığı en kısa sözdür. Dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun insanlar çaresizliklerini, başına gelen acı olayları kader diye açıklarlar. Çünkü bir anda yaşanmıştır. Hayatı altüst etmiştir. Acı ve ızdırap vermiştir. Güzel giden her şey yıkılmıştır. Sevdiklerinden elde sadece yaşanan acı tatlı hatıralar ve bir kaç soluk resim kalmıştır.

Geçimlerini sağlamak üzere mecburdur insanlar uzaklara gitmeye. İster balık tutmak için ister keşif gezileri denizdir tek kazanç kapıları. Ailesini yaşatmak ve yaşamak için tek yoldur azgın dalgalar ile boğuşmak. Yoksa kim isterki sevdiklerinden ayrılmak. Bazen deniz tutku olur çıkış için hayatın zorluklarından.

Okyanusun ortasında bir tekne yada yelkenli bir gemi, denizin dalgasını, fırtınasını, zorluklarını umursamayan balıkcılar ve gemiciler. Onların dönüşünü sabırsızlıkla bekleyen Anneler, sevgililer ve de eşler. Hepsi okyanus sahilinde bir ümitle, gelecek bir hayırlı haberi beklerler. Uçsuz bucaksız okyanusun ufkunda doğacak bir güneşi gözlerler. Sevdiğimi geri ver dercesine. Bereket sunan deniz, bazen can almıştır. Koparmıştır sevenleri birbirinden.

Kader diye nitelemişler başlarına geleni. İsyan etmişler kötü kaderlerine. isyan etmişler onları sevgi ile kucaklayan denizin bir anda değişen yüzüne. Şarkı olmuş feryatları dillerde. Fadoda aramışlar sevdikleri adamı, Fado ile yaşamışlar onsuz geçen zamanı. Teselli aramışlar fadonun nağmelerinde.

Doğan çocuklar yıllar sonra babalarını tanımış ve belki de hiç tanıyamamış. Ama herkes fado diye kabul etmiş yaşananları. Alınyazısının yazdığından kaçamayacaklarını.

İşte bu acı yüklü hikâyelerin yarattığı bir destandır fado. Diğer destanlar gibi dillerden dile dolaşmaktadır. Bugün teknolojinin getirdiği imkânlar ile sınırların ötesine kadar ulaşmaktadır. Portekiz sahillerinde çalınan ve söylenen fadonun romantik nağmeleri artık bugün internetten tüm dünyaya yayılmaktadır. Portekizli o kadının ağıtı tüm dünyada duyulmaktadır.

Dilini bilmeseniz de, o topraklara gitmeseniz de şarkılardaki notaların dillendirdiği romantik melodiden anlarsınız ve yaşarsınız acıyı, özlemi, aşkı ve çaresizliği.Sanki anlar gibi hissedersiniz şarkıdaki sözleri. İşte melodi yüklü ses tonudur müziği evrensel kılan ve duyguları bizlere taşıyan, müzik ile halkların kardeşliğini sağlayan.

19 yüzyılda ortaya çıkan, bugün tüm dünyada sevilen Portekiz halk müziği olan Fado halkın gerçeklerinin aynasıdır bize yansıyan. Her yanı dağlarla kaplı, geçim kaynakları sınırlı, en temel geçim kaynağı deniz ve denizcilik olan bir halkın hikayesidir bizlere anlatılan. Avrupa’daki ülkelerden çok farklı bir yapıya sahip, her ırktan insanın dar bir ülkede bir araya geldiği, her biri başka bir renk olan, sanatın her alanında zengin kültürel motifler taşıyan portekizi yaratan bir semboldür fado.

Hiç düşünmeyin Lizbon'un dar sokaklarında kurumaya bırakılan rengârenk çamaşırların arasında, güleç yüzlü adeta bizden biri gibi duran, sıcak kanlı ve dost canlısı, mütevazı davranışlı gözleri gülen insanları karşılar sizi. Bir Ege kasabasında hissedersiniz kendinizi. Kimse garipsemez görünce sizi. Adeta ayrıldığınız dostların arasına dönmüş gibi olursunuz. Deniz kültürünün yarattığı sıcaklık ile kendinizi yuvanızda bulursunuz.

Bir gün yolunuz Portekiz'e düşerse bir Fado bar'a gitmeyi ihmal etmeyin. Hele bir zamanlar Amelia Rodriges'ın çalıştığı Luso Bara uğramayı unutmayın. 17 yüzyıldan kalmış bir şarap mahseninde 1927 yılında kurulan Luso Barın akustik ses yapısı içinde yankılanan, Isa Veloso'nun çıplak sesle söylediği fado müziğinin mum ışığında keyfine varın. Çevrenizde kendisini Fado'nun büyüsüne kaptırmış insanlara söyle bir bakın. Sonra Lizbon'un dar sokaklarında şehir merkezine doğru uzanın. (http://www.cafeluso.pt/), http://www.facebook.com/cafeluso?sk=photos

Eğer imkanınız yoksa, sizde bir akşamüstü, mum ışığında fado müziğini açın. Fadonun gecenin karanlığını yok eden nağmeleri arasında yüreğinizi Portekiz'in o dalgalı ve uçsuz bucaksız geniş okyanus sahillerine taşıyın. Amelia Rodriges'ın sesiyle şarkıdaki aşkları, özlemleri, feryatları gecenizle paylaşın.

 

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..