Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '10

 
Kategori
Anılar
 

Fakülte

Üniversite yılları bence insan hayatındaki en güzel yıllardır. Ben tam doya doya yaşayamadım ( çünkü sonradan ayrıldığım insanla nişanlıydım) (o canım arkadaşlarımla doya doya sohbet edip gezemediğime hep yanarım) ama yaşadığım kadarı çok güzeldi. Komik ve etkileyici yaralayıcı binlerce anı var.

Bizim öğrencilik yıllarımız öğrenci olaylarının olduğu dönemlere denk geldi. İlk iki sene böyle geçti. Sonra bir ihtilal oldu. O gün benim Elektrik ve Manyetizma sınavım vardı. Sokağa çıkma yasağından dolayı okula gidemedik. Sınavın tekrarlandığı gün ise sınavın yarısında jandarmalar tarafından dersten çıkarıldık. Yıldız anfinin etrafında toplandık. Çevremizi panzerler sardı. Birisi bildiri dağıtmış onu arıyorlarmış. Bine yakın öğrenci gece 12 ye kadar Yıldız anfiye tek tek alındık. Sonra kızları serbest bıraktılar ama tek servis vardı. Zar zor bindik. Yine de hafızamda o süre içinde çok da panik olmadığımız kalmış. Ama annem evde dokuz doğurmuş tabi ki.

Bir günde Matematik dersi hocamız bizi geç bıraktı. Hiç servis kalmamıştı. 10 kişi kadardık. Hava kararmaya başlamıştı. O zamanlar Beytepe dağın başıydı. Kurtlar ulumaya başlamıştı. Sonuçta bir damperli kamyon geldi. Oğlanlar binip bizi yukarı çektiler. Nasıl olup ta kolumun çıkmadığını hep merak ederim. Kamyonun damperi yerden 1.60 cm falan yukarıdaydı benim boyum 1.50 düşünün gerisini…

Bizim bölümde kantinin önünde bir pinpon masası vardı. Bizimkiler de pinpon oynuyorlardı. Arkadaşımla ben de onları izlemek üzere koridorda yürüyorduk. Ayağıma bir şey dolandı. Ben de pinpon oynayanlara uzaktan laf yetiştirdiğim için o şeyin üstünden bakmadan atlayıp yürümeye devam ettim. Pinpon oynayan arkadaşımdan bana dönük olan birden” Aman Allahım” deyip gözünü kapattı ve arkasını döndü. Ben de ne oluyor diye şöyle bir bakındığımda ne göreyim dersiniz? Nadir olarak Döpiyes giydiğim günlerden biriydi. Pek alışkın olmadığımdan sanıyorum. Eteğimi düşürmüşüm. Ceketle ince çorapla Peter Pan gibi yürüyormuşum. Aman çok utanmıştım.

Cahit Külebi nin oğlu Ahmet Külebi bizim İşletme dersimizin hocasıydı. Şimdi rahmetli olmuş. Dersi acaip sıkıcı geçerdi. Biz de arka sırada sayı oyunu oynuyorduk. Adamcağız birden fark etti. Ben de sarı renkli bir ceket giymiştim. “Hey sen sarı ceketi giyen sus artık” dedi. Sonradan öğrendim sarı ceket Barbitürat cinsi uyuşturucu madde ya da ilaçmış sarı yelek de denirmiş. Sarı ceketi giymek de bu maddeyi kullanıp da iyice uçmak demekmiş.

Enerji diye seçmeli bir dersimiz vardı. Çok zordu. Nükleer reaktör çeşitleri ve işletme sistemleri ayrıca diğer enerjiler anlatılıyordu. İlk ara sınavdan en yüksek notu alana para ödülü koydular. Dersin sorumlusu iki hocam da beni çok seviyordu. Sürekli de beni kızdırıyorlardı. Neyse sınav oldu. Ben 2. yüksek notu aldım. Ertesi günü bana bölüm başkanı imzalı kapalı bir zarf geldi. Açtım .”Enerji dersinden aldığınız not sizin alabileceğiniz nottan çok yüksek olduğundan yarının tarihini vererek Bölüm Başkanlığında oluşturulacak bir heyet karşısında hesap vermeniz gerekiyor” gibilerinden resmi usluplu bir yazı çıktı. İmzalar mühürler sayı her şey yerli yerinde . Ben başladım ağlamaya ama nasıl çok ağladım anlatamam. Sonunda beni seven hocamın bir tanesi diğerinden gizlice” Ağlama bu oyunu sana Ercan Hocan hazırladı . Hadi biz de ona bir oyun yapalım. İntikamını al. “dedi. Bana ne yapacağımı anlattı. Ercan hoca geldi. Ben başladım konuşmaya. “Hocam bu yazı gelince ben Bölüm Başkanına gittim. Çok kızdı kim sahte yazı yazdı. Üstelikte benim imzamı taklit etti.”dedi ve bu yüzden soruşturma açacağını söyledi dedim. Aman Ercan hocayı aldı bir telaş. Kızdı bağırdı.” Sen de şakadan hiç anlamıyorsun. Gidip söylenir mi?” Diye bağırdı bağırdı. Neyse bizde “Şaka dedik. “ Güldük. Geçen yıl Ercan hocam vefat etti. Allah rahmet etsin. Çok sevdiğim bir insandı.

Bizim bölüm çok zordu. Ön kapıdan girilir yine ön kapıdan mezun olunamazdı. Çoğu arka kapıdan atılırdı. Öyle böyle zaman geçti. Okul bitti hatta işten emekli olma zamanı geldi.

Şimdi üniversite yaşamı nasıl bilmiyorum. Kızımdan anladığım kadarıyla cennet gibi…Tüm çocuklarımıza hayırlı mezuniyetler…

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..