Fal ve IMF

Yandık ki ne yandık!

IMF’nin baktığı fala göre, özellikle de emekli ve çalışanlar, öyle bir yandı ki sormayın!

Son dönemde, IMF falcılığa başladı!

Nasıl başlamasın ki! ABD kökenli krizi fark edip, üyelerine ve dünyaya zamanında duyuramadı. Sözde ekonomi kuruluşu olmasına rağmen, bu zamana kadar hiçbir başarısı yok. Bir bizdeki uygulamaları son 7 yılda biraz başarı olarak görünse de, aslında bir başarı olmadığı, en ufak bir küresel krizde, Türkiye ekonomisinin dünyada krizden en çok zarar gören ilk beş ülke arasına katılması, böylesi bir başarının sanal olduğunu gözler önüne seriyor.

Bildiğiniz gibi bizim IMF ile yaptığımız sözleşme 2008 yılının Mayıs ayında sona erdi. O zamandan bu zamana kadar ekonomimizi kendimiz yürütüyoruz. Ve geldiğimiz nokta kabak gibi ortada!

Biraz da falcı IMF’nin kriz ile öngörülerine bakalım mı?

Uluslararası Para Fonu IMF’nin, dünyanın en büyük ekonomilerini kapsayan G-20 grubunun 31 Ocak ve 1 Şubat tarihlerinde İngiltere’nin başkenti Londra’da yaptığı bakanlar toplantısı için hazırladığı değerlendirme notunda, krizle kararlı mücadele çağrısı yapılıyor. (Nedense ne yapılması gerektiğine dair bir görüş yok. Sadece kararlı. Yani muallâk bir öneri)

Bu arada tabi kendilerine de pay çıkarmadan edemiyorlar. Ancak çıkarttıkları pay, bir başarı öyküsü değil.

Bakarsanız bu başarırı öyküsünün(!) mimarı, Türkiye ekonomisi! Evet, Türkiye ekonomisi 2009 yılında % 1, 5 oranında küçülecek, gelecek yıl da ise % 3, 5 büyüyecekmiş.

Ayrıca, Türk ekonomisinin, onca ekonomik başarı ve mucizeye rağmen 2008’de yüzde 1 büyüdüğü de, IMF uzmanlarınca dile getirilmiş.

Bu hiç de inandırıcı değil!

Neden diyecek olursanız? Tunceli gibi küçücük bir ile Sosyal Devlet olmanın gereği olarak bu kadar yardım yapılırken, %1 lik bir büyüme olamaz! Bu IMF işi biraz abartmış! Bizim büyümemiz, yarattığımız ekonomik mucizenin boyutu kadar olmalıydı!

IMF değerlendirmelerine devam edelim. Yılbaşı-yılsonu karşılaştırmalarına göre Türkiye’de enflasyon 2008’de % 10, 4 olarak tahmin edilirken, enflasyonun 2009 yılında % 7, 9’a, 2010’da ise % 6, 9’a düşmesinin beklendiği tahmin edilmiş.

İşte asıl burada yandı gülüm Keten helva!

IMF ile seçimlerden sonra bir anlaşmanın yapılacağı su götürmez gerçek! Ve IMF’nin her söylediği, her isteği emir telaki edilerek, hemen yerine getirilecek. Böylesi ekonomik krizin yaşandığı bir ortamda da memura, emekliye ve bilumum çalışana verilecek zam, IMF öngörülerine göre yapılacağından, bu kesim krizi en fazla hisseden kesim olacaktır.

IMF’nin fal değerlendirmesine devam edecek olursak; toplam dünya ekonomisinin 2009 yılında % 0, 5 oranında büyüyeceği, ABD ekonomisinin % 1, 6 küçüleceği, Euro bölgesinde ise % 2 küçüleceği öngörülüyormuş.
Ayrıca yine IMF değerlendirmesinde, sanayileşmiş ve gelişmekte olan piyasalardan oluşan G-20 üyesi ülkelerin, küresel ekonomik ve finansal krize karşı, talebi artırıcı ve finans sistemini temizleyici kararlı politikalar izlemeleri
önerilmiş.

Böyle bir öneri, bizim idarecilerin söylediği ile tamamen zıt değil mi? Ne diyor bizim idareci ekonomistlerimiz? IMF bizden çalışana ve emekliye zam yapmamamızı, sadaka kültürü kapsamında yaptığımız ekonomik yardımları kesmemizi önerdiler demiyor muydu? O zaman, krize karşı, talebi arttırıcı ve finans sistemini temizleyici politikalar nasıl izlenir? Hem çalışan kesime zam vermeyeceksin, hem de sen para harca diyeceksin. Tıpkı kredi kartlarında olduğu gibi! Ne yapıyor kredi kartı dağıtıcıları? Asgari ücret alan bir kişiye, sınırsız veya sınırı çok yukarılarda olan limitli kart dağıtmıyor mu? O halde gelir artışı olmadan, harcama kalemleri nasıl arttırılacak? İktisatta yeni bir yöntem keşfedildi de bizim mi haberimiz yok!

Ne demiş atalarımız? Fala inanma, falsız da kalma! Bu vecizeyi IMF’ye uyarlarsak, IMF’nin söylediklerine inanma, IMF’siz de kalma!