Falcı

“Ayağa kalkan, düşmeyi göze almış demektir”.

“ Doğru yerinden kalkıncaya kadar, yalan dünyayı dolaşır gelirmiş”

“Fala inanma, falsız da kalma ” derler. Fal modern bilimlerin çözüm bulamadığı durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Fala genellikle, yürüyen bir ata sahip olmak için, bir nal bulup da, üç nalla bir ata ihtiyacı kalanlar baktırır. Falcılar gelecekte neler olacağına, şans ve kısmetin nasıl olduğuna dair haber ve bilgi veren. boş durmayan. boşluğu dolduran kişilerdir. Falcılar fala çoğu zaman; oyun kağıtlarıyla, bakla taneleriyle, kahve fincanlarının dibinde kalan kahve telveleriyle, bir bardak suyla bakarlar. Fala bakmadan önce de “neyse halın çıksın falın” derler.

İnsanın kendisini tamamen falın kaderine bırakması çoğu zaman iyi sonuçlar doğurmayabilir. Ama bazı kez de falcıların dediği çıkıverir.

Yetmişli yıllarda bir mobiletim kaybolmuştu. “Baklacı teyze” dedikleri bir falcıya gidip bakla attırdık. “Senin mobilet şurada” dedi. Gittik baktık mobilet ordaymış.

O zaman çok hayret etmiştim.

Nasılsa oldu işte.

Eskiden krallar saraylarında bilim adamlarının, danışmanlarının yanında bir de falcı bulundururlarmış.

Kral bazen bu falcıyı çağırır kendisi ve memleketi hakkında kehanette bulunmasını ve fal bakmasını istermiş.

Falcı bir gün kralın falına bakarken genç ve güzel gözdesinin üç gün içinde öleceğini söylemiş. Kral bu gözdesini canını verecek kadar çok seviyormuş. Falcının bu uğursuz kehanetine çok kızmış ve huzurundan kovmuş.

Gerçekten de güzel eşi üçüncü gün akşamı ölmüş. Kral şom ağızlı falcıyı, kellesini vurdurmak için huzuruna çağırtmış:

-Ey şom ağızlı falcı dünyalar kadar sevdiğim eşimin ne zaman öleceğini bildin. Şimdi söyle bakalım ben ne zaman öleceğim. Eğer benim ne zaman öleceğimi bilemezsen, kendinin ne zaman öleceğini bil bakalım, demiş.

Falcı, kralın niyetini o saat anlamış. Kötü kehanette bulunduğum için nasıl olsa bu kral beni öldürtür diye düşünmüş.

Biraz düşündükten sonra krala şu cevabı vermiş:

-Ey büyük kralım, falımda kendimin ne zaman öleceğini tam olarak göremiyorum. Ama gelin görün ki, sizin ne zaman öleceğinizi net bir şekilde görebiliyorum.

Kral hiddetle bağırmış:

-Söyle bakalım melun falcı, ben ne zaman ölecekmişim.

Falcı masum bir yüzle ve kısık bir sesle cevap vermiş:

-Ben öldükten hemen üç gün sonra, çok büyük acılar içinde, kıvrana kıvrana öleceğinizi görüyorum sayın kralım, demiş.

Olanları izleyen kralın hizmetkarı kendi kendine:

-Kral olacağına akıllı ol, demiş.

Ne dersiniz hizmetkar yerden göğe kadar haklı değil mi?
Recai Şahin