Fanatik futbol yazarlığı

Dün akşam önemli bir derbi maç oynandı. Beşiktaş 2-1 kaybettiği derbinin ardından, ligden çekileceğini ve bundan sonraki maçlara PAF takımıyla çıkacağını açıkladı. Sebep olaraksa hakem İsmet Arzuman'ın maçtaki taraflı yönetimini gösterdi.

Benim üzerimde durmak istediğim konu, ne hakem hataları, ne de Beşiktaş'ın ligden çekilmesi. Bazı spor yazarlarının tuttukları takım lehine, akıl almaz biçimde kafalarını devekuşu misali kuma gömmeleridir değinmek istediğim.

Hakem'in bu kadar çok konuşulduğu, bir takımın ligden çekilmesi için sebep gösterildiği bir durumda, ülkenin sayılı spor yazarlarından bazıları, sanki hiç bir şey olmamış, çok normal bir maç cereyan etmiş gibi yazılarında tek bir cümle, bırakın cümleyi tek bir kelimeyle dahi hakem'e değinmemişler.

Her yazısında mutlaka hakem'le ilgili bir yorumda bulunan Milliyet yazarı Rıdvan Dilmen, yazılarının bir çoğunu hakemler ve hakem hataları üzerine kurgulayan Sabah yazarı Gürcan Bilgiç ve hiç bir zaman objektif olmayan fanatik amigo Pasfotomaç yazarı Selçuk Yula kocaman köşe yazıları kaleme almışlar, maçı yorumlamışlar fakat yazının içine tek bir 'hakem' kelimesi koyamamışlar.

Şimdi bu yazarlarımızın -Selçuk Yula'yı zaten değerlendirmeye almadan- objektif ve güvenilir oldukları nasıl savunulabilir?

Bunu sadece Fenerbahçe'li yazarlar yapıyor demiyorum. Galatasaraylı ve Beşiktaşlı fanatik, takım tutan köşe yazarlarımız var ve onlar da bu durumlarda aynı reaksiyonu gösteriyorlar. Başlarını kuma gömerek gerçeklerden kaçıyorlar.

Sevgili yazarlarımız, maçın yorumunu yapsanız, hakem'in gönül verdiğiniz takım lehine kararlar verdiğini söyleseniz, bu sizi küçültmez, aksine taraflı tarafsız herkesin gönlünde değerinizi artırır.

Bu şekilde davranarak kendinize, Türk futboluna ve ülke insanına zarar veriyorsunuz. Fanatik Futbol yazarlığı insanları futboldan soğutuyor, fanatik seyircileri daha fanatik hale getirerek birbirlerine düşman cepheler oluşturuyor.

Lütfen kaleminizi adaletli oynatınız... Oynatınız ki bu oyun daha zevkli hale gelsin...