Fantezi olsun diye üniversiteye giriş sınavını üç basamaklı yapmak

Bazı özel hastanelerin geçici nöbetçi doktorları vardır. Birkaç günlüğüne veya belli bir dönem için o hastanede görev yaparlar.

Kaba bir benzetmeyle, sanatçı taifesinin ekstraları nevinden bir şeydir bu nöbetler.

Doktor gelir, muayenesini yapar, gerekiyorsa ilaç yazar ve sair, bilindik, rutin medikal işlemler.

Ancak tıp doktoru hangi hastaneye giderse gitsin, mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışacaktır. Bu olması gerekendir de. A hastanesindeki hasta kayıt prosedürü, B hastanesindekinden farklı olabilir.

Kaldı ki tıp doktoru bunların ayrıntılarını bilmekle mükellef değildir. O yalnızca işini iyi yapmalıdır ve diğerleri görevinin kutsallığı yanında yalnızca teferruattır.

Üniversiteye hazırlanan öğrenci de aslında bir tıp doktoru gibidir. Yok kendini öyle görmüyorsa da öyle görmelidir.

Kamuoyunda sıkça duyduğu; üniversiteye giriş sınavındaki sistemin değiştiğine, boyunun kısaltılıp uzatıldığına, merdiven yapıldığına, basamak sayılarının değiştirildiğine ve bilimum haberlere kulak tıkamalıdır !

Bu tip haberleri, bir doktorun A ve B hastanelerindeki hasta kabul, evrak kayıt, prosedürlerini bilmesi gerektiği kadar takip etmelidir.

En önemlisi kendinden bekleneni yapmalı ve sadece ders çalışmalıdır.

Muhakkak ki sınav sistemi hakkında, metodolojik olarak minimal teknikleri bilmesi işini kolaylaştıracaktır, ancak asıl olan konular, ünitelerdir.

1968 yılındaki üniversite sınav sorusuyla, tam kırk yıl sonraki 2008 üniversite giriş sınavındaki sözgelimi bir matematik sorusunun benzerliği zaten her şeyi ispatlayan yeterli bir burhandır.

Üniversite sınavı yine iki basamaklı olacakmış !

Maliyetinden ve sosyal reaksiyondan korkmasalar sırf fantezi olsun diye üç basamaklı da yaparlar emin olun.

Sınav sistemi çerçeve, ders konuları da özdür. O zaman öğrencinin bilmesi gereken tek şey vardır; çerçeveyi bırakıp, öze odaklanmak.

Üniversite sınavı a harfinin kendisidir. Her üç beş senede bir değişen sınava girişi sistemi ise a harfinin üstündeki şapka (â) gibidir.

Bir sene kalkar, bir sene iner. Ama a hep alfabenin birinci harfi olarak kalacaktır.

Sabrın sonu ile