Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '17

 
Kategori
Öykü
 

Fanustaki Kelebek

Fanustaki Kelebek
 

Zamanın birinde; hayatını camdan fanus içinde geçiren bir kelebek yaşarmış. Renkleri öylesine güzelmiş ki kelebeğin, fanusta ki yansımalarından mutluluk duyarmış. Bizim narsist kelebek bütün hayatını bu güzellik uğruna harcadığını fark etmezmiş.Bizim kelebek bu ya uzun mesafelere uçamadığı için kendi dünyasında ki hareketi inanılmaz bulurmuş. Dokunamadığı, hissedemediği dünyanın sahibi gibi davranırmış. Öyle bir yanılsama içindedir ki sınırlı özgürlük alanını kendi vazgeçilmezi olarak görürmüş. Fanus dışında ki hareketli doğanın güzelliğine sahip tek kişinin kendi olduğuna inanırmış. İnanmak bazen ne büyük yanılsama oysa ki; zihnimizin bize oynadığı oyunlardan habersiz sanal bir gerçeklik yaratırız. Sınırlı zamana sahip olan kelebeğimiz için son diye bir şey yoktur..Korkunç bir varoluş hikayesi...
 
Rengarenk kelebek potansiyelinden habersizdir; kısa zaman aralıklarında uyurmuş yine böyle bir zamanda rüyasında anne kelebeği görür. Anne kelebek seslenir yavrusuna ‘tırtılım benim. Güzel yavrum evvelini unutma, zihnin sürekli sana oyunlar oynar. Sınırlılığını hatırlatır oysa sen sonsuz bir güzelliksin gerçekliğinle dokunduğun her şeyde kendini bulursun. Uçabilirsin sınırsız şu zamanda; çiçeklere, ağaçlara konabilirsin. Hırçın suların üzerinden uçabilirsin. Senin doğan bu duruma uygun, sonsuz gücünü fark etmelisin. ‘Şaşkınlıkla uyanan kelebek anlayamaz, zorlanır. Tırtıl olduğu zamanları unutmuştur; o güzel ve narin bir kelebektir, güvendedir üstelik bu dünyanın da sahibidir. Hissedemediği, eksik algıladığı dünyanın sahibi olduğuna inanma fikri gerçek bir komedidir.
 
Güzelliğine aşık bir kelebeğe gerçeği kim anlatabilir dersiniz; camdan fanustan baktığı zamanlarda -kendi güzelliğine takılmasa- özgür ve sınırsız olan doğayı görebilecektir fakat kendi güzelliğinde boğulacak olan iflah olmaz bir narsisttir. Kendine o kadar çok aşıktır ki gerçeği göremez. Günlerden bir gün; sabah güneşinin aydınlattığı ılık bir ilkbahar mevsiminde; mutlulukla uçan mavi kelebek; cam fanusu ve içinde ki rengarenk kelebeği fark eder ve görür görmez aşık olur. Hayatında hiç bu denli güzel bir kelebek görmemiştir; gözleri kamaşır adeta. Fanusa yaklaşır etrafında bir tur döner, konar usulca. Bütün kanat çırpmaları artık aşkı kelebek içindir. Renkli kelebeğimiz de mavi kelebeği fark eder ve mavi kelebeğin duygularına cevap verir karşılıklı bir aşktır bu .Mavi kelebek rengarengi bekler; birlikte uçmak ister fakat bizim narsist kelebek her uçuşunda cama çarpar;mavi kelebeğe dokunamaz; gözleri bulutlanır. Gerçeği o an kavrar narsist kelebek;dokunamadığı hissedemediği dünyanın sahibi olmadığını. Küçük camdan fanusun minik dünyasında; ruhunu yitirmiş bir halde; kendine olan aşkından gerçek dünyayı göremeyişine ağlar. Hiçbir şeyin sahibi değildi bunu anladı. Bütün narsist duyguları buz dağına çarpmış gibi paramparça olmuştu. Gördüğü o sonsuz evrenin içinde ki küçük fanusta birer köleydi; yalancı aidiyetler yalancı hayatlara olan tutunmalarını anlamakta zorlanıyordu artık.
 
Herkes kendi fanusunda birer narsist olmaya devam ettiği sürece sadece kendi gerçekliğini görür; o gerçeklik kocaman bir yanılsamadır... 
 
Toplam blog
: 42
: 263
Kayıt tarihi
: 29.09.14
 
 

Eczacılık mesleğimin yanında Edebiyatın da olmasını istedim çünkü çok sevdim. Yazma eylemi; hayalle..