Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Müzik
 

Farid Farjad: Rüzgârın parmakları

Farid Farjad: Rüzgârın parmakları
 

Sonbaharın geldiğini haber veren rüzgârlar vardır. Hafif bir esintiyle başlar, sonra fırtınaya dönüşür. Kapıları, pencereleri sıkı sıkıya kapatmak zorunda kalırsınız. Sadece yazın değil, içinizde de bir şeylerin bitmekte olduğunu hissedersiniz. Yalnızsınızdır. Işıkları kapatıp yorganı başınıza çeker, yatağa gömülürsünüz. Kaldırımdaki ağacın dallarına, aydınlatma direğine, pencerelerin pervazına çarpan rüzgâr hepsinden ayrı bir ses çıkarır. Sanki o ağaçlar, o direk, o pencereler bir enstrüman, rüzgâr da hep hüzünlü ezgiler çalan usta bir müzisyendir.

Sararmış yaprakları, kâğıtları, gofret ambalajlarını önüne katıp oradan oraya sürükleyen rüzgâr sizden de bir şeyler alıp götürür. Belki çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybetmişsinizdir; onun hafızanızdaki son görüntülerini silip götürür. Belki terk edilmişsinizdir; onu sizden biraz daha uzaklaştırır. Acıdır bu ses; ama sağaltıcı bir yanı da vardır. Yaranızı sarar; içinizi boşaltır; yüreğinizi hafifletir. Tıpkı ölen yaprakları dalından koparıp yeni yaprakların doğmasına yardımcı olması gibi sizin de kurumuş yapraklarınızı döker.

İşte İranlı keman virtüözü Farid Farjad’ın (Ferid Feryat ya da Ferced?) müziği dinleyenin üzerinde buna benzer bir etki bırakır. Geleneksel Fars, Azeri, Kürt, Ermeni müziğinden beslenen Farjad, eserlerini icra ederken sadece keman ve piyano kullanıyor. Keman zaten kendi başına kişilikli ve hüzünlü bir enstrüman… Bu aletten dünyanın en kötü sesini de çıkarmak mümkün, en güzel, en can yakıcı seslerini de… Öyle ki, çıkardığı hüzünlü sesten dolayı keman sanatçılarının hep vereme yakalandığı söylenirmiş eskiden. Bir de usta bir ele düştü mü inler, cıvıldar, huzur verir, ama en çok da sızlatır. Tanrı, evrenin tüm hüzünlü gamlarını kemanın o incecik, yassı gövdesine saklamış gibidir. Farid Farjad, kemanın sinesindeki o sesleri bulup çıkaran müzisyenlerden biridir. Onu dinlerken bu üçlünün (Tanrı, enstrüman, sanatçı) en verimli birlikteliklerinden birine tanık oluruz.

Eserlerini keman ve piyano gibi Batı kökenli ama bir yanıyla da evrensel iki enstrümanla icra eden Farjad’ın müziği ise buralıdır. Seslerin, notaların, acıların, kimliklerin, tarihlerin, kanların, genlerin, trajedilerin birbirine karıştığı, üst üste bindiği, iç içe geçtiği Ortadoğu ve Ön Asya coğrafyasına ait bir müziktir. Kulağımıza yabancı gelmez. İlk dinleyişte hemen aşina oluruz.

İran İslam devriminden sonra ABD’ye göçüp oraya yerleşen Farjad, halen 70’li yaşlarını sürüyor. Farjad, eserlerini “An Roozha” (O Günler) adını verdiği beş albümde topladı. Kendisine piyanoda genellikle Abdi Yamini ve aynı zamanda eşi olan Mitra Tavakkoli Farjad eşlik ediyor. Türkiye’de albümleri her yerde bulunmuyor ama bazı parçalarına Youtube ve Dailymotion'dan erişmek mümkün…

Özellikle, “Golha”, “Sangeh Khara”, “Taghtam Deh”, “Deyad Gity”, “Goleh Pamchal” adlı parçaları Farjad’ın müziğinin yukarıda anlatmaya çalıştığım özelliklerini çok iyi yansıtır. Aşırı tüketime sebep olacağından içki ve sigara eşliğinde dinlenilmesi tehlikelidir; pek tavsiye olunmaz. Ama girişte dediğim gibi, o hüznün içinde sağaltıcı bir öz de vardır.

....

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..