Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Farkhunda'yı fark ettik mi...!

Farkhunda'yı fark ettik mi...!
 

Farkhunda'yı fark ettik mi...1


Farkhunda, 27 yaşında bir Afgan kadınıydı. Öğretmen olacaktı.

19 Mart 2015 tarihinde bir caminin önünde bir molla ile tartışmasının bedelini bir grup öfkeli homo habilis tarafından linç edilerek ödedi. Taşlar ve sopalarla feci şekilde dövüldü, yerlerde sürüklendi, bir çatıdan aşağı atıldı, arabayla çiğnendi ve benzinle yakılarak can verdi!

27 yaşında, pırıl pırıl bir Afgan kadını. Din eğitimcisi olacaktı eğer vahşiler tarafından linçten beter katledilmeseydi. Cami önünde insanlara "din" satan bir yobazın attığı iftira sonrası, kana susamış gözü dönmüş yaratıklarca taşlarla, sopalarla, tekmelerle öldürüldü. Yetmedi, ölü bedeni bir binanın tepesinden aşağı atıldı. Yetmemiş olacak ki üzerinden araçla geçildi cesedinin. Yetmedi o da. Yaktılar...

Sadece birkaç fotoğrafına bakabildim. Ortaçağ artığı yobazlar tarafından katledilirken videoya da çekmişler. Dine saygısızlık etmenin cezası budur, ibret-i alem olsun diye... İçerik kaldırıldı mı yerinde mi bilmiyorum. Yüreği yetenler Youtube'dan aynen izlesin.

"Muskaların hurafelerin İslam'da yeri yok!" dediği için bu feci sonu uygun gördüler ona. Kuran yaktı dediler, Kuran yakmış bile olsaydı bu acı içindeki, uzun soluklu, korkunç ölümü hiçbir insana hiçbir canlıya yaşatmaya hakları olmadığını düşünmeden...

Gerçek İslam bu değil diyor hala bir sürü kişi. Gerçek İslam bu değilse, sizler de bu olmadığını o olmadığını şu da olmadığını biliyorsanız, neden gerçek olanını yaşamıyor ve telkin etmiyorsunuz da biz yalnızca "olmayanına" rast geliyoruz?

Dinin, toplumun, erkeğin, sistemin kurbanı hep "kadın". Farkhunda çok güzel... Kanlar içindeyken, vahşilere karşı koyamayacağını bile bile çaresizce ellerini uzatmışken, yüzünde haksızlığın, vahşetin, çıkış yolu olmadığını görmenin, KORKUNUN izleri gezinirken bile çok güzel. Saçları güzel. Gözleri güzel. Bedeni güzel. Düşünceleri güzel. O çıldırmış, tiksinilesi, sapkın kalabalığın orta yerinde kan ve acı içinde bile bir çiçek gibi.

Vuruyor, tekmeliyor, parçalıyorlar; çünkü ışığı, güzelliği, temizliği, algısı, sesi, sözleri, hatta tek başına "varlığı" bile rahatsız ediyor onları.

Öyle ya. Din onlara kendi bildiği ve anladığı, anlamak istediği haliyle kadınları ve dünyanın bütün sefahatini takdim ediyor...

Kesesini doldurmak için küçük kâğıt parçalarına dua yazıp insanlara hap gibi din satan o mollanın bir kadının cüreti karşısında afallayıp "Kuran yaktı bu kadın" iftirasıyla ortalığı velveleye vereceğini ve bunun sonucunda oraya toplanan bir grup hayvansı tarafından vahşice linç edileceğini bilebilir miydi?

Hal böyleyken güzel, akıllı ve cesur bir kadın hiçbirinin hiçbir zaman ulaşamayacağı ve istemeyeceği bir şeye dönüşüyor. Her şeyin tek hakimi biziz yanlış da olsa doğru da olsa biz ne diyorsak o… diyorlar. Öfkeleri, nefretleri, sapkınlıkları bu yüzden.

Yoksa neden bir dolu mahluk gözü dönmüş bir şekilde, hayatında ilk kez gördüğü bir kadına kulaktan dolma yalan yanlış sözler nedeniyle insanlık dışı şekilde saldırabilir? Hayır dinini çok sevdiği saydığı için değil. İnancı onu bundan men ediyor. Hayır ortada çok ciddi çok büyük bir mesele olduğundan da değil.

Ortada akıllı, güzel ve cesur bir "kadın" olduğundan. Ona istediğim gibi ulaşamayacaksam, konuşamaz, düşünemez, fikrini söyleyemez, hatta var olamaz... iç seslerinden.

Bu vahşetin Türkiye'de hala sayısız insan tarafından bilinmiyor oluşu, bilenlerin yapılanın korkunçluğunu vahşiliğini kınamaktan ziyade yine yeniden dini yüceltmeye, zirveye tırmandırmaya, bir noktada o da bu konulara karışmasaymış demeye dedirtmeye çalışması... Bunlar da ayrı birer isyan konusu ayrı birer utanç vesilesi...

Aslında yazılacak çok şey var. Ama, cehalet kitleleri o denli esir almış ki; nefs,hırs, güç öylesine kaplamış ki bu konuda söylenecek en küçük bir sözü bile çarpıtmaya hazır sayısız kişi olduğunu bildiğimden, burada kesiyorum. Oysa onun istediği hurafelerden ve din bezirgânlarından arındırılmış bir dindi ve bunu dile getirme cesaretini göstermekti, hepsi bu...

Farkhunda son değil biliyorum. Yine de son olmasını diliyorum. Bütün kalbimle istiyorum.   

 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..