Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '19

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Farkın Farkında Olan Oğlum

      Değerli oğlum,

      Bugüne kadar mektuplarımızın hep sonunda dua ederiz. Bundan sonra mektubumuzun başında da dua edelim de mektubumuzu daha içten ve samimi yaparak daha fazla insan faydalansın. Olabilir ki, mektubumuzun başında duamıza  amin diyenler okuduklarını daha iyi anlarlar

        Sevgili oğlum,

         Mektubumuzun başlangıç duasını yapalım.

          “Allah’ım ben mektubumu severek, içten samimiyetle oğluma yazıyorum ama bu mektup tüm insanlığa yazılmıştır. Eli kalem tutan bir yazarın tüm okuyanları aslında çocuklarıdır. Bu mektubumuzu okuyanın faydalanmasını, düşünmesini,  doğu olarak kabul ettiklerini hayatına uygulayarak, başkalarına okutarak hayat kaliteleri bir adım artsın. Ne kadar insana doğru bildiklerimizi paylaşırsak ve ulaştırırsak insanlık o kadar ilerler. Kötülüklerden kimi ne kadar uzaklaştırırsak insanlığa faydamız o kadar iyi olur. Bunu elimizle, olmazsa dilimizle, o da olmazsa kalbimizle önlemeye çalışacağız. Bize düşen de kötülüklere engel olmak iyilikleri yamak değil mi senin emrin olarak. İşte bizde bunun uğraşıyoruz Allah’ım senin emirlerini yerine getirmede bizi güçlü kıl, bize gereken gücü ver, okuyanımızın çok olmasını sağla. Yazdıklarımızın isabetli olmasına yardım et, kovulmuş şeytanın şerrinden mektup yazarken bizi koru. Farklı insanlara hoşgörü konusunda kalbimize sevgi ve anlayış koy Yarabbbi. Amin”

   Sevgili oğlum,

          Bir büyük insan der ki “En çok sevdiklerimiz en çok kendimize benzettiklerimizdir” Yani bu söz toplumun genel kanısıdır. “Bir de ben çoğunluğa uymam, ben kendi değer ölçülerime göre yaşarım” diyenler vardır ki. Böyle düşünenler toplumun yersiz eleştirilerine her zaman hazır olsunlar derim. Böyle düşünenler üretmek için, boş konuşmamak için yalnız kalmayı tercih edenleri “toplumdan dışlanmış” zannederler.  İnsanın çevresinde kuru kalabalıkların olması kendisine faydadan çok zararlı insanların etrafında olması insanın asıl yalnızlığıdır. Mevki ve gücü varken çevresinde yüzlerce kişi olanları emekli olunca eşlerinden başka kimsenin kalmadığını görünce üzülüyorum. Mevkii makam varken bizleri ciddiye almayanlar emekli olunca yolda bizi görünce selam vermemizden mutlu oluyorlar. Yani, çevremizde yalandan bizi seven çok insan olacağına, gerçekten seven bir eşimiz olsun yeter.

       Sevgili oğlum,

        İnsanlar Üniversite tamamlamış olsa da çok zaman kitap okumadıkları, bilgili insanlarla sohbet etmedikleri ve faydalanamadıkları için ve bilgili insanları doğru okuyamadıkları için mesleki bilgileri yeterli olsa da insani davranışları yeterli olamayınca toplumda kendilerini yalnız hissediyorlar çok zaman. Öyle ki farklı insanları, farklı düşünen insanları  “öğrenilecek bir insan” olarak görseler ıssız adada bile farklı düşüncelerde iki insan “birlikte yaşama kültürü” nü hayatlarına uygulamaya geçirdikleri için mutlu olabilirler. Bunu sen farklı düşüncelerde olan arkadaşlarınla uyum içinde yaşadığın için biliyorsun.

           Sevgili oğlum,

           Gelişmişliğin ölçüsü başkalarının çok da zarar vermeyen davranış ve düşüncelerine saygı göstermektir. İnsanlar yaşça büyürken olgunlaştıkları için genç iken kızdıkları insanlara yaşları olgunlaşınca daha hoşgörülü ve sevgi dolu olabiliyorlar. Çünkü genç iken eleştirmeyi olgunlaşınca da hoşgörüde bulunmayı sever insan. Dersen ki “bazı yaşlılar ne kadar yaşlanırsa yaşlansın gene de hırçın” Buna ben derim ki, onlar  “ bedenen büyüdükleri halde ruh ve düşünce olarak büyümemiş, sadece yemek yiyerek vücutlarını büyüterek irileşmiş insanlardır”.  O yüzden sende bedenen büyürken çevreni gözlemleyerek yaşına uygun olarak çevrene saygı ve hoşgörüde bulunmaya  “farklı insanlardan” faydalanmaya devam edersin.

                Değerli oğlum,

                 İnsanların birbirine kırıcı olmasının ve başka fikirlere tahammülü olmamasının bir sebebi de manevi, dünyalarının fakir kalması. Bazen insan ibadetlerini senelerce aksatmasa da Allah’ın sözlerini anlatan kitapları peygamberin hayatını okumadıkları ya da dinledikleri halde akıllarına yerleştirerek hayata geçiremedikleri, kalplerine yerleştiremedikleri zaman hayatlarında kalite olamıyor. Bizde insanlar,  en yakınlarındaki insanlar en güzelleri yazsalar da önyargılarını yıkamadıkları için insanlar onları dinlemeyince okumayınca ciddiye almayınca da ilerleme olmuyor. İnsanoğlu dünyanın kuruluşundan bu yana peygamberlerini, yalanladılar çok zaman. Gerçekleri gözleri olduğu halde duyamadılar. Kalpleri olduğu halde hissedemediler. Beyinleri olduğu halde düşünemediler. Ama sadece duymayanla, göremeyenle “onlar duymuyor biz duyuyoruz” diye alay ettiler.”Onlar görmüyor biz görüyoruz” diye alay ettiler ama kalpleri ve beyinleri ile sağır ve gör olduklarını gerçekleri idrakten yoksun olduklarından fark edemediler. Sen bunları hisset, bütün azalarının ne için olduğunu anla. Onların neden öyle yaratılmış olduklarını düşünerek gerekeni yaparak hayatta hem maddi hem manevi olarak zengin olursun. Bunu anlayacak kapasite geri zekalı olmayan herkeste var.  Anlama özürlü olmak geri zekalı olmaktan daha kötü.

          Sevgili oğlum,

                Mevki makam sahipleri ve patronlar çalışanlarının kendilerini hakiki manada mı seviyor yoksa mevki ve makamına mı saygı gösteriyorlar çoğu insanları psikolojisini analiz edemediğinden dolayı bunu kendilerine olan sevgi zannederler. Gerçek sevgiyi mevki ve makamlar elden gidince anlarlar ama iş işten geçmiş olur. Bu yüzden seni kim gerçekten seviyor, bunu iyi bilmen ve insanlara ona göre davranmaya çalışmalısın.  Herkesi sana benzetmeye çalışmak yerine insanların kalbinde seni sevecek izler ve sevgiler koymaya ve insanların sorunlarını insanları ve Allah rızasını gözeterek çözmeye bak. Bulunduğun kurumun ve topluluğun çıkarından çok insanlara neden öyle davrandığına ikna edersen insanlar yanlışını anlarsa sana da gerçek sevgi beslerler. Bunun işçin de insanları tanıma sanatını iyi öğrenmek gerekir.

        Sevgili oğlum,

        İnsanların büyük çoğunluğu yeniliklere inanmıyorlar. Geleceğe yatırımı genellikle maddi yatırım olarak algılıyorlar. Bu yüzden de yaşlanınca maddeye dalan yakınları onlara severek bakmıyorlar çoğu zaman. Ancak anne ve babasından insanlara gerçek manada sevgi gören insanlar anne ve babasını gerçekten sevebiliyorlar. Çocuklarını kendilerine benzetmeyen insanların çocukları daha özgür ve mantıklı düşünüyorlar genelde. Bunları uzatmak mümkün ama mektubu uzatmak doğru değil, biz duamızı yaparak noktalayalım. Sözün ve yazının kısası ve özü, sevginin ve bilginin çoğu ve devamlı olanı makbuldür.

      Allah’ım,

      Bana insanları anlamayı, onları kendime benzeten değil, onları sevmeyi ve anlamayı, onlara hatalarını sevgi ve bilgi ile inanarak anlatmayı, onlarında anlamasını sağla. Onların da beni Senin rızan için sevmesini ve bunu yaşadıkları müddetçe anlamalarını ve eş ve çocuklarına ve gelecek nesillere de anlatmalarını sağla. Bunu aciz kulun olarak ben tek başıma yapamam. Ancak sen destek olursan bana güç ve kuvvet, bilgi ve sevgi verirsen başarabilirim. Bunu benden esirgeme, beni ve  insanları affet, bağışla ve  şeytanın şerrinden  de bizi koru. Amin.

 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..