Farkında mısınız?

Neredeyse yediden yetmişe herkes ülke meseleleri; ekonomi, sanat, siyaset spor aklınıza ne gelirse
Fikir yürütür söz sahibi olur hale geldi…
Toplumsal gelişmeler ve olaylar ister istemez insanı politikanın içine çekiyor tabi, ancak; sorunluluk sahibi duyarlı tepkili olanlar bir adım öndeler…
***
İnsanların birbirini hiç tanımamasına rağmen politikadan söz etmesi, fikir beyan edebilmesi ve tartışmalara katkıda bulunması gerçekten çok güzel…
Belki de bütün buna yaklaşan genel seçimin de etkisi vardır ama gerçeği ülkenin giderek ve büyük bir hızla kaosa ve krizlere doğru gitmesi…
Şu anda büyük bir psikolojik gerginlik yaşıyoruz hepimiz; çünkü ülke sorunları ve yönetenleri ile aramızda derin duvarlar ve yasaklar var…
***
İktidarın bu sertleşme ve restleşmelerden beslendiğini artık yazmama gerek, tam on iki yıldır ülkede kin nefret ve öç alma duyguları had safhalara vardı, millet gerildikçe gerildi…
Kendilerini en iyi yerlere koyarlarken, kendileri gibi düşünmeyenleri ve oy vermeyenleri resmen ötekileştirdiler…
Bir zaman “türban” takanların ötekileştirildiğini söyleyip iktidar olanlar bugün aynı ötekileştirmeyi “muhalif” olanlara yapıyorlar…
***
Bu ülkenin Başbakanı Cumhurbaşkanı ve Bakanları gittikleri her yerde ülkeyi gerecek milletin sabırlarını taşıyacak ya da zorlayacak ne varsa yapıyor ve konuşuyorlar.
Toplumun sadece bir kesimini kucakladıkları diğerlerini dışladıklarını anlamak görmek için alim olmaya gerek yok…
İnsanlar artık uyanmalı; toplum olarak birey olarak ülkenin ve halkın gidişatını sorgulamak ve olumsuz yönlerini tartışmak zorundayız.
Çağdaş özgür ve demokratik toplumlar ne yapıyorsa mutlaka onlar gibi olmak zorundayız…
***
Dikkatlerin günlerdir, aylardır politik meselelere çekilmesinin kısır döngüler yaşanmasının olumsuz yanları da var kuşkusuz. Bitmek bilmez siyasi skandallar fazlasıyla meşgul ediyor insanları.
İnsanlar bütün enerjilerini sırf bir yöne harcamak durumunda bırakılıyor…
Ne yazık ki toplumu değiştirici, dönüştürücü güce sahip olan sanat da fazlasıyla payını alıyor bütün bu keşmekeşten.
Giderek değersizleştirilen, özgürlüğü kısıtlanarak bir çeşit sansürlenen sanat…
Az evvel Kadir İnanır’la yapılan bir röportajı izledim, gerçekten çok şaşırdım anlatılanlara ve üzüldüm…
***
Sanatçılar, sanata hayatlarını adamış insanlar boş durmayıp üretiyor. Fakat bir sinema filmi, bir tiyatro oyunu, bir yazarın yeni çıkmış kitabı ya da sanatsal başka bir gelişme damgasını vuramaz oldu yaşama…
Yeni bir film ya da tiyatro oyunu izlemek eskisi kadar çekmiyor insanları olmalı ki ilgi alanlarını siyasi çekişmelere dedikodu ve sorunlara yöneltiyorlar.
Ve ülkeyi yönetenler siyasetçiler de bundan asla geri kalmıyor, adeta ateşe körükle gidiyorlar…
Ne yazık ki son yılların en büyük iki komedisi Cemaat ve iktidar tartışması, tartışma demek de yanlış “çekişmesi” demek daha doğru, diğeri ise Çözüm süreci masalları…
Akla hayal sığmayan söylemler olmadık paylaşımlar ve sonu nereye varacağı belli olmayan hakaretler aşağılamalar ve dalga geçmeler…
***
Hemen her gün gündem değiştirmek bazı pislikleri örtmek amaçlı sorunlar ortaya atılıyor bir anda tozu dumana katıyor tüm politikasının içinde olanlar ve kendilerini oraya ait görenler…
Dolayısıyla tüm sanat ve sanatçılarla spor camiası bu tartışmaların arasına sıkışıp kalıyor ya da kaybolup gidiyor..
Ama siz bir şey söyleyeyim mi istedikleri gibi yasaklasınlar engel olmaya kalksınlar yarınlar için çok büyük malzeme birikiyor sanat ve sanatçılar için…
Eminim günü zamanı ve saati geldiğinde özgürce ve layığı ile kullanacaklar...
***
Çünkü tam on iki yıldır öncesi ve sonrası ile gelişen olaylar yaşanan acılar haksızlıklar hırsızlıklar arsızlıklar öyle senaryo gereği falan değil tamamı gerçek…
Filmin kahramanları da belli en çok da gerçek kahramanları bizler…
Onlar yorulmuyor geriye çekilmiyorlar bizlerde yorulmayacak ve asla geri çekilmeyeceğiz hiç kuşkunuz olmasın…
Geleceğimiz görmek, geleceği ve doğayı garanti altına almak daha çok mutlu olmak sevmek ve sevilmek için…
Kaygı duymadan saygı duyarak…
***
Evet derin sancılı bir dönemi yaşıyoruz, bütün olumsuzluklar dayatmalar ve ağır sonuçlarını bire bir yaşıyoruz.
Toplumsal bir barışa, dayanışmaya ve dostluk sevgi ortamlarını yaratmaya ihtiyaç var…
Atamız; “damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” derken yediden yetmişe hepimize inanmış güvenmiştir…
Eşitlikçi ve özgür ortam bunları aşmamız tüm sorun ve zorlukları aşmamız için gerekliyken ülkeyi yönetenlerin bunu önemsememesi, iktidar, koltuk güç ve şatafatlı bir yaşamı yeğlemesi anlaşılır gibi değil…
***
Umarım yarın ve gelecek seçimde bunu dikkate alır, önümüze koydukları duble yollar köprüler otobüsler trenler uçaklar saraylar vb gözlerimizi boyamaz…
Ümit ederim ki;
Bu kibarca uyarım adresine gider, gerekli en doğru en güzel cevabı alırım…
İyi akşamlar…
Erdoğan ÖZGENÇ
Adana 21.11.2014 23.40