Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '08

 
Kategori
Felsefe
 

Farkında mıyız?

Farkında mıyız?
 

FARKINDA MIYIZ?


Stoacı düşünür Seneca şöyle diyor:
"Kader isteyene yol gösterir, istemeyeni sürükler. "

Mevlana üzerine düşünüyordum..."MUSTAFA" filmi tartışmaları 10 Kasımda Atatürk'ü nasıl anmak ile ilgili ve YÜCE İNSAN kavramları doğrultusunda.

Üç günlük, PERYÖN insan kaynakları zirvesinin ardından dinlenmek için bambaşka konular üzerine okuyarak zihnime şerit değiştiriyordum.

Daha önce de yazdığım gibi en çok şiir olmak üzere, edebiyat ve felsefe okuyorum tarih, sosyoloji, psikoloji, mesleki ve kişisel gelişim kitapları dışında.

Biraz Gülten Akın, biraz Schiller, biraz Mevlana derken yine felsefeye oradan yukarıdaki önermeye, oradan da işte, gidiyorum, yürüyorum ya da akıyorum mu demeli.

( Bilinç-akışı edebiyatta bir terim; aklına gelenleri olduğu gibi aktarmak, yazmak anlamına geliyor. Ben galiba biraz da böyle yaşıyorum:))

Önermedeki istemek fiilinin belirginliğini vurgulamalıyım.


Peryön zirvesinde bizim farkındalık testine ilgi yoğun idi.
Uyguladığımız bir EQ testinin farkındalık ölçen parçasını uygulayarak, "kendinin farkında olmak" ve "sosyal farkındalık" temel yetkinlikleri ve onların altındaki altı yetkinliği; "duygularının farkında olmak, kendine güven, kendini doğru değerlendirme ve sosyal farkındalık altındaki; "empati, müşteri odaklılık, organizasyonel farkındalık" ları ölçtük.

Kongrenin her yıl bir teması oluyor, bu yıl FARKINDAMIYIZ? İdi.


İnsan büyüdükçe farkına varıyor. Fark etmek için olgunlaşmak gerekiyor. Bu da beraberinde sorumluluk getiriyor. Özgüven az ise Farkında olmak bunaltıyor, rahatsız ediyor, delirtiyor.

(Burada özgüven ve kendini beğenmişlik konularına girmiyorum, daha önce yazmıştım.)


Elimdeki kitaplardan, sevgili kardeşim Murat'ın bana doğum günüm için armağanı olan, çok gülerek okuduğum ve çok tavsiye edeceğim kitaplardan biri de "Zar Adam" Luke Rhinehart-Pegasus yayınları 2008

Tam da bu saptama üzerine, yani bireyin farkındalığının, onun başa çıkamayacağı kadar rahatsız edebileceği üzerine düşünmüş

ve bir psikiyatrist olarak oldukça mizahi bir dille yazmış.

Sayfa 280-281

". Bizim çok-yalanlı toplumumuzda insan kafa karıştıran yalanlarla yaşıyor ve çevresi ona her gün inançlarının evrensel olmadığını, kişisel ve keyfi arzularının ise çoğu zaman yanlış amaçlı olduğunu hatırlatıyorlar...

...Kişinin karşıt benlikleri soruların çoğuna birçok karışık cevap verirken, bu adamdan kendine karşı dürüst olmasını istemek, onu delirtmekten başka işe yaramaz.

Diğer yandan, onu sonu gelmeyen karmaşalardan kurtarmak için, her şeye boş vermesini, istediği gibi davranmasını, taklitçi olmasını

yalan söylemesini istemeliyiz ondan..."


Bir durumun kader mi yoksa özgür irade ile seçim mi olduğunun en belirgin özelliği; olanın, bilinçli zihin ile yani farkındalık ile mi yoksa bilinçaltı yani farkına varılmadan mı seçildiği, yaşandığıdır.

Yani fark etmek işte böyle yaşamsal bir durum ve bunun üzerine düşünmek insanlık tarihi kadar eski.

Moda bir akım, Newage ya da post modern düşünceler vs değil, insan için varoluşsal ya da evrensel diyebileceğimiz bir konu bu.
İnsan beyninin başka hiç bir canlıda olmayan korteksinin gelişimi, adına insanlık evrimi dediğimiz ve farkındalık eylemi ile geliştirebildiğimiz bölümünü de içerir.

Yüce dediğimiz kişileri diğerlerinden ayıran temel özelliklerden biri de BİLİNÇLİ FARKINDALIKLARININ YÜKSEKLİĞİDİR.


Büyümeden olgunlaşmak, olgunlaşmadan farkına varmak mümkün olmadığına göre

Delirmeden tüm karmaşayı çözmek yani kaderimizin farkına varmak istiyor muyuz?


Bu büyük bir sorumluluk ve cesaret elbet!

Tabii farkında yaşamak da mümkün işte!!


09 – 11- 2008

AYŞEGÜL DENİZCİ

 
Toplam blog
: 9
: 509
Kayıt tarihi
: 15.08.07
 
 

Fortune Danışmanlık'ta eğitmenim. Toplumun tek tek bireylerden oluştuğuna, herkesin mutlu ve başarıl..