- Kategori
- Yoga / Meditasyon
Farkındalık ve Güç
Farkındalık kişinin kendini bir yerden bir yere taşımasının en kestirme yolu. Acının, üzüntünün, sevincin, güzelliklerin, kızgınlıkların, kötünün, iyinin vb. bir çok olgunun yaşanması ve yaşandığının farkına varılması ile birlikte, olmama durumuna düşmek, yapmama halini almak, içine girmek...Bu andan sonra hiç bir güç o kişinin gücü ile boy ölçüşemez...
Aşk, sevgi, ömür boyu sürecek bir mutluluğa dair verilen sözler o an için içimizden gelerek ettiğimiz yeminler...Oysa farkına varabilseydik; sorumluluklarımızın, hayatın inişli çıkışlı yollarının, gerçekleri gördükçe olaylara, kişilere bakış açımızın değişeceğinin boyumuzdan büyük laflar etmezdik zamanında...Asla, asla dememek gerektiğinin farkında olsaydık zamanında, bugünki keşkelerimizi yaşamıyor olurduk...
Öğrencilik yıllarında, oflarımız, sıkıntılarımız, bıktık artık teranelerimiz, hayatın sadece okul olduğunu, ders çalışmak olduğunu zannetmemiz hep farkındalığımızı yaşamadığımızdan...Görebilseydik ders çalışmanın o an için tek sorumluluğumuz olduğunu, gençlik ateşinin çok kısa sürede bittiğini, yılların su gibi geçtiğini, gelecek planları yapmanın aslında ne denli boş olduğunu, o anda yaşayarak, yaşamın içine girmiş olurduk...
Herhangi birini yitirdiğimizde, başarısızlıklarımızda, aşk acılarımızda, kızgınlıklarımızda ve hatta tersi durumlarda her şeyin ama her şeyin geçici olduğunun farkına varabilmekdir insanı güçlü kılan...Bilmeliyiz ki üzüntülerimiz, kederlerimiz, öfkelerimiz o an ki yoğunluklarını korumayacaklardır, mutlaka azalacaktır. Kişi mutluluğu, sevinci, başarının getirdiği hazzı nasıl duyumsuyorsa, üzüntüyü, acıyı, kederi de aynı şekilde duyumsar. O duygular biz insanlar içindir. O halde kabullenip, üzülmek gerekiyorsa evet üzülmeliyiz ancak bilmeliyiz ki geçecek...Hangi duyguyu yaşarsak yaşayalım, hangi ortam içinde olursak olalım, hayat bize ne sunarsa sunsun bizim yapacağımız şey direnmemek olmalı... Direnmeden, kabullenerek ne hissediyorsak o an için onu yaşamalı ve farkında olmalıyız ki yaşadığımız durumlar bizi esir almasın, yaşantımızın kalitesini düşürmesin...
Farkındalığın gelişmesi ile birlikte yaşama dair bağlılık, sevgide artıyor. Güneşin parlaklığının, bulutların gökyüzünde süzülmelerinin, yağmurun esenlik veren serinliğinin, bunları görüyor, hissediyor olmamızın, kuş seslerini işitmemizin, sessizliğin sesini duymamızın, aldığımız her nefesin bir mucize olduğunu görmemizin kendimize ve çevremize yaptığımız en büyük iyilik olduğunun farkına vardığımız gün güçlü olduğumuz gündür.
Aşk, sevgi, ömür boyu sürecek bir mutluluğa dair verilen sözler o an için içimizden gelerek ettiğimiz yeminler...Oysa farkına varabilseydik; sorumluluklarımızın, hayatın inişli çıkışlı yollarının, gerçekleri gördükçe olaylara, kişilere bakış açımızın değişeceğinin boyumuzdan büyük laflar etmezdik zamanında...Asla, asla dememek gerektiğinin farkında olsaydık zamanında, bugünki keşkelerimizi yaşamıyor olurduk...
Öğrencilik yıllarında, oflarımız, sıkıntılarımız, bıktık artık teranelerimiz, hayatın sadece okul olduğunu, ders çalışmak olduğunu zannetmemiz hep farkındalığımızı yaşamadığımızdan...Görebilseydik ders çalışmanın o an için tek sorumluluğumuz olduğunu, gençlik ateşinin çok kısa sürede bittiğini, yılların su gibi geçtiğini, gelecek planları yapmanın aslında ne denli boş olduğunu, o anda yaşayarak, yaşamın içine girmiş olurduk...
Herhangi birini yitirdiğimizde, başarısızlıklarımızda, aşk acılarımızda, kızgınlıklarımızda ve hatta tersi durumlarda her şeyin ama her şeyin geçici olduğunun farkına varabilmekdir insanı güçlü kılan...Bilmeliyiz ki üzüntülerimiz, kederlerimiz, öfkelerimiz o an ki yoğunluklarını korumayacaklardır, mutlaka azalacaktır. Kişi mutluluğu, sevinci, başarının getirdiği hazzı nasıl duyumsuyorsa, üzüntüyü, acıyı, kederi de aynı şekilde duyumsar. O duygular biz insanlar içindir. O halde kabullenip, üzülmek gerekiyorsa evet üzülmeliyiz ancak bilmeliyiz ki geçecek...Hangi duyguyu yaşarsak yaşayalım, hangi ortam içinde olursak olalım, hayat bize ne sunarsa sunsun bizim yapacağımız şey direnmemek olmalı... Direnmeden, kabullenerek ne hissediyorsak o an için onu yaşamalı ve farkında olmalıyız ki yaşadığımız durumlar bizi esir almasın, yaşantımızın kalitesini düşürmesin...
Farkındalığın gelişmesi ile birlikte yaşama dair bağlılık, sevgide artıyor. Güneşin parlaklığının, bulutların gökyüzünde süzülmelerinin, yağmurun esenlik veren serinliğinin, bunları görüyor, hissediyor olmamızın, kuş seslerini işitmemizin, sessizliğin sesini duymamızın, aldığımız her nefesin bir mucize olduğunu görmemizin kendimize ve çevremize yaptığımız en büyük iyilik olduğunun farkına vardığımız gün güçlü olduğumuz gündür.