Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Farkındayım...

Farkındayım...
 

Bazı şeyleri birden farketmek tuhaf bir duygu yaratıyor insanda. Bugün gazetede bir haber okurken bunu düşünüyordum. Saat 24 sıralarında işlenen bir cinayetten söz ediyordu haber. Bir delikanlının, bir tartışma sonucu bıçaklanarak öldürüldüğünü, cinayetin hem de yaşadığım yerden çok da uzak olmayan bir mekanda işlendiğini tüm ayrıntısıyla anlatıyordu. Bir süre gazete elimde kaldım. O saatte ne yapıyor olduğumu düşündüm. Ne tuhaftır ki kendimden utandım.

O saatte yatağımın tüm ılıklığı ile huzurlu, kitabımın renkli dünyasına kapanmış yarı uykulu bir mayışıklıkla dönüp duruyordum.Zaman zaman "hep aynı şeyler oluyor hayatımda" cümlesi kendini hatırlatıp duruyordu. Ve o sırada biri can çekişiyordu. Kendimden utandım...

Hayat ne tuhaf...Bizler şarkı söylerken, bir doğumgünü partisinde kadehleri ard arda dizerken, yatağımızda uzanmış kitabımızı okurken, bir düğünde göbek atarken, birileri birilerinin gırtlağını kesiyor, bir kadın tecavüze uğruyor, sokakta çocuklar titreyerek uyumaya çalışıyor, bir hasta acı içinde kıvranıyor, bir yerlerde bombalar patlıyor, birileri ölüyor, birinin 5 saniye önce var olan kolu kendisinden 1 metre ileride cansız yatıyor...Cennetle cehennem koyun koyuna hüküm sürüyor ve ikisinin sınırları birbirine karışıyor...

Durup düşündüğün vakit, dehşet, ılık bir zehir gibi gırtlağından aşağıya usul usul akıyor. Şu an, tam şu an, bir yerlerde bir şeyler oluyor. Bilmediğin bir şeyler. Hayal bile edemeyeceğin bir şeyler. Hayatın herhangi bir diliminde seni de bulma olasılığı olan bir şeyler.Kontolün dışında gelişen, engel olamayacağın bir şeyler...

Tüm bunların tersi de başka bir farkındalık...Başında büyük bir bela varken, en sevdiğin insan hastayken mesela, bacağını kırdıysan ya da çok daha kötü şeyler geldiyse başına o zaman daha çok farkına varıyorsun. "Şanslı insanlar var" diyorsun ve o şanslı insanlar şu an evlerinde televizyon karşısında sıkıntıdan patlıyorlar ve surat asıyorlar, tembel tembel uyukluyorlar. Hayatlarının rutininden dert yanıyorlar karşılıklı kahve içtikleri dostlarına. Pencereden bakıp yağan yağmura kızıyorlar, içlerinin daraldığını söyleyip koltuklarına uzanıyorlar. Kış gelse üşüdüklerinden, yaz gelse sıcaktan bunaldıklarından şikayet ediyorlar. Sofrada hoşlanmadıkları bir yemek olsa kıyameti koparıyorlar. Kısaca, o şanslı insanlar hiç ama hiç mutlu olmayı beceremiyorlar. Ancak gelecek zamanların birinde, bir dertleri olduğu zaman, o sıkıntıdan patladıkları zamanlarda aslında mutlu olduklarını fark edecekler...Fakat bunu henüz bilmiyorlar...

Belki mutsuzluk ya da mutluluklarımız bu küçük farkındalıklara bağlıdır...Kimbilir...

RESİM:Gustav Klimt

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..