Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Farkındayım artık ;büyümüştüm...

Farkındayım artık ;büyümüştüm...
 

Asla gerçekleşmeyecek düşümün resmi...


Akşamüstleri gölgeler uzamaya başlarken, asma bağının dibine sessizce oturup, asla unutamayacağım geçmişi ve erişmek istemediğim geleceği fısıldamaları izlerdim. Yükselen ayın soluk ışıklarında dağılan sis, başka türlü davranmış olmam gerektiğini anımsatırdı bana.

Ama ben iç güdüleriyle yönetilen bir insanım ve asla değişemeyeceğime inanıyorum...

Bugün saçlarımın arasında ilk akları gördüm ve yakında büyükanne olacağım aklıma geldi.Acaba nasıl bir anneanne olacağım? Nasıl bir anne oldum?

Teyzemin eşinin yani eniştemin duraklı ticari taksisi vardı zaman zaman beni okul dönüşü okulumdan alır eve bırakırdı.

Eniştemin beni arabayla okuldan almadığı günler, sarı okul otobüsünden ıssız yolun kenarında inip çalıların arasına saklandığım, daracık virajlı yoldan ilerlerken, gözlerim her seferinde bizimkinden bir önceki terkedilmiş koskocaman eve takılırdı.

Burası kimindi? Niçin terkedilmişti?

Dağların ardında büyük bir orman vardı...Çoğunlukla büyük dalgalar halinde çevremize inen sis bütün bir gün kalkmazdı; son derece soğuk ve sevimsizdi ama aynı zamanda romantik ve gizemliydi...

Gerçi yaşadığım evi seviyordum, ama yaşlı leylak ağaçları, hanımelleri ve rengarenk yedi veren gülleriyle, süslü bir bahçede yaşamış olduğumu da hayal meyal özlemle anımsıyordum...

Bir zamanlar annemin olan ve asla kavuşamadığım inci kolye sanki boynumdaymış gibi sihirli parmaklarım boğazıma yükseldi. İlk kez haykırmak, sesimin çıktığı kadar avaz avaz bağırmak istedim. "Annem seni çok özledim"diye .Ama yapamadım. Garip düşlerde farklı biçimde çözülüyorum.

Kötülükler, yalanların karanlık gölgelerinde yaşar ve belki bazıları inanmayacak ama gerçeklerin parlak ışığına asla dayanamaz...

Kendimeydi en adaletsiz suçlamalarım. En vicdansız günahlar benimdi. Tutuklarken kendimi kör bir hapishanede. Bütün yarım kalakalmışlıklarımla, yaşanmamış güzelliklerimle, söylenmemiş sözlerimle kalakalmıştım öylece. Ruhumun inceliklerinin bedenimle kendini bütünleştiremediği bir yerde, yarım yamalak, çarpık ve belirsiz şekillerimi çiziyordum. Ama daha bir olgun annemi özlüyorum akıttığım sıcak gözyaşlarının ardından. Daha bir seviyorum onu sanki hayalini bile kurmaktan zorlandığım birini nasıl bu denli özlediğime hayret ediyorum. Kokusunu, teninin rengini bile anımsayamazken, bu özlem dolu ah !"keşke annem olsaydı" demeler niye...

Sıyrılırken gereksiz örtünmelerimden, içime annemi ılılk ılık hatırlatan bir bardak çay sızıntısı giriveriyor, ısıtıyor yüreğimi...Zaman neredeydi annemi hatırlarken?Zaman ilaçmıydı?Bütün yaraları iyileştiren, iniş çıkışlarına inat hayatın...

Artık geceleri ağlamadığımı, düşlerimde yapmadığımız kötülükleri yakalayabilmek için sessizce çocukluk günlerime dönüp...Çati çiçeklerinin dikenli saplarının dikenli saplarından yeşeren tomurcukların güneşte açan gerçek güller yarattığını yazmak istiyorum ama yapamıyorum. Yılların verdiği bana bıraktığı anıları altın bir madalyona benzettiğim çok olmuştur. Bu madalyonların tersini çevirip, her parıltının altında bulunan paslı köşeleri aramayacak kadar olgunlaşıp akıllandığımı söyleyebilirim...

Çünkü neyi ararsanız, onu bulursunuz...

Farkındaydım artık , ben büyümüştüm;

Büyümenin kötü bir yanıda bu işte; hiç kimse sizi kucağına alıp okşayacak kadar büyük değil artık...

 
Toplam blog
: 86
: 1295
Kayıt tarihi
: 25.07.07
 
 

Kdz Ereğli doğumluyum. Üç tane yaşam çiçeğim var. Ailemle birlikte yaşama dair ne varsa yaşamın bize..