Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '09

 
Kategori
Sinema
 

Farklı Binbir Gece Masalları anlatılmaya devam ediyor. Ocelot; "Azur ve Asmar"

Farklı Binbir Gece Masalları anlatılmaya devam ediyor. Ocelot; "Azur ve Asmar"
 

Azur ve Asmar biri Hıristiyan biri Müslüman iki çocuk. Asmar’ın annesi, Azur’un dadısı olan bir ikisini de hiç ayırt etmeden ninnilerle, sevgiyle yetiştiriyor. Azur ve Asmar kah oyunla, kah kavgayla, birbirlerine bağlı biçimde beraber büyüyorlar. Ancak bir gün, Azur’un babası onun bütün karşı koyuşuna karşın oğlunu Asmar’dan ve dadıdan ayırmaya karar verip anne ve çocuğu kapı dışarı ediyor.


Anne ve dadı olan kadının iki çocuğa anlattığı hikayeler Azur’un aklında yer etmiş durumda. Büyüyünce o hikayelerde adı geçen “Cinler Perisi” ni özgürlüğüne kavuşturmak için bu defa babasına tavır koyup gemiyle yollara düşüyor.


Fakat bir kaza… Denizin ötesinde başka bir ülkede durduruyor onu. Bu ülkede gözlerinin mavi renginden korkan insanlar onu hiç de sıcak karşılamıyorlar. Ama bu onlarınki, aslında kötücül bir davranış değil aslında. Yalnızca kendileri gibi olmayandan korkuyorlar.


Oysa Azur burada kendisine yardım etmek ve yardım almak için yanına yaklaşan, yine mavi gözlerini saklama ihtiyacı duyan garip bir ülkelisiyle beraber hareket etmeye başladığında, kendi gibi olmayandan duyulan basit korkunun çok ötesinde bir düşmanlıkla karşılaşmak zorunda kalıyor.


Bu ülkenin insanlarını tepeden tırnağa aşağılayan, kendi gibi olmayan çok daha büyük korku duyan bir adam bu (Crapu). Yalnızca kendi ülkesine değil bu ülkeye ait olduğu için ağaçları bile ağaç yerine koymuyor.


Yöre halkının mavi gözlere duyduğu korkunun nasıl bir batıl inanç olduğundan bahsederken bir kara kedi görüp korkan Crapu’ya, “Bu da batıl inanç değil mi?” diye soruyor bir yerde Azur.


Aldığı cevap: “Ama o bizim inancımız. O gerçek.”


Azur çok geçmeden ülkenin kimin ülkesi olduğunu anlıyor. Kovulduktan sonra kurtlar tarafından parçalandığını sandığı Asmar ile dadının.


Dadıyı buluyor. Onun tarafından çok iyi karşılanıp ülkede serüvenler geçiriyor. Başlangıçta küs oldukları Asmar’la beraber, hem dost, hem rakip olarak hayallerini gerçekleştirmeye, “Cinler Perisi” ni bulmaya gidiyor.


Michel Ocelot, “Prensler ve Prensesler” filminden de tanıdığımız çok başarılı bir animasyoncu. Walt Disney tipi üç boyutlu ve bütçeli olmayan, ama kendi içinde şık resimlere ve derinliğe sahip bir tarzı var.


Öyle ki, o basit gibi gelen çizgilerin içindeki bazı yerlerde, sesle bütünleşen resimlemelere her iddialı animasyonda olmayacak biçimde hayran oluyorsunuz.


İçerik özelinde film, ele aldığı kültürlere ait insan davranışlarını da oldukça yetkin bir üslupla anlatmış. Görkemli saraylardan simurg kuşuna pek çok imgeden yararlanarak İran edebiyatının tipik “bilgelik yolculuğuna çıkıp bir hayale ulaşma” temasıyla da katkılı, neredeyse yeni bir bin bir gece masalı yaratmış.


Ocelot, ırkçılık karşıtı söylemine rağmen basitliğe de kaçmayıp duygusal arka plandaki gerçek mananın yitimine yol açmıyor. “Azur et Asmar” ın en iyi taraflarından biri de bu zaten. Her şeye karşın ve hikayenin izin verdiği ölçüde, dinlere ve kültürlere hem sahip, ama ondayken ondan farklılaşabilen insanlar ortaya çıkarıyor.


Animasyon izlemeyi, çizgi görmeyi sevenler ve böyle bir hikayeyi merak edenlere “Azur ve Asmar” filmini bir yerlerden bulup izlemelerini tavsiye edebilirim.


Not 1: Yolculuk sırasındaki engelleri aşmak üzerine onlara tavsiyeler verenler Azur’a karşısına çıkacak Kızıl Aslan’ın önüne et atmasını, o eti yerken de hayvanı öldürmesini, böylece o engeli aşabileceğini söylüyorlar. Asmar’a da önüne çıkacak dev Simurg’la ilgili benzer bir tavsiye. Ancak Azur aslana etleri verdikten sonra onu öldürmek yerine okşayıp, karşılıklı oluşan sevginin gücüyle yolun büyük bir kısmını o aslanın üzerinde alıyor. Ve yukarısında da Asmar öldürmek yerine aynı yöntemle, engel değil kolaylayıcı yaptığı dev kuşla beraber uçuyor. Basit bir çizgi filmle, usta işi bir animasyonun farkının hikaye ölçeğindeki etkili göstermiş…


Not 2: Prenses Şhamsus-Sabah bir animasyon filminde gördüğüm en sevimli çocuk karakterlerden biri.

 
Toplam blog
: 108
: 2011
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

İsmim Burak Çapraz. Buraya başladığımda 21'dim, öğrenciydim. Bir okul bitti ama hala öğrenciyim. İl..