Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '13

 
Kategori
Çocuk Oyunları
 

Farklı bir çocuk

Farklı bir çocuk
 

FARKLI BİR ÇOCUK


Ankara’da sıcak bir hava var, kardeşlerim, çocukları ve torunları ile birlikte Ahlatlıbel piknik alanına sabah kahvaltısına gittik. Bizim arabada kardeşimin 5 yaşındaki torunu vardı. Hani biz eskiden zamane çocuğu derdik, şimdi bilgisayar çocuğu veya dijital çocuk deniyor. Konuşmaları, davranışları eski çocuklara nazaran o kadar farklı ki hayretler içinde kaldım. Daha arabaya binince arkadaki çocuk koltuğuna oturdu ve: “Anneciğim lütfen emniyet kemerimi bağlar mısınız, kaza olursa camdan fırlarım.” Eline üfleyince sabun baloncukları yapan bir oyuncak aldı ve üflediği anda sabun baloncukları etrafa saçılıyordu. Annesi: “Canım istersen onu inince oyna bak Büyük anne rahatsız oluyor.” Çocuk bana döndü ve “ Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, oynamayı çok istediğim halde bırakmak zorunda kalacağım” deyip oyuncağını bıraktı. Başka bir çocuk olsa mızmızlanır, oynayacağım diye tuttururdu. Sonra eline ay petini alıp oyun oynamaya başladı. Ahlatlıbel’e İlk kez gidiyordum, çam ormanının içinde bulunan bu mesire yeri, Ankaralıların gittikleri: Oksijen depolamak, yorgunluğunu gidermek, ailece keyifli bir hafta sonu geçirmek için çok güzel bir yer. Ahlatlıbel tesislerinde tenis kortları, basketbol potaları, mini futbol sahaları, go kart pisti, yürüyüş yolları, bisiklet parkuru, voleybol sahaları mevcut. Çam ağaçlarının altında gölge bir yer bulup yerleştik. İki ailede portatif masa ve sandalyelerini açtılar, masayı sabah kahvaltısı için donattılar. Keyifli bir kahvaltı yaptık. Bizim dijital çocuğumuzun elinde bir ay pet boyuna oyun oynuyor. Kahvaltısını evde yapıp çıkmış. “Bizimle kahvaltı yapar mısın?  Diye sorunca: “Teşekkür ederim ben kreşe gittiğim için erken kahvaltı yapmaya alıştım o nedenle bugün de erken yaptım, size afiyet olsun Büyük anneciğim.” Diye yanıtladı. Tıpkı olgun bir kişinin yanıtı gibi. Biraz sonra annesine : “Anneciğim arabaya gidelim mi, şişe orada mı?” diye sordu ve annesinin elinden tutup, park alanındaki arabalarının yolunu tuttu. Döndüklerinde annesine gizlice niçin arabaya gittiklerini sorduğumda annesi: “Tuvalet konusunda çok titiz bir çocuk, evde dahi tuvalete girdiğinde tüm kıyafetlerini çıkarıp çırılçıplak tuvalete oturuyor, giysilerine mikrop bulaşır diye korkuyor. O yüzden okulda sadece küçük tuvaletini yanında götürdüğü şişeye yapıp onu da tuvalete döküp şişeyi atıyor ve ellerini iyice sabunluyor. Büyük tuvaletini yapmıyor. Arabada da yine şişeye ihtiyacını yaptı, poşetle sarıp götürüp tuvalete boşalttım ve şişeyi çöpe attım. Bir yere giderken 2-3 tane pet şişe taşıyoruz.” Dedi, neşeyle yemek masasına oturdu. Zamane çocuğu veya dijital çocuk mu diyelim, Allah bağışlasın diğer çocuklardan da çok farklı bir çocuk. Oyundan hevesini alınca uçurtmasını uçurtmaya başladı. Onu izlemek, konuşmalarını büyük bir zevkle dinlemek çok, ama çok mutlu etti beni. Güzel bir günü bitirip eve dönerken yine onun sevimli, tatlı konuşmaları ile keyiflendim.

 

NAHİDE ÇELEBİ

 

 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..