Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '15

 
Kategori
Güncel
 

Farklı ses - Farklı nefes - Farklı düşünce[ler]

Farklı ses - Farklı nefes - Farklı düşünce[ler]
 

Müzikte çok seslilik ne anlama gelir?.. 

Aynı notanın, birden çok kişi ve müzik aletleri ile birlikte çalınması mıdır çok seslilik?

Hayır değildir!

Aynı melodi, birden çok insan ve müzik aleti ile çalınır ya da söylenirse, “çok sesli” müzik oluşmaz.

Aynı düşüncenin birden çok kişi tarafından, aynı açıdan; ama farklı farklı köşelerden anlatılması nasıl çok sesli bir düşünce platformu oluşturmuyorsa, müzikte de öyle...

Bir melodinin farklı oktavlardaki seslerle veya birbirinden farklı notaların insanın kulağının içine dolması ve bu farklı seslerden oluşan cümbüşün insanın içine, duyarlılığının pınarlarına ılık ılık akmasındadır çok sesli müziğin değeri...

İşte çok seslilik, işte çok sesli müziğin büyüsü, derinliği, yüksekliği bu pınardan beslenir.

Bir başka deyişle, çok sesli müzik dinleyen bir insan, edilgen bir durumda bir dinleyici değildir.

Zihinsel ve duygusal bir mayhoşluğun kıyısında ve aynı zamanda da kültürel bir ön-belleğin denetiminde ve belki de sarhoşluğu içinde, ama kesin ve keskin çizgileri ile yoğun bir etkinliğin içindedir...

Yani... Örneğin siz, önünüzdeki gazeteye öylesine göz gezdirirken ya da yanınızdaki bir nazenin kişi ile sıradan bir dingildeşme içindeyken, sahnenin arka planında, başına buyruk zıngırdayan bir gürültü kirliliği değildir çok sesli müzik...

İnsandan, aktif bir katılım, yorucu bir uğraş talep eden, olmazsa olmaz bir dinginliktir...

Çok sesli müziği dinlemek ciddi bir etkinliktir ve bir disiplin meselesidir... Kabak çekirdeği yemiyoruz dostlar… Ya da “dizi” seyretmiyoruz: Müzik dinliyoruz!

Aynen ve tıpkısı, işte çok sesli düşünce de böyle...

Bakıyoruz renkli cama.

Diyelim ki, Kanal F...

Diyelim ki birden çok adam bir şeyleri konuşuyor.

Aynı düşünceyi konuşuyor.

Basın düttür-matiğinizin düğmesine: Kanal G, Kanal H, Kanal C... Aynı!

Bir çok açık-oturum.

Ama bir tek düşünce... Birbirinin fotokopisi insan profilleri, birbirinin aynısı düşünceleri koyuyor aynı masaya.

Diyelim ki, Avrupa Birliği tartışılıyor bu kanallarda...

Ama o koca koca adamların her biri Avrupa Birliği savunucusu... Bu nasıl bir tartışmadır ki?.

Tartışma birbirinden farklı düşüncelerin karşı karşıya gelmesi ile yapılmaz mı?
Eğer gelmiyorsa; yani getirilmiyorsa, o zaman neyin çok sesliliğinden söz ediyorsunuz ki?..

Çok seslilik, en azından, iki farklı ses; iki farklı nefes, iki farklı düşünce, iki farklı dünya görüşü ve iki farklı insani yapı gerektirir.

Yani bir konunun çok yanlı olarak ortaya konularak tartışılabilmesi için, her şeyden önce, o konuda farklı düşünen, farklı dünya görüşlerine sahip düşüncelerin varlığı gerekir.

Aynı yöndeki iki düşüncenin, iki farklı insan tarafından ayrı ayrı dile getirilmesi, aynı melodinin iki farklı ses tarafından birbiri üzerine yapıştırılarak söylenmesinden başka ne anlama gelir ki?..

 

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..