Farklılık budur işte!

Bugün özel bir gündü. Aynen geçen hafta Anneler Günü gibi. Sabah binamıza dev bir Atatürk Posteri astık. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı. Balkonlara Türk Bayrakları. 23 Nisan'da asılmadı, diye dert yanmıştım. Baktım bugün kocaman bayraklar. Hiç ummadığımız dairelerden hem de. Eeee sitede Fenerli çok. Bayraksız olmaz. Eşime sipariş verdim. Eve bayraksız gelme, diye. O da bayrak bulamamış.(Hepsi satıldı demek ki.) Sarı -Lacivert kumaş almış. Üçer metre...çift en. Maçtan iki saat önce oturdum bayrak diktim, özene bezene.

Ve astım balkona...gelen geçen baksın, diye. Gelelim şimdi sadede:

F.B.:
Açılımı; Farklılık Budur...Her yönüyle muhteşem bir maç izledik. Hiçbir zaman belleklerden silinmeyecek güzellik ve çirkinliklerle dolu. (Bence ceza filan almasınlar. Yeni stadları yapılacak nasıl olsa. O haliyle müze olarak saklansın!)

Maçın gerilimli geçeceği haftalar öncesinden belliydi... Bizim açımızdan değil. Rakibimiz açısından. Ne doğru söz: "Keskin sirke küpüne zarar verirmiş." Oynamaya değil, oynamamaya karar verilmiş besbelli. Topu hep taça attılar.

Ama maçın durduğu anlardaki çimenlerdeki manzaralar süperdi. Song ile Ümit Özat'ın muhabbeti. (Song kesin kara listeye alınmıştır. Zaten para vermemek için bahane aranıyor.) Maç sonunda Zico'nun Arda'ya övgü dolu sözleri. Ben Gerets 'in böyle bir davranışını asla görmedim. Yine Lugano ile Mondragon kardeş kardeş konuştular. Tümer yine. (Pek beğenmezdim ama bugün gerçekten bir numaraydı.) Ümit Özat'ın kaptan olarak konuşması...(O benim her zaman en beğendiğim kaptan.)

En sonunda Teknik Direktörleri bile Fenerbahçe'nin daha kaliteli bir takım olduğunu kabul etti. Bir gün önce yemekte eğlenseler bile. Bakıyorum G.S.li futbolculara hep parmaklar göz oyma durumunda.
Neden??? Hep şimdiye kadar göz yumulduğu için.( O parmaklar geri de teper arasıra.)

Taa maçtan bir buçuk saat önce Hasan Şaş küfürle açılışı yaptı. Neymiş efendim, diğer maçta Lugano ona küfretmiş...Rövanşı alıyor aklısıra. Lugano'nun da umurunda. Su gibi içmiş Türkçeyi, anladı küfürleri. (Gerçi yabancıların buraya geldiğinde ilk işleri küfürleri öğrenmekmiş...öyle dedi Erman Hoca (!)...)

Biz yapacağımızı yaptık, alnımızın akıyla. Analarının ak sütü gibi helal olsun. Savunma oyuncularının (gizli forvetler) da golleri atması ayrı bir hava kazandırdı maça... Edu 500. golü atarak tarihe geçmiş. Alex yok diye üzülmüştüm. Ama yokluğunu hissettirmedi ince Memed. Neredeyse 3 kişilik oynadı.

Tebrikler, helal olsun size! 100. yılımız kutlu olsun! Hem de 19 Mayıs Atatürk'ün doğum gününde ve Ali Sami Yen'de...

50. blogumda futbol yorumlamak nasip oldu. Daha ne günler göreceğim...

Sevgilerimle!