Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '13

 
Kategori
TV Programları
 

Fatih Dizisinin İletişim Sorunu

Fatih Dizisinin İletişim Sorunu
 

Fatih Dizisi


Bu sezonun en pahalı dizi projelerinden olan Fatih Dizisi izleyici ile buluştu. Med Yapım‘ın büyük emekler sonucu ortaya çıkardığını bildiğimiz, ince eleyip sık dokuduğu, kanalın ve yapım firmasının çok güvendiği bir dizi projesi Fatih.

Fetih filminin gişe başarısından sonra ortaya çıktığını bildiğimiz bu proje, zamanla o filmden sıyrılarak bambaşka bir dizi projesi olarak ortaya çıktı. Hatta filmde rol alan Devrim Evin‘in de dizide rol alacağı uzun süre basının gündemindeydi. Sonraları ise televizyon ve popülerlik imgeleri üzerinde durulduğunda Mehmet Akif Alakurt ismi ön plana çıktı.

Aslında televizyon mantığına göre hareket ettiğimizde oldukça yerinde bir karar ama Fatih dizisini izledikten sonra bazı projelerin sadece kağıt üzerinde fazlasıyla heybetli durduğunu, ama iş gerçeğe döküldüğü zaman beklenilen etkiyi uyandırmadığını fark ettim.

Olayı tarihi açıdan değerlendirecek değilim. Nasıl olsa yaşanmış bir tarihi fon olarak ele alsa da mevcut kurgu üzerinde olaya yaklaşmak daha mantıklı. Bölümü ve yapımı değerlendirmek başlangıç açısından daha yerinde olacak.

Ben sezon başlamadan önce bir yazı yazmıştım. Bu sezon başlayacak olan diziler arasında kendime göre bir sıralama yaparak sezonun en iddialı dizilerini belirlemiştim. Tabi ki bu benim kişisel listemdi. Bu listede ben Fatih dizisini sezonun en iddialı dizi projesi olarak en başa yerleştirmiştim ama…

Şimdi bu listeyi hazırlasam kesinlikle ilk sıraya yerleştirmezdim…

Peki neden kağıt üstünde bu denli başarılı olacağına inandığım bu dizi ekrana geldiğinde ki etkiyi uyandırmadı?

Bana kalırsa bu tamamen seyircinin elinde olmadan diziyi Muhteşem Yüzyıl ile kıyaslamasından kaynaklanıyor.

Muhteşem Yüzyıl, Türk Televizyon Tarihi açısından çok önemli bir bir başarıya imza attı. Bilinen tarihi karakterleri halkın kolaylıkla benimseyebileceği başarılı bir dram kurgusu ile adeta yaşayan birer televizyon karakterlerine dönüştü. Dizinin ilk bölümünden itibaren dizinin önemli kahramanları (Sultan Süleyman, Hürrem, Mahidevran, Sümbül Ağa, Valide Sultan, Hatice Sultan, Daye Hatun ve Nigar Kalfa) seyirci ile empati kurabilecek ete kemiğe bürünmüş karakterlerdi. Dizinin izlenirliğini artıran unsur bu karakterler arasında yaşanan ve seyircinin fazlasıyla ilgisini çeken ilişkilerdi. Çoğu kurguydu ama bu olaylar ve ilişkiler yumağı izlenen kurgusal dram ve çekim kalitesi ile birlikte diziyi bütün Dünya’da sevilen bir tarihi kurgu dizisi haline getirdi.

Şimdilerde Fatih dizisini Muhteşem Yüzyıl ile kıyaslamak acımasızlık olur.  Hele ki daha 1. bölümü ile yayınlanmışken. Ama televizyonu izleyen izleyici profili elinde olmadan bunu yapacaktır ve bu dizi belki de bu kıyaslama neticesinde gerçek hak ettiği yere gelemeyecektir.

Sosyal Medyadan takip ettiğim mesajlara baktığımda genel anlamda beğenmeyenlerin ağırlıkta olduğunu gördüm. Ama bu demek değildir ki bu dizi başarısızdır.

Elde ki malzeme aslında fazlasıyla elverişli… sadece biraz daha seyirciye yönelik hareket edilmesi gerekiyor diye düşünüyorum…

Televizyona yapılan işlerin bir sanat eseri olmasını kimse beklemiyor. Ne kadar bütçesi yüksek olursa olsun amaç seyirciyi oyalamayı  başarabilmektir. Beni eğlemesini beklediğim Fatih dizisi ne yazık bu düşlediğim Fatih dizisi değil…

Mehmet Akif Alakurt gibi televizyon ekranın sevdiği bir ismin Fatih dizisi için ne kadar uygun olup olmadığına düşündüm. Fragmanlarda görünen o heybetli Fatih tipi, ne yazık ki diziyi izlediğimde önüme çıkmadı. Dizinin adı… belli ki bu dizinin en önemli ağırlık noktası ama bu dizide bu karaktere hayat veren iki kişi var. Bir bedeni ile hayat veren bir vücüt ve ona yön veren bir ses. ilk bölümde ses ve vücudun uyum içinde olmadıklarını gözlemledim ve  elimde olmadan şu cümleyi kurdum.

“Keşke Fatih’i oynayan oyuncu kendisini seslendiren biraz daha yaşlı ve oyunculuğu ile tescillenmiş deneyimli bir oyuncu tarafından canlandırılsaydı.”

Mehmet Akif Alakurt iyi resim veren bir oyuncu. Televizyon ekranında mutlaka olmasını istediğim bir oyuncu ama Fatih Sultan Mehmet‘i sadece fizik olarak üzerine giyinmiş duruyor. Ama iş hayat vermeye geldiğinde malesef  bocalıyor. Keşke oyuncu kendi sesi ile bu tarihin önemli karakterine hayat verebilseydi.

Öte yandan tarihin bilinen tüm karakterleri bu tanışma bölümünde fazlasıyla izleyiciye uzak kaldılar.

Gamze Özçelik, beklemediğim kadar başarılı performans ortaya koydu. Seda Akman’da aynı şekilde. Hatta Akman oyunculuğu ile öne çıkan belki de tek isimdi bana göre. Ama belki de diyaloglardan olsa gerek dizi karakterleri ile sağlıklı bir iletişim kuramadık. Hem şehzadeler hem de saray ahalisi çoğu zaman çok suni durdular…

Hele ki Şehzade Mustafa’nın Züleyha’yı gördükten sonra beylik bir Ceylan muhabbeti çekmesi fazlasıyla eğreti durdu.

Yılmaz Gruda‘nın performansı ve dizinin son sahnesi dışında izleyici ayakta tutan bir unsur malesef 1. bölümde göremedim. Ne saray içi entrikalar, ne de Şehzadeler arası rekabet bu şekli ile izleyicinin ilgisini çekmekten çok uzak.

Bence önümüzde ki bölümlerde karakterler ile iletişim halinde olabileceğimiz diyaloglar yazılmalı. Çünkü seyircisi ile iletişim halinde olmayan hiç bir dizinin uzun ömürlü olabileceğini düşünmüyorum…

Umarım dizi için verilen emekler boşa çıkmaz ve  Fatih dizisi kısa sürede bu hatalarından arınıp televizyon tarihinin başarılı dizileri arasına girer. Çünkü aksini düşünmek beni cidden üzer…

Volkan Türkcan

vturkcan@televizyondizisi.com

https://twitter.com/yerlidizi

 
Toplam blog
: 57
: 3584
Kayıt tarihi
: 07.01.12
 
 

Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığından mezun oldum. Bilgisayar ve İletişim sektöründe çalı..