Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '13

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Fatih Erkoç: Bir hayal kırıklığı senfonisi

Fatih Erkoç: Bir hayal kırıklığı senfonisi
 

Bana göre erkek seslerimizi dünya çapındaki kriterlere göre sıralasak listenin en başlarında, Fatih ERKOÇ gelir. Müzik bilgisi, ses kalitesi tartışılmaz. ‘Fatih ERKOÇ’u sahnede canlı olarak izlemek, ölmeden önce yapmak istediğim şeylerden birisidir .’ Aralık ayındaki İzmir konserlerini zamanında haberim olmadığı için kaçırınca, eşime aynen böyle söylemiştim.

 ‘’FATİH ERKOÇ AKUSTİK QUARTET İZMİR KONSERİ, EGE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ, 12 ŞUBAT 2013’’ ilanını internette görür görmez, neredeyse koşarak gidip, en önlerden bilet aldım. Konser tarihinin Sevgililer Günü’nden iki gün önceye rastlaması da hem eşime güzel bir sürpriz, hem de benim için muhteşem bir müzik dinletisi olacaktı. Konserin sloganı bile, bize muhteşem bir müzik gecesini müjdeler gibiydi:

FATİH ERKOÇ, VOKAL, PİYANO, TROMBON, FLÜT EŞLİĞİNDEKİ AKUSTİK QUARTET KONSERİ İLE MÜZİKTEKİ KALİTESİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERECEK VE TÜM SEVİLEN ŞARKILARI SESLENDİRECEK. İZMİRLİ MÜZİK SEVERLERLE EGE ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’NDE BULUŞAMAYA HAZIRLANAN FATİH ERKOÇ’U CANLI CANLI DİNLEMEK BİR AYRICALIKTIR.

Konserin başlamasına yaklaşık 20 dakika kala, eşimle beraber salondaki yerimizi aldık. Kısa sürede salonun büyük kısmı doldu. ‘Biz zamanında kravat takmadan Beyoğlu’na çıkamazdık’ diyen eski İstanbul beyefendilerinin salonu görmesini isterdim. Erkeklerin yaklaşık üçte biri kravatlı, yarısına yakını ise ceketliydi. Spor giyinmiş gençler bile giyimlerine ayrı bir özen göstermişlerdi. Hemen yanımda oturan yaşı bana göre hayli genç arkadaşım, kırmızı spor kazağını kırmızı spor ayakkabısı ile tamamlamıştı. İzmirli hanımları anlatmaya gerek bile yok aslında, bilenler bilir. Hafta arası olmasına rağmen, abartısız yarısından çoğu konser için kuaföre gitmiş ve özel kıyafet giymişti. Eşim bile geçenlerde aldığı yeni elbisesini ilk olarak bu konser için giymişti. Işıklar hafifçe karardığında resmi olarak 652 kişilik salonda artık hiç boş yer yoktu.

Sevdiğim ve saydığım büyük sanatçı Fatih ERKOÇ, sahneye diğer iki arkadaşı (basgitar ve davul) ile aynı anda herhangi bir sunum olmadan fakat tam zamanında, 20.30’da çıktı. Kısa süreli bir şaşkınlık ardından seyirci kendilerini, alkışlarla sıcak bir şekilde karşıladı. Tişört üstüne giyilmiş bir ceket ve altındaki kot pantolon, salonun genel havasıyla kesinlikle bir tezat oluşturuyordu.

Quartet yani DÖRTLÜ yerine, sahneye üç kişi çıkılmıştı. Fatih Erkoç ilerleyen dakikalarda bunu ‘dördüncü arkadaşının hastalığı nedeniyle gelemediği’ mazeretiyle açıklamaya çalıştı fakat bu açıklama, salonu dolduran seyirciler için hiç tatmin edici değildi. Yine de salon protesto etmeden konsere katılmaya, sahnedeki TRİO’ya (ÜÇLÜ) destek, bir anlamda ruh vermeye devam etti.

Konserine İngilizce parçalarla başlayan, daha sonra eşine yazdığı ve 1987 yılındaki ilk albümündeki ‘Yol verin a dostlar’ şarkısıyla devam eden Fatih Erkoç; kronolojik sırayla tüm albümlerinden örnekler vereceğini ve sevilen bütün parçalarını seslendireceğini söyleyince,  tüm salon gibi beni de umutlandırdı.

Konser; Münir Nurettin Selçuk’tan ‘Dönülmez akşamın ufkundayım’ ve ‘Eski Dostlar’ şarkılarıyla bittiğinde saat 22.15 civarıydı. Yani başladığından beri iki saat bile geçmemişti. Fatih Erkoç diğer iki sanatçı arkadaşını konser bitti, işareti verip sahne ortasına davet ettiğinde, bizim gibi onlar bile anlamadılar.

Konser esnasında izleyicilerle tamamen duygusal (bilindik para işaretini yaparak) ilişkisi olduğunu söyleyen ve sürekli maddî (telif hakları, ilk yapımcı şirketinin kendisini kandırması, Timur Selçuk’un özel isteklerde bulunması vb.) konulardan bahseden Fatih Erkoç maalesef bizleri tatmin etmedi.

Çok yakın zamanda olmasına rağmen Sevgililer Gününden hiç bahsetmeyen, kendisini çok seven İzmir seyircisine bana göre kıyafetiyle ve repertuar seçimiyle yeterince saygı göstermeyen, elit bir ortamdaki konsere kot pantolonla gelen, ‘Emmioğlu’ gibi isteklere ‘bir dahaki sefere, hastayım’ diyen Sayın ERKOÇ bizleri, en azından beni ve eşimi tatmin etmemiş, üzmüştür.  Sayın Erkoç ayrıca bundan başka hiç bis (alkışla geri dönme) yapmadan bitirdiği bir başka konseri var mı, bir düşünsün.

İZMİR’li sanatseverleri hiç kimse küçümsemesin, kim olursa olsun bir gün olur cevabını alır.

 not: Kullanılan görsel, konserin internet ortamındaki görsellerinden alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..