Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '14

 
Kategori
Tarih
 

Fatih Sultan Mehmed’in ölümündeki sır perdesi

Fatih Sultan Mehmed’in ölümündeki sır perdesi
 

Fatih'in ölümünü incelediğimiz de günümüze kadar belirsizliğini korumuş olduğunu görmekteyiz. Aslında dönemin kaynaklarında net bir şekilde belli olsa da Babinger başta olmak üzere batılı tarihçilerin suikast iddiaları kafa karıştırmaktadır bu sebepten ötürü kimse net bir şey söyleyememektedir.

Fatih'in son dönemlerinde ciddi bir hastalığı olduğunu ve aşırı derecede acı çektiğini hepimiz biliyoruz ben öncelikle bu hastalığın üzerinde durmak istiyorum.

Bu hastalık farklı şekillerde telaffuz edilebiliyor ben karışlık olmaması açısından hepsini belirteceğim. İlk olarak günümüzde "Gut Hastalığı" (Goutte) olarak bilinir. Diğer bir adı da 'Nikris Hastalığı' dır. Çok kullanılmasa da 'Damla Hastalığı' da denilmektedir.

Hatta 'Zengin Hastalığı' diyenler bile vardır. Bu bilgilerden sonra bu hastalığın Osmanlı padişahlarında genetik olduğunu da belirtmek isterim.

Kemalpaşazade bu konu için şu cümleleri kullanmıştır;

"Nikris zahmeti ki atalarından intikal (genetik) bir hastalıktı."

Osmanlı padişahlarında genetik olduğuna dair bilgiye de bu şekilde ulaştım.

Bu hastalığı biraz araştırdığımızda protein vb. besinlerin fazlalığı metabolizmada olumsuz etkilere yer açar ve vücudun farklı yerlerinde özellikle ayak parmaklarında çıkan bir çeşit yara diyebilirim.  Ayrıntılı bilgi için (http://www.medicalpark.com.tr)

Fatih'in ölümü üzerine geniş bir araştırma yapan Şehabeddin Tekindağ, Fatih'in zehirlenmediğini eceli ile öldüğü görüşünü savunmaktadır.

Türk kaynaklarını incelediğimizde sadece Aşıkpaşazâde Tarihindeki bir manzum parça dışında zehirlendiğine dair bir kaynağa rastlanmaz.

Aşıkpaşazâdenin manzumunun yanlış yorumlandığını söyleyen tarihçilerimizde olmuştur. Ben bu manzumu orijinal metni ile vermek istiyorum:

Tabibler şerbeti kim verdi Hana

O Han içdi şerbeti kan kana

Ciğerin doğradı şerbet o Hanın

Hemin-dem zari edti yan yana

Dedi niçün bana kıydı tabibler

Boyadılar ciğeri canı kana

İsabet etmedi tabib şarabı

Timarları kamu vardı ziyane

Tabibler Hana çok taksirlik etdi

Budur doğru kavl düşme gümâna

Dua et Aşıkı bu han hakkında

Ki nur-u rahmete canı boyane

Bu manzumda Fatih'e şüpheli ilaç verildiği ima ediliyor da olabilir Fatih'in çektiği acıda. Dediğim gibi yorumlama farkı ile farklı düşünceler ortaya çıkabilir.

Nitekim Tursun Bey Tarihi ve Kemalpaşazade Tarihine baktığımızda suikast le ilgili bir iddia görememekteyiz.

Hoca Sadeddin Efendi de: "Sefer için Üsküdar yakasına geçen Fatih'in o günlerde vücudunda bir kırgınlık olduğunu, fakat buna rağmen sefere katıldığını söyler. Üsküdar da birkaç gün kaldığını ve Gebze'ye doğru yola koyulduğunu; Tekfur Çayırına gelip konduğu gün, hali iyice sarsılmış, ağrıları da epeyce artmış bulunuyordu" der. Ve bu ağrıların onu ölüme götürdüğünü şu şekilde ifade eder:

"Yaşamdan kalan son ve kısa an içinde kandildeki yağ tükenmek üzere iken, kelime-i şehâdet getirmekle zamanını geçiriyordu."

Bütün araştırmalara rağmen Fatih'in ölümündeki soru işaretleri hala varlığını korumaktadır. Bu suikast iddiasını ilk olarak ortaya atanın ünlü Alman tarihçi Babinger olduğunu belirtmiştim.

Babinger Fatih'in birçok düşmanı olduğu ve ölümü ile ilgili bazı bilgileri öne sürerek olası bir zehirlenme ihtimalinin olduğunu belirtmiştir. O zamandan bu yana hala bu ihtimal üzerine düşünülmektedir ama net bir çalışma yapılmamaktadır.

Yazımı Tursun Bey'in şu beyiti ile bitirmek istiyorum:

"Çü zaaf oldu kamu azasına bast

Melek rûh-u latiften eyledi kabz"

"Dünya malını ve saltanatını bırakarak, mübarek ruhu Allah'a kavuştu."

https://twitter.com/muhammeddede

dedemuhammed@hotmail.com

 
Toplam blog
: 16
: 916
Kayıt tarihi
: 28.05.13
 
 

Okur-yazar ..