Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '12

 
Kategori
Tarih
 

Fatih Sultan Mehmet - Ayasofya - İnsan hakları

Fatih Sultan Mehmet  - Ayasofya - İnsan hakları
 

Fatih Sultan Mehmet


 Fatih Sultan Mehmet’i İstanbul’u alan Padişah,

Çağ atlatan bir sultan,

Dünya tarihine imza atmış bir hünkâr olarak tanımak

Onu anlamamızı sağlamaz ki…

&

Savaşlarda askerlerinin önünde kılıcını çekmiş savaşan bir cengâver olarak tanımak da yeterli değil. Fatih Sultan Mehmet şimdi insan hakları olarak düşündüğümüz, uygulanması için yürekten dileklerde bulunduğumuz, mücadele ettiğimiz bir olguyu asırlar önce uygulayan bir devlet adamıydı. Yenilikçiydi, kıymet bilendi. İstanbul’u aldıktan sonra çocukluğundan beri dinlediği Ayasofya güzelliklerini görmek için ilk oraya gitti. Gördüğü muhteşem yapıdan etkilenmişti muhakkak ama çok bakımsızdı. Şaşırmıştı. Bizanslılar onu izliyorlardı. Korkuyorlardı.

Büyük rütbeli papazlar, keşişler ve halk padişahın atının ayaklarına ağlayarak kapanmışlardı. O zamanlarda bir hükümdar, bir şehri zapt ettiği zaman yağma ederdi. Bizanslılar da bunu bekliyorlardı. Fatih Sultan Mehmet onları çok şaşırtan şeyler söyledi.

“Kalkınız ve müsterih olunuz. Ben Sultan Mehmed; hepinize söylüyorum ki, bu andan itibaren ne hürriyetleriniz, ne de hayatlarınız hakkında gazap-ı şahanemden korkmayınız. Kimsenin malı yağma edilmeyecektir. Kimseye zulüm yapılmayacaktır. Hiç kimse dini inanışlarından dolayı cezalandırılmayacaktır.”

Oradakiler şaşırmışlardı. Duyduklarına inanamıyorlardı.

İşte o zaman Fatih Sultan Mehmet’in ne kadar büyük bir hükümdar olduğunu anladılar. Sadece onlar değil dünya anladı…

Şu anda, çağdaş dünya görüşlerimizde bile bunu başaramıyoruz. Hala insan hakları için mücadele ediyoruz.

Bizansların neler düşündüklerini tahayyül etmek hiç de zor değil.

Bir Osmanlı Padişahı, alınmaz mümkün değil denilen İstanbul’u ele geçirmiş, almış, zapt etmiş gencecik bir adam. Ateş gibi, aslan gibi…

Bizanslılara söyledikleri onların bir an bile akıllarına getirebilecekleri bir hüküm olmadığından şaşırmışlar…

Yanlış mı duymuşlardı?

Müslüman Hünkârın sözleri karşısında ne yapacaklarını bilmeden koskocaman Padişaha; minnetlerini nasıl göstereceklerine karar veremeden! Hünkâr onlara evlerine, işlerine gitmelerini günlük yaşantılarına aynen devam etmelerini söylemişti…

Onlara anlatılanlar böyle değildi. Osmanlı zalimdi, Osmanlı hak – hukuk vermezdi. Oysa tam tersi bu yakışıklı, aslanlar gibi babayiğit Hünkâr onlara canlarının, mallarının hatta dinlerinde serbest olduklarının mallarının dahi kendi teminatında olduğu hakkında güvence vermişti. Koskocaman Osmanlı Hünkârı…

Fatih halkı rahatlattıktan sonra bu haşmetli, muhteşem binaya Ayasofya’ya baktı… İlk işi: Harap ve bakımsız durumda olan Ayasofya'yı camiye çevirerek onarıma aldırmak olmuştu. Fatih Sultan Mehmet burada çok önemli bir şey yaptı. Bizans’tan kalma Hıristiyanlığa dair tasvirlerin üzerini namaza zarar vermeyecek şekilde sıvayla kapattırdı. Sadece sıva. Altta bu tasvirler aynen muhafaza edildi. Kazıtmadı, yıktırmadı. Bu ne büyük bir saygı… Bu ne büyük bir insani düşünce…

Fatih Sultan Mehmet insana ve yaptıklarına çok değer veren bir liderdi. Dokuz yüz yıl Bizans İmparatorluğuna kilise olarak, sosyal ve askeri anlamda da hizmet etmiş büyük bir yapıya en ufak bir zarar gelmemesi için uğraşmıştı.

Bir de vakıf kurmuş. Ayasofya’nın masrafları bu vakıf gelirlerinden karşılanmış. Ayasofya'nın vakıfları şehir içindeki müsakkafat, dükkânlar evler, menziller, değirmenler, hanlar, hamamlar ve özellikle Fatih tarafından yaptırılan bedestenlerden oluşmaktadır.

1127 sene kilise,

481 sene de cami olarak kullanılan Ayasofya,

1934'de müze haline getirildi.

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....