Fatih Terim’de olmayan, millilerde olan...

“Ben buraya bir turnuvaya katılmak için gelmedim.”

Ya, demek öyle, Allah Allah, ben mi yanlış duydum, o zaman niye geldin?

“Türk futbolunu doğru yönetmek, ideal bir tarafa, yanlışları düzeltilen ortama sokmak için geldim.”

Ya, biz de seni, millileri şampiyonalara taşıyacak teknik direktör sanıyorduk!

“Benim 7 senelik sözleşme imzalamamın sebebi de bu sorunlardır zaten.”

Nedir bu sorunlar?

“Bu sorunları burada anlatıp zaman kaybetmeyelim, başkasının zamanını çalmayalım.”

Bu “diyalog”da tırnak içindekiler, Fatih Terim’in, Hollanda maçı öncesi basın toplantısında söylediklerinden. Ötekiler, bizden, söylenenlere uygun düşsün diye.

Tırnak içindekiler, bir bakıma, Fatih Terim’in “son”unu hazırlayacak türden/di.

(Fatih Terim, Galatasaray’ın başında olduğu zamanlarda, bir derbi öncesi, “Ben buraya, şampiyon olmak, Avrupa Kupaları’na katılmak için gelmedim.”, “Galatasaray’ı iyi yönetmek, yanlışları düzeltmek için geldim.”, “.... yıllık sözleşme imzalamanın sebebi de budur” deme yürekliğini gösterebilir miydi?

Gösteremezdi, bunları söyledikten sonra, daha ayağa kalkmadan, kendisini kapı dışında bulurdu; belki polis korumasında, zırhlı araçla evine götürüldü!.)

Fatih Terim, söylediklerinin nereye uzanacağının farkında değil mi?

Başında bulunduğu, parasal sıkıntıları olan, boş tribünlere oynayan, tek amacı Lig’de kalmak olan bir takım sanki...

*****

Fatih Terim'in niyetinin başka olmasına karşın, demek ki, oluyormuş.

Önceki yazımızda “eleştiri okları”nı Fatih Terim’e ve futbolcuları aşağılayanlara yöneltmiş, “son söz”de futbolculara seslenmiştik:

Ey futbolcular, başkası “parsayı toplayacak” olsa da, “iki kişilik” oynayın, yenin şu Hollanda’yı; yakından ve uzaktan, dolaylı yoldan ya da açıktan sizi suçlayanları utandırın!.

Utanan olmuş mudur?

“Parsayı” kim/ler toplayacak şimdi?

Yazımızın girişindeki “diyalog”da geçen Fatih Terim’in sözleri, onun farklı bir amaçla iş başında olduğunu gösteriyor. Bu nedenle milliler, Fatih Terim’e karşın, “bir turnuvaya katılmak” aşkıyla oynadılar. “Play-off” oynama yolunda, tükenmiş gözüken umudu, kalan iki maça taşıyarak...

Bir maç, bir sonrakinin ölçütü olamaz.

Öyle ki, iyi oynarsın kazanamazsın, iyi oynayamazsın, kazanırsın.

*****

Fatih Terim'in kafası çok karışık, söyledikleri çelişkili...

Hollanda maçı öncesi basın toplantısında ne/ler diyor,  “Letonya maçını kazanmasaydık bir açıklama yapacaktım, umarım Hollanda maçını kazanınca yaparım” dediği açıklamada ne diyor:

“Başta ben olmak üzere kişilere, kurumlara, tercihlere kızabilirsiniz. Kırgın da olabilirsiniz. Eleştirebilirsiniz. Beğenmiyor olabilirsiniz. İstemiyor da olabilirsiniz. Ancak şu an görev başıdayız ve tek bir hedefimiz var. (...) Bu topraklarda yaşayan herkesin ihtiyacı olduğu bu günlerde sırtınıza milli takımınıza dönemezsiniz. Sırt çevirmemelisiniz. Bizler gelip geçeriz ancak ülkenin dünyada mevcudiyetini devam ettirecek bir takım var. O da milli takımımız.”

Millet, milli takımdan ne bekler?

Oysa Fatih Terim, burada dediklerinin aksine, "Ben buraya bir turnuvaya katılmak için gelmedim.”  demekle çelişkiye düşüyor.
 

Son söz:

Hollanda, Fatih Terim’de olmayan, millilerde olanla, ‘portakal sıkacağı’na girdi!.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com