Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '08

 
Kategori
Spor
 

Favori Çek Cumhuriyeti

Favori Çek Cumhuriyeti
 

www.skytower.me.uk


Euro 2008 maceramız baslarken çok heyecanlıydık. Gruptan çıkmak, çeyrek final ya da yari final bir tarafa en büyük amacımız dünyaya kendimizi göstermekti. Kampta herkesin morali yüksek, inançlar son raddedeydi. İdarecilerin dillerinde ise hep ayni cümle vardı: "çok iyi bir kamp dönemi geçirdik". Tüm bu duygu ve düşüncelerle bir anda kendimizi grubun ilk maçında Portekiz karsısında neredeyse favori gösterdik; dikkat edelim, en son galibiyetimizi 50 sene önce aldığımız Portekiz karşısında. Ancak rakibimizin sadece bizim maçımızın değil turnuvanın favorilerinden biri olduğu, maçı anlatan Erdoğan Arıkan da dâhil olmak üzere hepimizin aklına maçın ikinci yarısının son anlarında geldi, zira maç sabaha kadar oynansa elimizden bir şey gelmeyeceği açıktı. Düşüncelerimiz maç içinde değişmişti...

Bu yenilgiden sonra bir anda rüzgâr tersten esmeye başladı. Nedeni ve açıklaması bilinmez ama Portekiz maçını kazanmaya o kadar hazırlamıştık ki kendimizi yasadığımız hayal kırıklığının haddi hesabi yoktu. Fatih Terim hedef tahtası yapılıp kadro tepeden tırnağa eleştirildi. Emre, Nihat ya da Tuncay gibi formsuz futbolcular için mangalda kül bırakılmazken isin ucu Mehmet Topuz'a kadar uzadı. Yıldıray ve Halil'in durumları ise bir anda yeniden hortladı. 4-4-2'ler, 4-3-3'ler, pivot santraforlar, iki ön liberolar havada uçuştu ve futbol olarak bizden çok geride olan, kadro olarak ise bizimle mukayese dahi edilemeyecek İsviçre karsısına moralsiz çıktık. Düşüncelerimiz 4 günde 180 derece değişmişti.

Bugün tarih 13 Haziran 2008. Yarin oynanacak gruptan çıkma maçı öncesi moralimiz yine çok yüksek. Kamp yerinde yüzlerimiz gülüyor. İsviçre galibiyeti bizi sadece sevindirmekle kalmadı kendimize olan güvenimizi tavana taşıdı. Futbolcularımız medyada her göründüklerinde moralimizi ve inancımızı yükseltecek cümleler sarf ediyorlar. F. Terim'in amacı yine ayni "kendimizi göstermek". Kısaca Portekiz maçı öncesi yasadığımız inanç ve istek noktasına yeniden geldik. Hatta duygularımız öyle ağır bastı ki baslarda gruptan çıkmayı basari sayarken Hırvatistan’ın B Grubu'nun lideri olması ile yari final hesapları yapmaya başladık. Düşüncelerimiz yine çok çabuk değişmedi mi?

Geride kalan 8 günlük süreye bakıldığında milli takimimiz ile ilgili düşüncelerimizin temelinin kadromuz, taktiğimiz ya da rakiplerimizin durumu değil kendi motivasyonumuz doğrultusunda geliştiğini ve bu nedenle sıkça değiştiğini görmek gerçekten çok ilginç. Bugün dahi Çek Cumhuriyeti maçı ile ilgili yorum yapılırken Çeklerin stoperleri, kanat oyuncuları ya da sahaya dizilişleri hakkında konuşulmadığı gibi bizim kadromuzun belirsizliğinden de hiç bahsedilmiyor. Bir nevi rakamlar olmadan matematik yapmaya çalışıyoruz.

Neticede futbol, futbolsuz yorumlanırsa düşünceler hem sık değişir hem de sahibini yanıltır. Kanımca bir maç hakkında yorum yaparken en az kendimiz kadar rakibi de mercek altına yatırmak gerekir. Bu doğrultuda eleme grubunu Almanya’nın önünde lider tamamlamış, eleme grubu maçlarının başladığı 2006'dan bu yana kadro istikrarını yakalamış ve Cech, Rozehnal, Jankulovski ve Grygera gibi isimlerle sağlam bir savunmaya sahip Çeklerin; Tuncay, Nihat, Emre, Semih, Hamit, Arda gibi gerçekten çok değerli ve kaliteli oyunculara sahip olsak da savunmamızın yetersizliği ve en önemlisi kadro istikrarımızın halen daha yakalanamamış olmasından dolayı (kadromuz eleme maçlarından bu yana %80 değişti ve hala değişmeye devam ediyor) bizim karsımızda favori olduklarını söylemek gerekir.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..