Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '07

 
Kategori
Haber
 

Fazıl Say: Türkiye'yi terkedebilirim

Fazıl Say: Türkiye'yi terkedebilirim
 

Önce Orhan Pamuk

Sonra Fatih Akın

Ve şimdi de Fazıl Say

Üçü de Türkiye'nin yetiştirdiği, alanlarında zirvede olan sanatçılar.

Üçü de dünyanın tanıdığı, alkışladığı ve ödüllendirdiği sanatçılar.

Ve üçü de yurt dışında, yabancı basına, aleyhine konuşarak kendilerini yetiştiren bu vatana ihanet ediyorlar.

Yazık... Çok yazık...

Atatürk; "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" demişti. Sakın "sanatçının" demediğini söylemeyiniz. Çünkü, spor da bir sanat.

Orhan Pamuk ve Fatih Akın'ın ne söylediklerini biliyorsunuz.

Fazıl Say ise onlardan ilham almış olmalı ki; Almanya'da yayımlanan sol-liberal eğilimli Suddecitsche Zeitung gazetesine bir demeç vermiş. Ve " İslam'cılar güç kazandı, azınlıkta kaldık. Tüm bakan eşleri kapalı, Türkiye rüyalarımız öldü, ileride ülkeden ayrıla bilirim. Biz % 30, onlar %70, başka yere taşınmayı düşünüyorum." demiş.

Fazıl Say, bir kızı olduğunu söyleyerek olayı daha da dramatize etmiş...

Türkiye'den kaçarak kendini ve kızını kurtaracakmış!

Ya kaçamayan milyonlar ne yapacak?

Kaçmak çözüm mü?

Gemisini kurtaran kaptan mı yani!

Ancak korkaklar kaçar ve batan gemiyi ilk önce fareler terkeder...

Çok şaşırıyorum; bunlar Kuva-i Milliye'yi, İstiklal Savaşı'nı, Atatürk'ü hiç mi duymamışlar...

Yokluklar içerisinde, yedi düvele karşı savaşıp, yoktan bir ülke yaratma destanını hiç mi okumamışlar...

Söylendiği gibi, gerçekten ülke tehlikedeyse, "Atatürk" olup kalmak ve kanının son damlasına kadar mücadele etmek varken, "Vahdettin" olup kaçmayı düşünmek ne kadar onursuz bir tercih!

Dışarıya şikayet ederek Türkiye'yi küçük düşürmek de olayın başka bir yüzü.

Hani kol kırılır yen içinde kalırdı...

Bir de solculuğu ağızlarına almaları yok mu ya!

Solculuk, sosyal demokratlık; sosyete sofralarında eğlenmek, gece kuluplerine takılmak, gecelik aşklarla magazin basınına meze olmak değildir.

Gerçek solculuk ve sosyal demokratlık; özgürlüğü, barışı, insanlara ve doğaya saygıyı, mazlumların ve ezilenlerin yanında olmayı gerektirir. Yani ermiş, yücelmiş bir ruh halini içerir.

Fazıl Say konuşmasının sonunda ağzındaki baklayı çıkarıyor ve gerçek karın ağrısını söylüyor;

"Çankaya'daki davete bile çağırmadılar"

Çok merak ediyorum; çağrılanların hepsi de mi başörtülüydü!!!

Allah'ın size verdiği yetenekle bizleri gururlandırıyorsunuz ama bir tarafta kazandırdıklarınızı öbür tarafta kaybettirmeyiniz. Unutmayınız ki, sizleri yetiştiren bu kutsal topraklardır...


 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..