Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Fazıl Say’ın kaleminden Antalya’daki Nazım Oratoryosu

Fazıl Say’ın kaleminden Antalya’daki  Nazım Oratoryosu
 


03 Haziran 2010 tarihinde Konyaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda seslendirilen Nazım Oratoryosu ülke genelinde çok ses getirdi. Nazım’ın ölüm yıldönümünde anılmasıydı bir bakıma bu seslendiriliş. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce organize edildi bu program. Konser alanında sanıyorum 4000 civarında sanatsever vardı. İzleyenler arasından gözlemlerimden birisi; Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce dağıtılan davetiyelerin numarasız olmasının, bir süre karmaşa yaşanmasına neden olduğuydu. Bunun dışında mükemmel bir organizasyondu demek, doğru olur kanısındayım. Havadaki nemin, özellikle vurmalı çalgılarda olumsuz etki yaptığını düşünüyorum. O akşam yağmur yağma olasılığı nedeniyle tedirgin olsak da, Fazıl Say’ın bu çok önemli yaratısı her şeyi unutturdu, tüm alanı dolduran sanatseverlere.

***

Değerli sanatçı Fazıl Say, bugün, Antalya’daki Nazım Oratoryosu performansını kaleme almış, birlikte üye olduğumuz Yahoo Klasik Batı Müziği Grubu’nda. Menajeri, sevgili Kadir Dursun’un bilgisi dahilinde bu yazıyı Milliyet Blog okurlarına da iletmek istedim.

***

3 Haziran Konseri ile ilgili aklımda kalanları hızla yazıyorum.

1- Antalya Senfoni Orkestrasını çok iyi buldum. Diriydiler, gençler, yetenekliler..(Sanırım yaş ortalaması en fazla 30 olmalı bu Orkestrada)

Bu Orkestra'ya muhakkak çok iyi bir Genel Müzik Direktörü ve şevklendirici bir yapılanma gerekmekte. Sezon içinde konserlere seyirci bulmakta, Orkestra'yı iyi menege etmekte hayli zorlandıklarını biliyoruz. 3 Haziran da çaldıkları gibi çalarlarsa halkın sevgilisi olmaları zor değil...

2- İbrahim Yazıcı müthiş.

İbrahim'e kendi metodlarından iyi anlayan genç bir Orkestra gerekli kanımca. Kendine özgü bir çalışma yöntemi ve şeflik tekniği var çünkü...Ona inanan, onun içindeki müziği iletmek isteyen bir Orkestra lazım ( sanırım genç bir Orkestra demek istedim) .Bu, Avrupa'da da her gittiği yerde olmayabilir.

İbrahim sanırım, kendi orkestraları alanını yaratır gelecekte, sürekli gittiği yönettiği 4- 5 Orkestra (Opera) adresi olacaktır...

3- Devlet korosunu her zamanki gibi iyi buldum.. Zaten dünyanın en iyi korolarından biridir. Sanırım, yeni müzik direktörleri ( 20'li yaşlarında olağanüstü yetenekli bir genç Türk müzisyen, çok anlatıldı bana ) onlara yeni bir heyecan yaratmış.

4- Güvenç Dağüstün'ü çok iyi buldum. Kendisinin son 5 yıldır sürekli barlarda çıkmasının sesine zarar vereceğini düşünürdüm, bu öyle değil. Hakikaten çok iyiydi. Hem NAZIM’a layıktı, hem de Oratoryo’ya.. Ama Güvenç kulvarında bir kulvar yok Türkiye’de. Nedir o kulvar diyeceksiniz, anlatayım. Güvenç lirik bir bariton. En iyi Lied söyler. (Schubert, Brahms vs Lied’leri onun sesi) Opera için biraz küçük bir ses. Lied sesi ile Türkçe repertuvar arıyor (ve bulamıyor).

Halk türküleri, caz, pop, klasik, karışık bir salatadan oluşuyor repertuvarı. Ve bunların %80’i de sesine uymuyor. Güvenç durumu bu biraz... Kültür müziği lazım kendisine, Nazım Oratoryosu’ndaki 3 -4 şarki gibi 40-50 beste olması lazım, tam onun sesine olan ve Türk dilinde olan.

5- Genco kendisine müthiş bakıyor. Her gün yüzmeye gidiyor. Alkol, sigara çok az. Yılda 200’e yakın oyun sergileyecek enerjisi ve kondisyonu var. 73 yaşı için akıl almaz bir durum.. Nazım Oratoryosu onun en sevdiği işlerden biridir ve çok iyi günündeydi. Bu büyük sanatçıyı anlatmamıza gerek yok sanırım... O istediği müddetçe, Nazım Oratoryosu’nun solistidir, ve bu eser ile ilgili her tür şey kendisine danışılır. Sonuçta Genco Erkal'ın solistliği ve yapısı düşünülerek bestelendi NAZIM..

6- Sertab bence iyiydi. Zuhal Olcay ve Sertab Erener bu eseri, 9 yıldır, her biri 7-8 kere söyledi. Bu tür ünlü simalar sadece 3 şarkı söyledikleri bu eserde bir rahatsızlık hissediyorlar gibi algılamışımdır hep… Onlara yetmiyor mu sadece 3 şarkı? sorusu…

Yine öyle bir şey hissettim.. Provaya gelmemek, en son sound check’e de geç gelmek gibi bir takım durumlar...(Aslında cok mühim değil, ama o anda sahnede diğer 250 kişi sabır ile beklerken diğerleri, kendini biraz küçük düşürülmüş hissedebilir )Sertab ve Zuhal’e yine de büyük vefa borcum var diye düşünüyorum… Bu eserin 20 performansında hep orda olmalarıyla aslında bize güç verdiler.

Biz hepimiz, açık söylemek gerekirse, Sertab Erener'in katılmadığı ilk provada söyleyen (devlet korosundan ) Serenad hanımı olağanüstü beğendik , inanılmaz bir müzikalite ve Nazım Hikmet anlayışı ile söylemekteydi çok değişik de bir ses rengi ile... Bundan sonra bir kaç NAZIM konserine kendisini solist yapmak isteriz.. Gelişmeleri haberdar etmek isterim sonra.

6- Organizasyon müthişti. Teşekkürler Kadir Dursun. Provada 1500 kişi konserde 4000 kişi (Konserin biletler 1 ay önceden bitti) .

7- Bu konserde bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarıma tüm sanatseverlere, tüm sanatcı meslektaşlarımıza da selamlar sevgiler iletmek isterim.

Tarık Akan'ından Arif Sağ'a, Selçuk Yöntem'inden Hıfzı Topuz'una, Oray Eğin'inden Şerif Gören'ine Soner Yalçın'ından Zeynep Oral'a, yazarları, sinemacıları, müzisyenleri ile çok geniş bir sanatçı topluluğuna müzik yapmak müthiş şevklendirici idi..

Herkese sevgiler.

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..