- Kategori
- Anneler Günü
Fedakâr Ana
rahmetli annem ve babam
Sevim hanım, eşini ani bir kalp krizinden kaybeder, hayırsız oğlu ile birlikte yaşamaktadır. Otuz yaşındaki oğlu Cemil, ailesinin tüm varlığını kumarda yiyerek, babasının kalp krizinden ölümüne neden olduğu gibi, yaşlı annesini zor durumda bırakır.
Sevim hanım eşinden kalan emekli aylığı ile kıt kanaat geçinmektedir ve arada evlere bulaşık yıkayıp ütü yapmaktadır. Kapı çalınır: “kim o” der, “Aç ana benim, çabuk aç”. Kapıyı açar oğlu sarhoş nerdeyse yere yıkılacak: “Çabuk bana para ver” annesi: “Çıldırdın mı oğlum, ben de para nereden olacak, benim gibi dul bir kadın parayı kimden alacak, aldığım iki kuruş aylıkla zor geçiniyoruz. İçip kumar oynuyor, çalışmıyorsun, git başımdan” diyerek sedire oturur. Cemil cebinden çıkarttığı sustalı bıçağı anasına birkaç defa saplar. Yaşlı kadın yere yıkılır, ağlayarak: “Of bıçakladın beni hain evlat bak annenin haline, kaç buradan kaç şimdi gelip seni zincirlere vurup zindanlara atarlar, ben kanımı helal ettim, bağışladım, sen de affet Yarabbi” diyerek son nefesini verir, ana katili hayırsız evlat kaçar. Yaşanmış olan bu öykü, fedakâr bir annenin ölürken dahi evladını düşündüğünü gösteriyor.
Sevgili anneciğimin beni doğururken çektiği çileyi ve yaşamını anlatan şiirimi paylaşmak istedim, nur içinde yatsın fedakâr annem. Bu vesile bu dünyadan göçmüş, Atatürk’ümüzün annesi Zübeyde hanımın ve halen yaşayan tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun.
ÖYKÜ
Doğumum bir masal,
Yedi aylık gelmişim dünyaya,
Doktorsuz ebe ile
Göbeğim bağlanmış,
Kendir ipi ile
Kesmiş göbeği kör makas,
Ağlamışım avaz, avaz.
Ninem bağırmış:
Yine kancık doğurdu,
Anam sıralamış,
Peş peşe beş oğlan çocuğu.
Ninem, dedem mutlu olmuş,
Anacığım KUMA’ dan dan kurtulmuş.
Sırtına bağlamış çocuğu,
Çalışmış, çabalamış,
Bükülmüş beli, tutmamış eli,
Yedi çocuk, zalim kaynana,
Sonunda ayvayı yemiş anam.
NAHİDE ÇELEBİ