Felaket tellalları

Japonya dünya savaşında üstüne atılan bombalardan sonra en büyük felaketini yaşıyor. Öyle ki, 8.9 büyüklüğündeki deprem, daha sonra çıkan etkilerinin yanında hiç kaldı. Tsunamiden ölenlerin sayısı bini geçti. Koca evler dalgaların önünde kağıttan yapılmış gibi savruldu. Otomobiller, tren vagonları oyuncakmış gibi suyun üzerinde yüzdü. Su önüne geleni devirdi. Yangınlar çıktı. Şimdi de Fukuşima nükleer enerji santralinde patlama olmuş. Radyasyon 20 km’lik bir alana yayılmış. Başka patlamalar bekleniyor. 

İnsanlar ölüyor, acı çekiyor, bu arada birileri insanların acısını, ölümünü kullanarak kendi propogandalarını yapıyor. 

Yakında kıyamet kopacakmış. Bütün bu depremler onu gösteriyormuş. Hatta Kuran’da da bu belirtilmiş. Bunlar Gölcük depreminde de aynı şeyi yaptılar. Neredeyse bin yıldır aynı şeyi söyleyip taraftar (daha doğrusu köleler) toplamaya çalışıyorlar. Bin yıldır kıyamet kopacak diyorlar. Aslında hiç kimse kıyamet kopmayacak demiyor. Biliyoruz ki günün birinde dünyanın sonu gelecek. Ama bu 1 milyar yıl sonra mı olur, dünya savaşı çıkar da insan eliyle mi olur bilmiyoruz. Bunlar bildiklerini iddia ediyor. 

Bütün insanlar ölecek. Sen öleceksin, ben ölmeyeceğim diye bir şey yok. O nedenle bir dine inanan insanlar için bile ölüm bir ceza değildir. Dünya oluştuğundan beri felaket görüyor. Dünya tarihinde depremlerin olmadığı bir zaman dilimi yok. Bilim gözü açılmış olanlar bunu rahatlıkla görebilir. 

Ama bir takım felaket tellalı her doğal afette çıkıp “bu Kuran’da yazıyordu, kıyamet geliyor ha!” diye insanları korkutmaya, şimdi de Japonya’daki depremden nemalanmaya çalışıyor. Bunlar içinde insan sevgisi olmayan, başkalarının acısına en ufak bir saygı duymayan ‘insanlardır’. Sakın onlara inanmayın.