Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '07

 
Kategori
Futbol
 

Fener'e ilahi yardım

Fener'e ilahi yardım
 

Ligin üçüncü haftasında futbolseverler Fenerbahçe’ye Zico’nun müdahale edeceğini düşünürlerken beklenen müdahale yedek kulübesinden değil daha “yukarılardan” geldi. Maçın büyük bölümü orta saha mücadelesi şeklinde geçerken sarı-lacivertliler özellikle tek topla hücuma çıktığı anlarda rakip kalede etkili oldu. Ancak ne kadar etkili oldu sorusuna cevap bulmak hiç de kolay değil. Tıpkı oynadığı futbolla Fenerbahçe’nin Anderlecht önünde işinin kolay olmayacağı gibi. Fenerbahçe deplasmandan turla dönmek istiyorsa, asla ve asla bu maçtaki futbolunu oynamamalı.

Sahaya bu maçta da tek forvetli diziliş ile yayılan sarı-lacivertlilerde orta sahanın yükü Aurelio’nun yokluğunda Deniz-Selçuk ikilisine bırakılmıştı. Takımı rakip alana taşıyacak oyuncular olarak da Tümer, Deivid ve Alex sahadaydı. Kezman yine her pozisyonda “ben tek forvet oynayamam” itirafını haykırırcasına topları ezerken, çareyi sağa sola deplase olup geriden gelecek arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlamakta buldu. Maç sonrası bakıldığında Roberto Carlos ile giriştiği “ikiye bir” sayesinde maçın tek golünü hazırlamış olsa da bu sistemde Kezman’ın Fenerbahçe’ye yararlı olabilmesi zor görünüyor. Dakikalar 30’u gösterirken Roberto Carlos’un sola deplase olan Kezman’ı görüşü ve onun boşalttığı alana yaptığı atak sonrası attığı enfes gol, tam jeneriklikti. Gerek oyun görüşü gerekse yaptığı kafa vuruşu ile adının önündeki tüm sıfatları sonuna kadar hak ettiğini gösteren Roberto Carlos gözlerimizin pasını silmekle kalmadı takımına da üç puanı kazandırmış oldu.
Ancak Sivasspor 43, 54, 56 ve 77. dakikalarda öyle pozisyonlar kaçırdı ki izleyenler ilk kez Maradona tarafından 86 Dünya Kupasında dile getirilen “Tanrı’nın eli” nelere kadirmiş gördüler. Özellikle 56. Dakikada neredeyse tüm Fenerbahçe defansını çalımlayan Mehmet Yıldız’ın, 77. Dakikada ise önünde bulduğu topa sert ve düzgün vuran Balili’nin şutları iki kaleci Serdar ve Volkan’ın ellerinden sekip üst direkte patlayınca o ilahi elin puan durumunda Fenerbahçe hanesine çoktan üç puanı yazdığını hissettik. Tabi söz konusu pozisyonların gol olmayışına sevinmek dışında durumdan vazife çıkarmak durumunda da olan bir Zico faktörü var. Fenerbahçe takımının neden her iki devrede sadece onar dakika yüksek tempoya çıkabildiğini, forvette Kezman’ın verimsizliğini ve hücuma çıkışlardaki yavaşlığı masaya yatırması gereken Zico, bu sorunlara neşter vuramasa da geçici –aspirin- çözümler üretmek zorunda. Kadıköy’de attığı golün avantajıyla belki maç başında Fenerbahçe’nin Anderlecht’e tempo yapması gerekmeyecek ancak kontratak fırsatlarından faydalanamazsa Belçika’daki maç sarı-lacivertliler için bir anda kabusa da dönüşebilir. 56.dakikadaki pozisyonda sakatlanarak oyunu terk eden kaleci Serdar’ın Anderlecht maçına yetişip yetişemeyeceği şu an için muğlâk bir konu. Yükselen formuyla kalede güven veren Serdar’ın olası kaybı Fenerbahçe açısından işleri bir kat daha zorlaştırabilir. Zira bugün Serdar’ın yerini alan Volkan maç pratiğini kaybetmiş bir görüntü çizdi. Açık söylemek gerekirse bu çok önemli Avrupa sınavı öncesi Volkan, kalede Serdar’ın verdiği güveni vermiyor. Dileyelim Fenerbahçe için her şey turu getirecek biçimde gelişsin.

Fenerbahçe açısından maç sonunda bulunan pozisyonların her iki takımın da oyun disiplinini kaybettiği dakikalarda geliştiğini ve hatta bu pozisyonların gol olmayışında yine oyun disiplininden kopuşun etkili olduğunu belirtmek gerekiyor. Kezman ve Alex öyle pozisyonları harcadılar ki, sanıyorum kimse bu gayri ciddi yaklaşımı isimlerine yakıştıramadı.

Hakem Fırat Aydınus ise neticeye tesir edecek bir hata yapmadı. 27. dakikada golle neticelenen pozisyonda yardımcı hakemine uyarak golü iptal eden Fırat Aydınus’un zaten bu ince pozisyonu süzmesine olanak yoktu. Sarı kartlarını dengeli ve etkili kullanan Aydınus, şu an için ligimizin formda hakemlerinden bir tanesi.
Bitiş düdüğü çalıp da Saraçoğlu karanlıklara gömüldüğünde eminim Zico’nun kafasını Anderlecht maçı meşgul etmeye başlamıştı bile. Umalım Saraçoğlu’nun ışıkları tekrar yandığında, Fenerbahçe camiasının da içinde Şampiyonlar Ligi’ne dair umut ışıkları yanıyor olur. Ülkece temennimiz bu…
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..