Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '09

 
Kategori
Futbol
 

Fener kazanmak zorundaydı

Fener kazanmak zorundaydı
 

Rakibinin kendi evinde kaç maçtır galip geldiğinin önemi yoktu Fenerbahçe için. Çünkü bu sefer kazanmak zorunda olan bir takım hüviyetinde maça çıktı Fenerbahçe... Haftalardır oynanan kötü futbolun izleri öncelikle Avrupa kupalarında alınacak bir galibiyetle silinebilirdi... Bu yüzden Daum maç öncesi % 100 kazanırız dedi...

Avrupa maçları için daha makul sayılan tek forvetli bir anlayışı benimsemişti Daum. Ama ne olurdu bir kez de Semih 11'de olsa da Guiza yedekler arasında otursaydı ? Neyse en azından Dos Santos kenardaydı. Nihayet Daum onsuz başlamıştı oyuna.

Avrupa ligi için enterasan bir maç oldu. Her 2 takımda kendi liglerinde lider konumdalar ama Twente'nin Avrupa'nın çıkışta olan ve yeni gözde takımı olduğu, sahasında aldığı istikrarlı galibiyetlerden de anlaşılıyordu. Bu nedenle maçın kağıt üstünde favorisi de onlardı...

Fakat Fenerbahçe'nin de Avrupa'da nasıl oynaması gerektiğini Şampiyonlar Ligi tecrübesinden de biliyorduk. Böyle bir anlayışla mücadele etmesi gerektiğini hatırladığı ve mücadele gücü yüksek bir oyun ortaya koyduğunu gördük maç boyunca...

Öncelikle defansa Bilica'nın gelmesi inanılmaz bir avantaj sağladı takıma... Bilica hem çok ciddi sorumluluk alarak oynadı hem top taşıdı hemde tekmeye kafayı sokarak nasıl mücadele edileceğini gösterdi. Her maç Bilica'nın formaya daha fazla yakıştığını görmek keyif veriyor...Onun için yapacağım tek eleştiri lütfen biraz daha az risk al Bilica... Peki şimdi Bilica'ya nasıl kızmayalım 3 maç ceza almasına... Yazık. İnşallah bu cezalardan ders alınıyordur...

Geride Gökhan yine Çek Stoch karşısında çok zorlandı. Son yıllarda Gökhan'ı bu kadar zorlayan başka bir oyuncu hatırlamıyorum. Bu oyuncu hem Kadıköy'de hemde orada Gökhan'ı zor duruma düşürdü. Carlos'un gitmesine bu kadar kafa yoran yönetime açık mesaj, Carlos'un yarı fiyatına bu oyuncu alınamazmı ?

Takıma hem Bilica'nın hemde sol tarafa Wederson'un gelmesi ile birlikte ciddi bir dinamizm geldiğini görmüş olduk. Fakat net olan bir şey var ki o da Emre'nin Fenerbahçe için ne kadar da vazgeçilmez bir oyuncu olduğu gerçeğinin çok net ortaya çıktığıdır. Ne Christian ne de Selçuk Emre'siz bir anlam ifade etmediler o bölgede... Özellikle Selçuk Christian'dan daha fazla sorumluluk almaya çalıştığı için çok fazla pas hatası (özellikle ilk yarı) ile dikkat çekti. Christian'ın da kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda Brezilyalı'lığını konuşturup gol yapmasını beklerdim...

Alex'in durgun gözüktüğü ama bol pozisyona girdiği maçta gol atamamasını düşen form grafiğine bağlıyorum.Guiza'nın kaçırdıkları ise milyonlarca Fenerli gibi beni de şaşırtmıyor artık...Guiza kaçırınca değil gol atınca ben şaşırıyorum... Şu adamın yakaladığı şansın 3'de 1'ini Semih'e verseler neler olurdu acaba ?

Son sözüm Volkan'a... Bu kadar erkenden vakit geçirme yüzünden nasıl sarı kart görüyorsun anlamış değilim. Futbolda vakit çalmaya profesyonellik deniyor ama bırak senin profesyonelliğin sende kalsın. Üstelik üzerinde taşıdığın o formaya da yakışmıyor bu kadar saçma vakit çalmalar...

Bu maçı kazanmak güzel ama halen bardağın yarısı boş. Girdiğimiz pozisyonlar kadar kalemizde gördüğümüz pozisyonlar da var ve ben hâlâ Daum'un adil forma dağıtımı yaptığını düşünmüyorum. Daum'un acilen bu takımı “şampiyon” bir ruh haline sokması ve oyuncuların daha fazla takım ruhu taşımaları için çalışmasını bekliyorum. Devre arası ilaç gibi gelecek ama devre arasına lider girebilecekmiyiz bilmiyorum...

Eksiklikler görülmeli aksi durumda Twente kazanılır ama Eskişehir kaybedilir...

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..