Fenerbahçe Bursa'da gitti,geldi.

Fenerbahçenin milli stoperlerinden Serdar Kesimal'ın bereciksizliği 11.dk'da kendi kalesinde golü görmesine neden oldu.Beceriksizlik çünkü bir milli stoper yerden ve çaprazdan  sert gelen topa bu şekilde müdahele etmez.Etmemeli.

FB'nin zayıf halkası defans bu hatayla daha tırsak,daha tedirgin oynamaya başladı.GG ve Yobo'nun defanstaki,Meireles ve M.Topal'ın orta sahadaki eksiklikleri çok belli oldu.

Krasiç,Sow ve Kuyt'un ileride sürekli yer değiştirerek hareketli oynaması golü de bulmasını sağladı.Korneri paslaşarak kullanan FB,Krasiç'in ortasına klasik Sow kafası ile FB  eşitliği sağladı.Meraklısı için söyleyeyim Aykut'un yüzü yine gülmedi.Alkışlamayla yetindi.Yine meraklısına şunu da ekleyeyim,Sow'un sakat hâli buysa sağlam hâlini düşünemiyorum.

İkinci yarıya Krasiç'in yerine Stoch ile başladı Aykut hoca.Ancak Bursa daha baskılı ve Fenerbahçenin orta sahası sürekli açık veriyor.Her an Bursa gol atabilir.Yüzde yüz denebilecek iki pozisyonu Bursa harcadı.Fenerbahçe oh üstüne oh çekti.

Volkan 69.dakikada kontrpiyedeyken yaptığı refleks ve kurtarışla oyundaki dengeyi değiştirmedi.Maçın adamı şimdiden Volkan Demirel diyebiliriz.

Sow ve Caner'in şahsi düşünmesi Fenerin gol bulmasını önlüyor.Maçın son dakikalarında tansiyon artarken kaleci S.Carson'un yandan gelen ortayı çizgi dışında tutması ile başlayan tartışma Ertuğrul hocanın tribüne gönderilmesiyle son buldu.

Yine S.Carson'un eliyle hatalı top çıkarmasını Selçuk Şahin değerlendirmek istedi ama yaklaşık 40 metreden atılan şutu çelmeyi becerdi kaleci Carson.

Bursa genel olarak pozisyon üstünlüğünü elinde tutan takımdı.Yarısı eksik Fenerbahçe ise maça tutunmaya çalıştı.Bana göre maçın hakkı bir puandı.Bursa kaybetseydi daha hazin bir sonuç olurdu kendileri için.

Bursa galibiyeti kaçırdı diyebiliriz ama Fenerbahçe için "maç gitti,geldi" diyebiliriz.Zira kaybedilecek 3 puan,Alex konusu gündemden düşmedikçe ve  Limasol maçı öncesi sıkıntı yaratacaktı.

Maçın adamı:Volkan Demirel.Milli maçlarda hatalı gol yeme işini ligde alışkanlık haline getirmedi.Belluchi'nin defansa çarpan topuna kontrada kalmasına rağmen atlaması ve çıkarması genç kaleciler için ders niteliğindeydi.Cüssesinden beklenmeyecek kadar atletik ve zihinsel olarak milli maç stresini geride bırakmış olması Fenerliler adına sevindiriciydi.

Maçın olayı:Ertuğrul hocanın tribüne gönderilmesi.Hakemlerin,kaleci Carson'un yandan gelen ortayı çizgi dışında tuttuğu kararı Bursa kenar yönetimini ayaklandırdı.Pozisyon o kadar hassa ki kenar yönetiminin o pozisyonu nasıl görüp isyan ettiğini anlamış değilim.Ertuğrul hoca hakaret düzeyinde itiraz edecek bir kişi değil.Yunus Yıldırım ve yardımcı hakemlerin umarım geçerli bir nedeni vardır.Yoksa bu karara göre ,Fatih Terim'in Gençlerbirliği maçında değil tribünden,stadyuma bile giremeyecek el,kol hareketlerini,hakemi dövecekmiş gibi horozlanmalarını televizyondan izledik.

Maçın eksiği:Alex'in gidişi hâlâ akıllardayken Tuncay Şanlı'nın Bursaspor forması ile Fenerbahçe'ye karşı oynayamaması bir eksiklikti.Kaptanken Fenerbahçe'den ayrılan ve Aziz Yıldırım'ın "kal ve Roberto Carlos'un kaptanı ol"diyerek defans yapmasına rağmen kariyer(!) için İngiltere yolunu tutan Tuncay'ı Fenere karşı Bursaspor forması ile izlemek ilginç olacaktı.Üstelik Bursaspor'da Alex'in yeni takımı Coritiba gibi yeşil-beyazdı.Hele Tuncay bir gol atsaydı spor medyamızdaki Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman muhaliflerinin intikam çığlıklarını görmek kaçınılmaz olacaktı.

Maçın fantezisi:Milli takıma Aykut/Ertuğrul ikilisi yakışır diye içimden geçmedi değil.Nasıl olur,olur mu olmaz mı,onu da siz düşünün.Tek olarak değil ama mutlaka ikisi bir şekilde yan yana kulübede olsa ne güzel olur diye içimden geçmedi değil.Belki fantezi ama benim içime sindi.Belediyespor'dan milli takıma oyuncu vermeden iki yardımcı,bir teknik direktör oluyor da Aykut/Ertuğrul bir arada neden olmasın?