Fenerbahçe, Bursaspor’u 3 golle geçti; TT Arena’ya 13 farkla gidiyor!..

Seçim geldi geçti; alanlar boş kalacak!..

Kazanan kazandı; yitiren, kendini sonraki  “yarış”lara hazırlayacak. “Alan”lara “deplasman”lara giden seçmenlerin içinde futbolseverler varsa, ya tribünlere gidecek ya da ekran başında kalacak.

Fenerbahçeli futbolseverler, futbol açısından bakıldığında, en mutlusu... Çünkü takımları, bir ara bocalamasına karşın, şimdi iyi gidiyor. Bu “pazar”, "öteki yaka"da konuk olmanın “keyfini çıkarmak” gibi bir fırsat var önlerinde.

İlk düşünülen, orada “yenilmemek”, yani en azından “en az puan”la dönmek.

Niye?

Hesap kitap, duruma göre yapılır da...

TT Arena'da, fark ya korunacak, ya daha 3 artacak, ya da 3 azalacak. Şu anki farkın büyüklüğü, “hafta”ların kısılması, o maçın sonucunu daha bir anlamlı kılacak.

*****

Bursaspor, Saracoğlu’nda da her zaman önemli bir rakip olmuştur. Çünkü onlar da Fenerbahçe’ye karşı, farklı bir hava yakalıyor, ona uygun oynuyorlar. Dün de bir farklılık vardı.

İki “yarı”nın “başlayış” ve “bitiş”leri de farklıydı.

Önce Fenerbahçe başladı; sonra Bursaspor... “Bitiş”lerde ise, fark atan Fenerbahçe oldu.

Sonuç, Fenerbahçe açısından “pazar”a bir selam gibiydi.

Fenerbahçe, ilk yarının başlarında öyle bir baskı kurdu ki...

İlk kez, ilk onbirde başlayan Salih Uçan, attığı yerinde ara paslarla bir anda parlamaya başladı. Zaten geleceği parlak bir futbolcu. Ancak, ilerleyen dakikalarda, özellikle ikinci yarının başında Bursaspor’un “diriliş”iyle, arkadaşları gibi, geride kaldı, durdu.

ilk yarının başlarında baskılı, orta alanı ele geçiren Fenerbahçe, ikinci yarının başında “saz”ı bir süre Bursaspor’a verdi. Ama  “saz”ı ele almak yetmiyor, uyumlu “çalmak” gerekiyordu. Bursaspor, bunu beceremedi. "Dinlenmeye çekilmiş", kendini pek yormak istemeyen Fenerbahçe, görüldü ki, “sonuç”u değiştirecek futbolcularıyla istediğini elde ediyor.

“Güç”e bir de “moral” eklenince, maçların havasının farklı olacağı kesin... Bu farklılık, geriden gelenlerle puan farkı açılınca, “hafta”ların kısılmasıyla daha da belirginleşecek.

*****

Fenerbahçe’de, ikinci yarının başlarında “dinlenmeye çekilmiş" havada olmasına karşın, o kadar aksayan futbolcusu yoktu.

Bekir, oynadıkça yerine alışmaya, ısınmaya başladı.

Gökhan ile Caner, bildiğiniz gibi...

Meireles, Mehmet Topal derleyici, toparlayıcı.

Kuyt, kaçırsa da, vazgeçilmezler arasında.

Emenike, Sow, Webo’un “yok”lukarıyla “varlık”ları arasında fark ortada...

Kısacası, “moral”ler de yerinde olunca, Bursaspor karşısında rahat bir Fenerbahçe izledik. Bursaspor da, “Ben de varım” diye oynayınca, izlemek, daha bir keyif verdi.

Son söz:

Gündelik yaşamda günler uzarken, saatler değişirken, futbolda haftalar kısalıyor; “zirve” yarışında sona erken gidiliyor.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com