Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '15

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, Karabükspor engelini de aştı; yerine ısındı!.

Fenerbahçe, Karabükspor engelini de aştı; yerine ısındı!.
 

Aynı düzeydeki takımların asıl rakipleri o takımlar değil midir?

Bu cümlede anlatıcı, aslında neyi savunacaktır?

“Aynı düzeydeki takımların asıl rakipleri kendilerinden biridir” olmasını...

Anlatıcı, neye karşı çıkacaktır?

“O düzeydeki takımlar” açısından rakibin, “kendileri dışında biri” olduğu yaygın kanısına...

Bunu somutlamakta yarar var:

Süper Lig’de, daha çok, Lig’e tutunmak çabasında olanlar takımlar, kendi düzeylerindeki takımlarla değil de, şampiyon olma olasılığı olanlara karşı “güç gösteri” yapar, “iki kişilik” oynarlar. Çoğu kez de bunda başarılı olurlar. Gel gör ki, “Büyükler” dediğimiz takımlardan alına puanlar, çoğu kez işe yaramaz. Kendi düzeylerindeki takımlara verdikleri puanlara yanmaları gerekirken, “Büyükler”i yenmenin tadı, damaklardan hiç eksik olmaz.

(“Büyükler”den toplanan puanların işe yaradığının en ilginç örneğini 2012-2013 sezonunda buluyoruz.

Karabükspor, o sezon, son maçta kurtuldu; 40 puanın 14‘ünü “Büyükler”den toplayarak Lig’de kaldı. Karabükspor, Fenerbahçe’den 6, Trabzonspor’dan 4, Galatasaray’dan 3, Beşiktaş’tan 1 puan aldı.)

*****

Fenerbahçe’nin bu haftaki rakibi Karabükspor, son üç maçında, Lig’e tutunma çabasında olan takımlardan Balıkesirspor ile Kayseri Erciyes’e kendi sahada, Sivasspor’a dışarıda yenildi. Karabükspor'un asıl rakibi bu takımlardı, Fenerbahçe değildi. Zaten, Teknik Direktör Tolunay Kafkas da, maçtan sonra bu gerçeği dile getirdi:

“Fenerbahçe rakibimiz değil”...

Bu gerçeğe karşın, başka rakip taraftarlarının gaz vermesi, kimi futbolcuların tavrı bir başka...

(Karabükspor'un, geçen hafta, Kayseri Erciyes’le mücadelesini anımsayalım:

Rakip, beraberlik golünü atmış, golden iki dakika sonra Sow, 10 dakika sonra da Viola, sarıdan kırmızı görüyor. Kayseri Erciyes bu arada 3 puanı getiren golü atıyor. Asıl rakip karşısında 9 kişi kalmanın mantığı ne? Kırmızı kart görerek cezayı Türkiye Kupası maçında çekmek, Fenerbahçe maçında sahada olmak. Asıl rakibe 3 puan armağan ettikten sonra, Fenerbahçe’ye karşı oynamışsın oynamamışsın kaç yazar!.)

*****

Maçtan önce, maça moralli çıkmanın yolları, yöneticilerin “buluş”larına göredir. Kimi yemek verir, kimi futbolcuları “türbe”ye götürür.

Karabükspor yönetimi ise farklı bir yol tuttu.

Futbolcular, başkandan uzun yıllar çalışma güvencesi alan Teknik Direktör Tolunay Kafkas’la KARDEMİR işçilerini ziyaret etti, Fenerbahçe maçı için “moral” depoladılar.

(Karabük’e giden siyasetçiler, bakanlar bakmayanlar, işçilerle fabrika yemekhanesinde yemek yer... Gidilen yer, kömür ocağı ise, işçiler gibi giyinilir, yeraltına inilir, sofralar kurulur, bayram ya da yeni yıl kutlaması yapılır... Kameralara pozlar verilir, onlardan biri olma pozları...

Sonrası?

Pamuk eller cebe değil, oy sandığına gitsin...)

Karabüksporlu futbolcular da işçiler gibi mavi beratları, top değen kafalarına geçirdiler, pozlar verdiler. Ocakların karşısında geçtiler... İşçilerin çalışma koşullarına tanık oldular. İşçilerin ücretlerinden kulübe kesilen ödentilerin nasıl kazanıldığını gördüler.

Ve, bir bakıma, işçilere puan/lar kazanma sözü verdiler!.

*****

Fenerbahçe, özellikle ilk yarıda çok rahattı.

Son dakikaları saymazsak, maçın genelinde, Karabüksporlu futbolcuların kaleye gidişlerindeki  tutukluk, becerilerinin o kadar oluşu, Fenerbahçe’yi rahatlatıyordu. Ama son saniyelerde Furkan'ın vuruşunu Volkan Demirel’in kurtarışı, sonrasında kaleye gönderilen topu elinde bulması ve maçın o an bitmesi, Karabükspor'u bitiren son gidiş oldu.

Sözün kısası...

Volkan Demirel, o kurtarışıyla gidecek olan 2 puanı da kurtardı; Fenerbahçe, bir "kaza golü"ne kurban gidecekken gitmedi.

Selçuk Şahin’de bir ayraç gerekecek:

“Yaşlandı”, “Bitti”, “Gitmeli” gibi laflarla üstüne gidilen, önemsizliği vurgulanan Selçuk Şahin, “ikinci baharı”nı yaşıyor.

Selçuk Şahin, “yıllanmış şarap” misali...

Son maçlardaki oyununa bakılınca, “Ben daha ölmedim” der gibi.

"Gitti gidiyor", "Küstü", "Kaçtı" denen Emenike de sonunda gol attı.

Son söz:

“Bitmedi savaşımız, direne direne kazanacağız.”

(Tribüne asılan bu pankart, hakkı elinden alınanın mücadele kararlılığını anlatan bir güzel sloganı içeriyor. Ancak, bunun Karabükspor için doğruluğu tartışılır. Hani, bu slogan, 3 Temmuz’la mağdur olan Fenerbahçe camiası için olsa, gerçeklik taşır. Bu pankart, emekçiler, KARDEMİR işçileri adına oraya asılmış olmalı.)

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..