Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, kent takımı değil, Türkiye’nin takımıdır?

“... ‘un ileri gelenleri, Valisi, Belediye Başkanı, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri, üniversitesi var. Bunların yaklaşımlarını söylemem doğru olmaz, ama bunların hepsini 100 kabul edersek 'Geçmiş olsun' demek için beni arayan sayısı 20'dir. İleri gelenlerin olaya bakış açısı da zannederim bu kadar.”

Bu  cümlelerde “kent takımı” olmanın ifadesi vardır. Çünkü “geçmiş olsun” denmesi beklenen/ler, bir kentin önde gelen “kurum”ları, “kişileri”dir.

Onlara, “Bize, kent adına niye sahip çıkmıyorsunuz?” diye bir sitem var.

Nasıl sahip çıkılmalı?

Demeçler verme, basın açıklamaları yapma, yürüyüşler düzenleme, devlet destekli toplantılar, ...

(Dün siyasi destek geldi. İl Genel Meclisi'nin toplantısına, meclis üyeleri, üzerlerine kent takımının beyaz formalarını giyerek katıldılar, “kupa”yı istediler.)

*****

Üç noktayla geçilen yer için somutlaştırarak soralım:

Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray cephesinden, içinde İstanbul’un geçeceği böyle “sitem” yüklü “ifade”ler görebilir, İstanbul İl Genel Meclis’inden de benzeri bir tavır bekleyebilir misiniz?

Göremezsiniz, bekleyemezsiniz. Çünkü bu takımlar, “kent takımı” değildir. Onlardan ancak, “Taraftar bize sahip çıkmadı” yakınmasını duyabilirsiniz.

Yaşayarak gördük ki, Fenerbahçe Kulübü/ Aziz Yıldırım yakınmadı, taraftarına sürekli teşekkür etti. O taraftar ki “cop”a, “bibergazı”na, soğuk havada “basınçlı su”ya aldırmadı; takımının, başkanının arkasında durdu.

Taraftarın “direniş”inin anlamını kavrayamayanlar, anlamazlıktan gelenler, özgürlüğe kavuşan Aziz Yıldırım’a gösterdiği sevgi, bağlılık karşısında  ne dediler?

Fenerbahçeliler niye seviniyor ki?”

*****

Türkiye’nin takımı olmak başkadır.

Futbol tutkusu/ sevgisi, “kent”lerin sınırlarını aşar, farklı din/ mezhep/ etnik ve siyasi yapının üstündedir. Bu bakımdan hiçbir taraftar, tribünde yanında oturduğu “renktaş”ının o yönlerini merak etmez. Ama merak bu ya, ilk kez görürüyorsa, doğal olarak önce adını, sonra memleketini, bazen de sıkılarak “ne işle uğraştığını” sorabilir.

Hepsi o kadar?

“Kent takımları”, bir kentin önde gelen resmi/ özel “kurum”ları, “kişileri”nden hep destek bekler. Başta, farklı partilerden olan siyasiler, “Büyükler”in taraftarı olmalarına karşın,  “oy endişesi”yle, milletvekili seçildikleri “il”in takımının yanında, her koşulda olmayı “kutsal görev” sayarlar.

Milletvekili, başka “il”den seçilince, yallah, o “il”in takımına transfer...

İstanbul milletvekillerinden böyle bir tavrı göremezsiniz.

*****

Futbolda bir “Büyükler” yakıştırması vardır. Bu, Spor Toto Süper Lig’de “şampiyon” olan takımlar için kullanılır. “Üç”ten sonra, Trabzon için “Dört”, Bursaspor için de “Beş”in kullanılması gibi.

Sondakiler için kullanılan “Büyük”, ne ölçü de tutmuştur?

Varsa yoksa, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray için kullanılan  “Üç Büyükler”dir.

“Üç Büyükler”,  “kent takımı” olmanın sınırlarını aşmıştır.

Bu, hiç değişmez; bunun en canlı örneği de Fenerbahçe’dir.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..