Fenerbahçe, Mersin’de neşeli, Mersin İdmanyurdu sahipsiz!..

Yaşananlar, Mersin İdmanyurdu’nun yapısını bilenleri hiç de şaşırtmaz.

Nedir bunlar?

Paraları ödenmediği için futbolcuların antrenmanlara çıkmaması...

Başkanın soluğu Vali’nin, Belediye Başkanı’nın yanında alması...

Vali’nin futbolculara paralarının ödeneceği konusunda söz vermesi...

Garip, ama gerçek..

Bu tablo “geleneksel hal” almıştır.

Bu durumda, o zaman Mersin İdmanyurdu’nda başkana ne gerek var, diye sormazlar mı?

*****

Fenerbahçe maçı öncesi, paralar verilmediği için yine “eylem” vardı.

Başkan Ali Kahramanlı, “eylem”in kokusunu aldığı için, çözümü yine Vali’ye, Belediye Başkanı’na gitmekte buluyor. Vali’ye Mersin’deki zenginlerin listesini verdiği söyleniyor. Ayrıca, Belediye Başkanı’ndan yardım alıyor.

Başkan hep konuşuyor, konuşuyor...

Sözgelimi bu sezon için, TFF Genel Kurulu yapıldığı gün, mikrofonu görünce yine konuşmuş, “pembe tablo” çizmişti:

“Mersin İdmanyurdu, ödeme konusunda tarihinin en iyi sezonunu geçiriyor. Ufak tefek aksaklıklar oluyor. En kısa sürede bunları da çözüp ödemeleri yapacağız.”

(UEFA’dan transfer yasağı geldiğinde “Bu da nereden çıktı, bizim kimseye borcumuz yok!” diye şaşıranlar, ne yazık ki, Mersin İdmanyurdu'nda yönetici oluyor.)

*****

Başkan Ali Kahramanlı, Bülent Korkmaz’a da doğruları söylememiş.

Bülent Korkmaz, futbolcuların “eylem”i konusunda sorulan soruyu yanıtlarken, görevi kabul ettiğinde, “Bana sorun olmadığı söylenmişti” diye niye yakınsın?

Ali Kahramanlı, siyasetin gölgesinde yol alıp gidiyor; yine de kulübe sağladığı bir şey yok. Haftaya perşembe ya da cuma gününe kadar futbolculara alacaklarını ödeyemezse istifa edeceğini söylemesi de, yine günü kurtarma...

(Mersin İdmanyurdu’na  “Mersin’de doğanlar değil, doyanlar” sahip çıkıyor!.

Hava öyle!

Mersinlilere de, Atatürk’ün 17 Mart 1923 tarihinde Mersin ziyaretinde yaptığı konuşmasında "Mersinliler, Mersin'e sahip çıkın" demesi kalıyor.)

*****

Sürekli avutulan, aldatılan futbolculardan Fenerbahçe’ye karşı ne beklenir/di?

Fenerbahçe’yi yenecekleri, hiç değilse berabere kalacakları...

Hayal işte!.

Kafası karışık futbolculardan başarı beklemek, ancak, kendilerini yönetici sananlara mahsustur.

Mersin İdmanyurdu’nda sahaya çıkan futbolculara kimse kızamaz!.

Fenerbahçe'te gelince:

Fenerbahçe, önceki maçlara oranla, daha oturmuş bir görüntü çizdi. Pereira, Mehmet Topal’a sanki kafana göre oyna demiş. Çünkü Mehmet Topal, geride çakılıp kalmak yerine ileriye doğru gitmeye başladı. İleride pek göremediğimiz Souza’a da ona özendi.

Alper Potuk desen topu sürüklemede bir başka...

Fenerbahçe, başkan ve arkadaşlarınca sahipsiz ve dilenci durumuna düşürülen Mersin İdmanyurdu’nu o haliyle bulmuşken neredeyse “gol atma rekoru” kıracaktı. Yine de bu sezonun “gol rekoru” kırıldı, bir maçta ilk kez, 3 gol Fenerbahçe’nin “hane”sine yazıldı.

Son söz:

Fenerbahçe’nin oyunu, Mersin İdmanyurdu’nun içinde bulunduğu duruma bakılarak, önemsiz gösterilemez.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com