Fenerbahçe' nin asıl rakipleri saha dışında!..

Fenerbahçe, ikinci yarıya puan kayıplarıyla başladı.
Puan kayıpları sürünce, yönetimi devirme planları gündeme geldi. Oluşan ortam, “kurt bulanık havayı sever” anlayışına uygundu. Yönetim görevi bırakır, sepetlersin Aragones’i, tahtı ele geçirirsin. Ama Sivasspor maçı/ maçlarıyla “biri”lerinin planları bozmuş oldu. Sivasspor’la aradaki puan farkı on bire çıkacağına beşe indi.
Ayrıca Sivasspor karşısında alınan 3-1’lik galibiyet, Fortis Türkiye Kupası finalini oynama yolunda büyük bir avantaj sağladı.
Ardından Kayserispor galibiyeti.
Sonra Sivasspor, Trabzonspor puan yitirince, liderle aradaki fark üçe indi.

İşte, Fenerbahçe yönetimine yönelik “iç hareket”, bu aşamada hareketsiz kaldı. Ama saldırı yön değiştirdi; “şu ceza almalı, bu ceza alma” telkinleri başladı. Bir hafta boyunca, Kayserispor maçı sonrası, bu “telkinler”i dinledik. Emre ve Carlos’un ceza alması için büyük bir çaba gösterildi. Carlos, disipline gitmekten kurtuldu, Emre 1 maç ceza aldı. Sanıyorum, bir kısmının yüreğine su serpilmiştir.
Şimdi, yayıncı kuruluşun başka maçlarda nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu olmayacak mı?

Kayserispor maçı, Fenerbahçe’nin nelerle karşılaşacağını göstermesi bakımından önemli oldu.
Fenerbahçe, Kayseri'de yenilseydi, sanıyorum, ne Emre’nin, ne de Carlos’un hareketi/ adı gündeme gelecekti.

Fenerbahçe, bundan sonraki maçlarda ne yapar?
Bu soruyu yanıtlamak hem kolay, hem zor!
Eğer Fenerbahçe, son maçlardaki gibi oynarsa, yolu açıktır!
Ama Fenerbahçe’nin karşısında her zaman iki tehlike olmuştur:

*Fenerbahçe, puan yitirip “yarış”tan kopuyor olunca, yönetime karşı hareket gündeme gelir. Bu, şimdilik uzak bir olasılık.
*Fenerbahçe, “Yarışta varım!” derse, bu kez, kimi futbolcuların ceza alması için çaba gösterilir. Bana göre bu işin başını da, özellikle yayıncı kuruluşunun yayıncıları çekiyor. Fenerbahçe’nin yolunu kesmek için her yol mubah sayılıyor. Bundan sonra da Fenerbahçe’yi eksik bırakma yollarının deneceği kesin. O bakımdan Fenerbahçe’nin oyunlara gelmemesi gerekiyor.

Yönetim, fırsatçılara fırsat vermemek için, gerekli önlemleri almalı; futbolculara uyarmalı.
Futbolcular, kışkırtmalara gelmemeli; bir gol yenirse, bir fazlasını atma yönünde çaba göstermeli!
Penaltı kazanmak, neredeyse Süper Loto’yu tutturma gibi bir şey!
Hem sahada, hem saha dışındaki rakiplerle mücadele etmek kolay değil!
Fenerbahçe “zor”u başarmalı!
Fenerbahçe, “zor günler”in takımı olduğunu göstermeli/ kanıtlamalı!