Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '08

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe: Şampiyonlar ligi takımı

Fenerbahçe: Şampiyonlar ligi takımı
 

Milliyet


Fenerbahçe bu lige adını yazdı ve Şampiyonlar Ligi takımı olduğunu bütün Avrupa'ya gösterdi. Çok inişli çıkışlı bir maç oldu; gitti geldi, durdu; tam herşey sona yaklaştı denilen zamanda tekrar koptu. Bu maç Fenerbahçe'nin istikrar abidesidir.

Önce Sevilla...

Bu takımın iki sene üst üste UEFA Kupasını kazanmış olması bana bir şey fark ettirdi. UEFA Kupası gerçekten hikayeden bir kupa olmuş. Sevilla'nın oyunu çirkinleştiren, sürekli zamanı durduran, rakibi atak yaparken kendini yere atan oyuncularını gördüğümde; "yazık" dedim kendi kendime. Yazık ki ne kadar yazık, böyle takımlar prim yapıyor. İlk yarıda en az dört atak bu şekilde kesildi. Üstelik dört kere yere yatanlar Fenerbahçeli rakipleri ellerini yüzlerine değdirdi diye yıkıldılar. Fenerbahçe uyduruktan bir penaltı aldı diye yüzünde dakikalarca alaycı gülümsemesiyle oturan Sevilla teknik direktörü Jimenez'in güvendiği şey bu muydu? Fenerbahçe'nin iki sene önce oynadığı Denizlispor maçının kasetlerini mi izlettirmişti oyuncularına?

Sevilla sürekli oyunun çamurlu kısımlarında oynadı. Kuşkusuz bu rakibi küçümsemiyorum. Zaman zaman yaptıkları öldürücü paslaşmaları izledim. Zaten sonuçta bir İspanyol ekibidir, öyle ya da böyle buralara kadar gelmiştir ve Avrupa'da ismi vardır. kimse kimseye madalyayı havadan vermiyor. Sevilla'nın da hak ederek buralara gelebileceğini teslim ediyorum. Ama dünkü oyun hiç yakışmadı.

Jimenez diyor ki, "tam maçı kazanacağımızı düşündüğümüz anda yenildik." O zaman biz başka bir maç izledik?

Böyle bir oyun yoktu sahada. Sevilla iki hafta önce Barcelona'ya oynadığı oyunun yarısını oynayamadı. Hemen hafızalarımızı tazeleyelim, kaç tane etkili atak organizasyonu gördük Sevilla'nın; Fenerbahçeli defans oyuncularının ciddiyetsiz, dikkatsiz, dağınık top çıkarma beceriksizliği olmayan? Sevilla neredeyse girdiği atakların önemli bölümünde Fenerbahçeli defans oyuncularının hatalarını değerlendirdi.

Jimenez diyor ki; "basit goller yedik."

O nasıl basit goller ki hepsi hazırlanış ve son vuruş olarak Avrupa'da eşine az rastlanılır türden olsun. Sevilla'nın attığı iki golden bir tanesinde kendilerinin payı bile yok. İkincisinde de nasıl bir faul var taktir Avrupa'nın. Bu mu şanssızlık? Şans dün gece biraz daha Fenerbahçe'nin yanında olabilseydi bu skor tarihe geçerdi. Jimenez hala kafasında OFTAŞ maçında izlediği rakip var.

Fenerbahçe'ye gelince.

Maalesef defansı ciddi zaafiyet içinde. Fakat şunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyorum. Ben 39 yaşındayım. 1975 yılından beri Fenerbahçe'nin bütün maçlarını anımsıyorum. Fenerbahçe'yi hiç bu kadar oturmuş, ne yaptığını bilen ve "takım gibi takım" hüviyetinde görmemiştim. Fenerbahçe çok düzgün atak yapıyor. Orta sahadan ileriye hep bilinçli paslar atılıyor. Ne yapacağını ve ne istediğini bilen bir şablonu var. Kuşkusuz bu allah'ın emri değil; Zico bu şablon üzerinde de oynayabilir ama tercihini hiç değiştirmiyor. Bu da Fenerbahçe'nin bir ezberi oluyor.

2001'den beri bu sahaya gelen kaç ekip üç gole uğurlandı? Kimler geldi, kimler geçti. Fenerbahçe hepsine üç gol attı. kiminde defansı doğru çalıştı gol yemedi, kiminde de maçı ancak beraber bitirebildi. Geçen seneki AZ, ondan önceki Schalke maçları çok büyük talihsizlikti. Dün buna bir yenisi daha ekleniyordu neredeyse. Ama futbolun ilahları buna izin vermedi. Büyük haksızlık olurdu.

Dün bütün oyuncular neredeyse büyük bir özgüven içinde çalıştılar. Edu'nun hemen kurşun döktürmesi gerekiyor. Ama dünya futbolunda böyle oyuncular var. Edu'nun şansı takım arkadaşları. Alex, Edu çok üzüldü diye olağanüstü top oynadı. Verdiği bitirici paslar çok isabetliydi. İki asist yaptı.

Jimenez yediği golleri izlesin.

İlk golün provasını Fenerbahçe iki kere yaptı. Golden bir kaç dakika önce Alex'in sağ ayakla ortaladığı pozisyon Uğur'unkiyle neredeyse kopya gibiydi. Üçüncü gol öncesinde de iki pozisyon vardı. Kazım'ın harcadığı. Bunlar akıl dolu ataklardı. Jimenez bu pozisyonları basit olarak görüyorsa, Fenerbahçe taraftarı hiç üzülmesin İspanya'da şenlik var.

Bence bu maçta hakem de konuşulmalı.

Fenerbahçe'ye çıkardığı sarı kart tercihlerine bir şey söylemiyorum. Doğruydu; ancak aynısını iki UEFA Kupası sahibi takıma uygulama yüreği yoktu. İki penaltı pozisyonu var. Birini apaçık gördü, veremedi. Korkaklıktır bu. Bir gece öncesi izlediğimiz Liverpool - Inter maçının hakemi gibiydi. Eğer yüreğin yoksa hakemlik yapmayacaksın. Hakemlik dedinlen şey Selçuk'a sarı kart çıkarma iradesi koymak değildir.

Hakem pozisyonların içinde olandır. İlk yarı dört, ikinci yarı iki defa oyunu durdurdu. Sevilla'lı oyuncular çok basit pozisyonlarda yere yattı. Bunların hiçbiri Carlos'unki gibi değildi. Carlos'un ayağındaki deliği Madagaskar'daki adam gördü o göremedi. Jimenez attığı golü temiz buluyorsa ona da saygılar gönderiyoruz. Yüzündeki gülümsemesi eksik olmasın da takımını adam yapsın önce. Kendini yere atan oyuncunun pozisyonunu çözemiyorsa hakemlik yapamayacak. Bir baba şevkatiyle yaklaştı İspanyol takımının oyuncularına. Acaba gerçekten bir akrabalık bağı mı vardı aralarında?

3-2 kötü bir skor değil.

Ben Fenerbahçe'nin 0-0 dahil lehine olacak tüm sonuçların avantaj olabileceğine inanıyordum. Fenerbahçe eğer bir talihsizlik yaşanmazsa İspanya'da çok daha rahat olacaktır. Tek sorun şu dikkatsizce yapılacak basit defansif hatalar olabilir. Önceki yazımda da yazdığım gibi bu Sevilla çok gol yiyen bir ekip. Belki Fenerbahçe de çok gol yiyor; ama Sevilla Fenerbahçe'nin sevdiği şekilde gol yemeyi seviyor. Duran toplardan, kanat akınlarından... Bunlar güzel işaretler.

Fenerbahçe bu lige yakışıyor. Şampiyonlar Liginin takımı olduğunu ispar ediyor. Seyircinin dediği gibi, inanın çocuklar inanın, güzel günler yakın...

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..