Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '16

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe' yi kimler yaktı?

Turun kaybedilmesinde iki net sebep var. Biri "futbol katili" hakem Ivan Bebek, diğeri de Vitor Pereira.

 

Önce Ivan Bebek. UEFA' nın önemli bir hamlesi olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe' nin önünü kesme ve Fenerbahçe' ye zarar verme sürecinde, Bebek sadece bir piyon. Görevini de iyi yaptı. 

 

Braga' nın ilk golü ofsayt mı değil mi tartışmalı. Stadyumda izleyemediğim için net yorum yapamıyorum, ancak görüntülerden ofsayt olduğunu düşünüyorum. Mehmet Topal' a gösterilen sarı kart stratejik olarak kötü niyetli ve hatalı bir karar. Verilen penaltı penaltı değil. Öncesi de zaten ofsayt gibi gözüküyor. 

 

FIFA ve UEFA' da dönen pislikleri, çıkar ilişkilerini ve ırkçı yaklaşımları herkes biliyor. Bu kadar şaibeli kurumların, şaibeli hakemlerin olduğu uluslararası organizasyonlarda mücadele etmek ne kadar anlamlı? Bence Türk takımları için Avrupa' ya gitmenin, orada olmanın da bir anlamı kalmadı. Özellikle de Fenerbahçe için. 

 

Fenerbahçe' yi 10 kişi bırakarak zaten maçı kopardı, görevini yaptı Bebek. İlişkileri çerçevesinde ödülünü mutlaka alacaktır. Bizden milletçe ne aldığı ise ortada. Ben dünya futbol tarihinde bir hakemin milyonlarca insandan eş zamanlı bu kadar küfür yediği uluslararası başka bir karşılaşma hatırlamıyorum.

 

Turun kaybedilmesinde diğer unsur ise Pereira. Bazen iyi işler yapıyor, alkışlıyoruz bazen öyle saçma sapan işler yapıyor ki, hocalığı konusunda tereddüte düşüyoruz.

 

Nerden başlasak.

 

Önce Nani. Vatandaşını Portekiz' de onore etmek, yedek bırakmamak için forma verdi. Duygusal davrandı. Nani' yi kaybetmekten korktu. Nani' yi kayırdı. Nani' de saha içinde yokları oynayarak teşekkür etti. Ne hücumda, ne savunmada, ne toplu oyunda, ne de topsuz oyunda yoktu. Nani, bugün Fenerbahçe kadrosunda formayı hak eden bir form düzeyinde değil. 

 

Sonra Diego. Tıpkı Nani gibi ağır ve ayakta top tutan futbolu ile takımın freni oldu. Diego' nun iyi niyetli olduğunu biliyorum ama kapasite bu, yetmiyor. Üstelik orta sahada defansif yönde çok başarısızdı. 

 

Daha önce defalarca yazdık; Nani ve Diego' ya beraber forma vermek intihar etmek demek. Hatta ikisinden birisine dahi forma vermek büyük hata. Pereira, ne düşündü, ne planladı bilinmez ama böyle bir hata ile turu etkiledi. 

 

Pereira onlarca teknik direktör, eski futbolcu ve spor yazarından farklı ne biliyor, ne görüyor da bu ikisine aynı anda forma veriyor? Bunu ben dahil onlarca kişi yazdı, söyledi. Bunu anlamakta inanın çok büyük zorluk çekiyorum. Nani ve Diego birlikte oynadıklarında, Fenerbahçe orta sahası defansif olarak rakibe teslim oluyor, ofansif olarak da adeta ağır çekime dönüyor. 

 

Pereira' nın diğer hatası son haftalarda formu düşük olan, sinir sistemi iyi durumda olmayan Caner' e  forma vermek oldu. Hasan Ali gibi çıkışta ve formda bir isim dururken, patlamaya hazır bomba Caner ile sahaya çıkılmasının sebebini de anlayamıyorum. Bugün Hasan Ali sahada olsa, rakibin hücum etkinliği en az %30 azalırdı. 

 

Nitekim, maç boyu Braga tüm kritik hücumlarını Caner' in kanadından gerçekleştirdi. Caner ve önünde değişerek oynayan Alper ve Nani savunmada yokları oynadılar. Pozisyon hataları yaptılar. Rakiplerini takip etmediler ve rakibin kanattan etkili gelmesine imkan verdiler.

 

Hadi bu 3' lü ile başladın, bu 3' lüye neden tahammül edersin. Orta saha düşerken neden maçı izlersin, neden önlem almazsın? Nani- Volkan, Diego- Ozan (Meireles) değişikliklerini neden erken yapmazsın? Diego ve Nani' yi oyunda tutmak ve kötü futbollarına göz yummak bu takıma ihanet etmek demek değil midir?

 

Son olarak, Shakhtar maçında atılıp, Fenerbahçe' nin kimyasını bozan, turu kaybettiren Pereira, yine kendisini kaybetti ve attırdı.

 

Bir takımın kenar yönetimi kendisini kaybederse, futbolcular da kaybeder. Pereira' nın kendisini kaybetme lüksü yoktu. Bu tavrı, bu tutumu takımının kimyasını bozdu. 

 

Bu gece, maçı katleden hakemdi. Pereira' da hataları ile hakeme yardım etti. Spor medyasında herkes hakemi suçlayacak, hakemin onursuzca tutumunu eleştirecek ancak Pereira' nın sorumluluktan kaçmasına da izin vermemek gerek. 

 

Bu faciada onun tribüne çıkması ve takımına doğru dürüst liderlik yapamaması da etkili oldu. 

 

Teknik olarak baktığımızda;

 

Şener- Caner, Alper- Nani' den oluşan kanatlar hiç çalışmadı. Ne defansif, ne ofansif iş yapılmadı.

 

Alves kötü bir maç çıkardı. Aldığı tüm kafa toplarını rakibe yolladı. Adamlarını kaçırdı. Pozisyon hataları yaptı. Ba iyileşti ise neden forma bulamıyor? Ba neden kenarda unutuluyor bunu da anlamıyorum. 

 

Mehmet ve Souza sarı kartlar ile oyun dışı kaldı, moralman düştü ancak kanlarının son damlasına kadar savaştılar. 

 

Diego, Nani ve Alper pas hataları yaptılar. Kaybedilen topların yükü ön liberolara bindi. Özellikle defansif açından büyük boşluklara sebep oldular. Hele Nani' nin bencilliği ve beceriksizliği ile kaçan bir gol var ki belki de turu getirecekti. Bu da affedilmez bir pozisyondu. 

 

RvP topsuz oyunda gayreti idi. Arkadaşları yine onu anlamadı, yine tek başına çabaladı durdu. 

 

Kjaer elinden geleni yaptı. 

 

Kalan herkes çok ama çok kötü oynadılar. 

 

Hakemi, maçı, Pereira' nın hatalarını unutup lige dönmek gerek. Eğer bu travma atlatılmaz ise, lig de kupa da gider. 

 

Son olarak, Pereira' nın bu maçtaki hataları ve tutumu ile dünya kulübü olmayı hedefleyen Fenerbahçe' nin teknik direktörü olabilecek yeterlilikte olmadığına tekrar emin oldum. Fenerbahçe şampiyon olsa dahi teknik direktör olarak kalmamalı. Kendisi ile birlikte Alves, Fabiano, Nani ve Diego' da seneye kadroda olmamalı. 

 

Hakem maçı katletti bu ayrı ama kadro değeri olarak Fenerbahçe 'nin neredeyse yarısı değerinde olan, futbol olarak da çok üstün olmayan bir Braga' yı, Fenerbahçe çapında bir takım daha rahat elemeliydi. Eleyemedi ise burada teknik direktör de elbette sorgulanacaktır. 

 

Hakem rezildi ama bu Fenerbahçe' nin ilk maçta 90 dakika ve bu maçta 45 dakika oynadığı kötü futbolun mazereti olamaz. Tur, çok daha erken gelebilirdi. 

 

Bu gece Türkiye ve Fenerbahçe düşmanlığı ayyuka çıktı. Bu tabloya sebep olanlara, futbolu, sporu, adaleti katledenlere yazıklar olsun. Platini ve Blatter gibi şikelere bulaşmış, isimleri suistimal ile anılan adamların yönettiği kurumlardan bir cacık olmaz. Belli ki onların yerine gelenler de o yoldan gidiyor. Ben uluslararası futbol kurumlarına olan güvenimi bu maçla tamamen kaybettim.

 

Bu kurumların artık daha adil ve düzgün olarak yapılandırılması gerek.

 

bertan.kaya@yahoo.com

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..