Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '10

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe Bursaspor ile başbaşa kaldı

Fenerbahçe Bursaspor ile başbaşa kaldı
 

İkinci devreye lider giren ve üst üste dört hafta içinde yitirdiği puanlar sonrasında 21. hafta kaybettiği liderlik koltuğuna on hafta sonra, sekiz maçlık gol yemezlik serisi sonrasında yeniden yerleşti, Fenerbahçe.

Başarı için sürekli ve kritik maçları da kazanmak çok önemlidir.

Galatasaray zirve için mücadele ettiği Bursaspor ve Fenerbahçe maçlarından sadece bir puan çıkarabildi. Öyle olduğu için de 31. hafta sonunda Fenerbahçe’nin 6, Bursaspor’un 5 puan gerisinde ligi üçüncü sırada tamamlamanın mücadelesini verecek Beşiktaş’a karşı; kuşkusuz üçüncülük ya da dördüncülük sıralamasının Avrupa Kupaları bakımından önemi yok.

Kasımpaşa galibiyetiyle liderliğe yükselen Bursaspor’dan sonra, Fenerbahçe’nin de aynı izleri takip ederek liderlik koltuğunu Bursaspor’dan devralması ligin ilginç notlarından biri oldu.

Fenerbahçe geçen haftadan farklı olarak Kasımpaşa maçına sakin ve kontrollü başlayarak; Daum’un maç sonrasında ifade ettiği gibi “rakibin yorulmasına, dakkatinin dağılmasına” çalıştı. Günün ilk maçının ikincisinden böylesine önemli bir farkı vardı. Kasımpaşa dakikalar ilerledikçe oyundan düştü ve Fenerbahçe çok yoğun baskı kurduğu yirmi dakikalık bölüm sonrasında tam da dikkat dağınıklığından kaynaklanan bir gol buldu.

Fenerbahçe taraftarı gerçekten tarihinin en büyük eziyetlerinden birini yaşıyor.

Ona rağmen büyük bir olgunlukla kendisine bu eziyeti yaşatan futbolcusuna her maçta terapi yapıyor. Güiza Kasımpaşa maçında tam da Fenerbahçe taraftarının gözleri önünde öyle bir gol kaçırdı ki bu maç berabere sonuçlanmış olsaydı hesap kuşkusuz kendisi üzerine kalırdı. Güiza çıkarken de yüz ifadesiyle herşeyin farkında olduğunu söylüyordu bizlere ancak Daum, sanırım Güiza’yı tamamen yok etmek istiyor. Çünkü Güiza’nın gidişatı bu yönde ilerliyor. Kalan üç maçta ortaya çıkacak ters bir görüntüde iki baş sorumlu olacak; biri kuşkusuz Güiza diğeri de Daum.

Kasımpaşa ligin bir bölümünde yarattığı flash takım görüntüsünün mirasını cepten yemeye başladı. Geçen hafta Trabzonspor maçında tarihi farktan kurtulmuştu; Fenerbahçe karşısında da ikinci yarı neredeyse hiç yoktu. Fenerbahçeli futbolcular da yaşadıkları gerilimli haftaların içinde kaybetmiş oldukları Kasımpaşa maçının etkisiyle biraz ürkek top oynadılar.

Volkan, Fenerbahçe’nin kabus gördüğü Şubat ayının son maçında İ.B.B’den yediği golden sonra Mart ve Nisan aylarını gole kapatmakla kalmadı; Fenerbahçe’yi liderliği de taşıdı.

Bekir, Bilica’nın yokluğunu aratmadığı gibi attığı bu gol belki de Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolunu açmış oldu.

Fenerbahçe’de iki önemli oyuncu var. Her hafta altını özenle çiziyoruz; Özer ile Mehmet Topuz Fenerbahçe’nin bu duruma gelmesinde çok önemli işler yaptılar. Biraz şans yanlarında olsa Kasımpaşa kalesine en az birer gol de bırakabilirlerdi ama olmadı.

Baroni’nin yokluğunda Selçuk da çok önemli işler yapıyor. Hatta Kasımpaşa maçında ikinci yarı sağ kanattan önemli ataklar geliştirdi; görev bölgesini yine iyi kapattı. Tamamen topla oynama niyetiyle ayağını fazla kaldırdı diye gördüğü sarı kart Cüneyt Çakır’ın maçtaki bir kaç hatalı kararından biriydi.

Bursaspor’un İstanbul’da puan kaybetmesiyle şimdi hesaplar değişti. Fenerbahçe kalan maçlarını kazandığı taktirde mutlu sona çok yakın görünüyor.

Bursaspor, İstanbul’da Kasımpaşa maçıyla aldığı liderliği, Galatasaray maçıyla bıraktı.

Bursaspor, Galatasaray karşısında sadece çok iyi değildi; mükemmel bir maçın ortaya çıkmasının da baş aktörüydü ve bu takımın neden şampiyonluk mücadelesi yapıyor olduğunun kanıtı niteliğindeydi; son haftalardaki tutuk görüntüsünün epeyce uzağındaydı.

Galatasaray bir ihtimal Şampiyonlar Ligi’ne kalabilir miyim düşüncesiyle çıkmıştı sahaya ve Bursaspor’un açık oyunu karşısında bambaşka bir görüntüye büründü; Elano bile hırslandı rakip futbolcularla kora kor mücadele etti.

Galatasaray-Bursaspor maçının bir özelliği de bütün sahaya yayılmasıydı. Takımlar sahanın her noktasını değerlendirdiler. Örneğin derbilerde görmeye alıştığımız şekliyle top orta sahaya sıkışmadı. Nerede bir boş alan varsa futbolcular oraya yöneldi. Bu da kuşkusuz saha içinde kat edilen mesafeleri arttırdı. Tahmin ediyorum ki sezonun toplamda en fazla koşulan maçlarından biri olmuştur.

Bursaspor’un ileri üçlüsü, Ozan İpek, Sercan ve Volkan maç boyunca Galatasaray defansını çok uğraştırdı. Ancak geriden atağa katkıda bulunan Ergiç ve Bekir Ozan’la da etkili oldular. Bursaspor dikine çok iyi oynuyor. Ancak Galatasaray’ın da sahanın dikine iyi koşular yapabilen futbolcuları vardı. Keita, Santos, Baros, Caner rakibin gövdesine bıçak saplar gibi hareket edebilen oyunculardı.

Maç sadece hızlı oynanmadı; bol pozisyon da yarattı. Bursaspor’un çok net gol pozisyonları vardı ve bunları aynı hızla harcadılar.

Ancak Galatasaray’ın da maçı kendilerine çevirecek atakları hatta pozisyonları oldu. Son vuruşları hep Bursasporlu oyuncuların üzerlerine doğru yaptıklarından top bir türlü kaleye yönelemedi.

Galatasaray taraftarı bu maçı izledikten sonra kuşkusuz şu soruyu soracaklardır.

“Bu kadar iyi mücadele edebiliyorsunuz da Fenerbahçe maçında neredeydiniz?” Gerçekten bu soru sorulmalıdır ve cevabı Galatasaray kendi içinde aramalıdır. Çünkü Bursaspor karşısında üsr düzeyde mücadele eden bir takım vardı sahada; başta da yazdığımız gibi Elano bile mücadelenin içindeydi.

Ancak bu sorunun cevabını geçen hafta aramaya çalışmıştık. Galatasaray ile Beşiktaş neden Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu ister?

Kuşkusuz bu hafta futbolun “çok bilen mikserleri” Elano’nun bu hırsı için Alex ile aynı memleketten olması ve çok iyi arkadaşlıklarından söz edecektir.

Zaten bütün Brezilyalılar Alex’in çok iyi arkadaşı değil mi? Hatta Alex gizli bir örgütün lideri bile olabilir, bütün bunlar Fenerbahçe’nin bu sene şampiyonluğu için tezgahlanmış bir oyundur da!

Galatasaray-Bursaspor karşılaşması ve kadrosunu da Mustafa Denizli’ye ithaf etmek gerekiyor. Cesaretin tanımının ne olduğunu doğru anlaması bakımından.

Güzel maçlar oynandı. Hakemler yine standardın altında kaldılar. Bünyamin Gezer verdiği kararlarla birlikte vermedikleriyle değerlendirilirse kuşkusuz başarısızdır.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..