Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '08

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'de abartılı bol pas trafiğinin zaferi...

Fenerbahçe'de abartılı bol pas trafiğinin zaferi...
 

Deivid'in şutu çizginin en az yarım metre içine düştüğünde Türkiye'de dört kişi hariç herkes gol dedi. O kişiler, Denizlispor - Fenerbahçe maçını yöneten hakem dörtlüsüydü.

Şimdi orta hakem Aytekin Durmaz diyebilir mi; "ben o pozisyona çok uzaktım, golü yan hakem vermeliydi."

Hayır. Çünkü sadece o yarı sahanın yan hakemi değil, diğer yarı sahanın hakeminin bile görebileceği kadar bariz bir gol attı Deivid. Ama hakemler bu golü görmezden geldi.

İlk yarı...

Volkan'ın son dakika içinde dokunup dışarı attığı top Fenerbahçe'nin bu sezon kaybettiği maçların özeti gibiydi. Pozisyonlar maçın hemen başında olduğunda maça yenik başlanıyor; Şampiyonlar Ligi'nde kaybediliyor, Süper Lig'de de çevirmek için uğraşılıp duruluyordu. Denizlispor biraz daha dikkatli olsaydı kazandığı tek pozisyonla ilk devreyi önde kapatabilirdi.

Ligin hemen başlarında izlediğimiz Fenerbahçe'nin en büyük sıkıntısı, üst üste üç pası yapamasıydı. Fenerbahçe yükselen bir grafikle bu sorununu çözdü, Denizli'de de abartılı bir noktaya getirdi. 30. dakikada Denizlispor'la Fenerbahçe arasında 45 - 50 pas fazlası vardı; topla oynama yüzdesi de % 62'ye karşılık %38'di.

Bu kadar pas yapılınca elbette ceza sahasına orta falan gelmedi ve Fenerbahçe tüm devre boyunca bir pozisyona bile giremedi.

Fenerbahçe'nin bu kadar çok pas yapmasının sebeplerinden bir tanesi de o hep konuşulan, futbolu 35 m. içinde oynama arzusu vardı. Fenerbahçeli oyuncular birbirine yakın olunca da birbirleriyle bol bol paslaştılar.

Bol paslı az pozisyonlu oyun her ne kadar insana sıkıntı veriyor gibiyse de futbolun temel mantığına çok uygundu. Fenerbahçe bu bol pas organizasyonunu geliştirirse ikinci yarı rakiplerinin korkulu rüyası haline bile gelebilir.

Denizlispor sanki Fenerbahçe'nin kanatlarını kapatacak, orta sahayı da boş bırakacak gibi bir kadro ile çıkmıştı sahaya. Ayrıca Denizlispor'un kanatları da en kuvvetli bölgeleriydi. Belki de bu yüzden Fenerbahçe oyunu orta sahadan açmayı, bunu da kısa ve bol paslarla yapmayı planlamıştı. Ama öyle olmadı. Denizlispor TV'den görebildiğim kadarıyla defansın en gerisinde 3 futbolcu bırakıp onların hemen önlerine beş kişilik kalabalık bir oyuncu topluluğu yığmıştı. Bu kalabalıklığa rağmen topun orta sahada Fenerbahçe'de kalması da ilginçti tabii.

İkinci yarı

Fenerbahçe'nin ceza sahasına ilk ortası 47. dakikada oldu. Bu orta ile birlikte de Fenerbahçe'nin kısa paslaşmaları sona ermiş oldu.

Aragones'in maça müdahalesinin bu kadar çabuk olacağını hiç tahmin etmiyordum. Çok doğru yerde iki oyuncu değişikliği yaptı. Vederson ilk yarı kendisine verilen görevi yerine getirmişti. Fenerbahçe'ye gol lazımdı. Orta saha kalabalığını da hücum gücünü arttırarak aşabilirdi.

Emre ve Deivid uzaktan şut çekebilen oyuncular. Fenerbahçe'nin koca bir ilk yarı boyunca kaleye gönderdiği top yokken bu iki oyuncunun oyuna girer girmez kaleye çektikleri iki şutun da gol olması, Aragones'in hanesine yazılacak artı puanlardır.

Bu maçı sıkıcı bulanlar, kısır pozisyonlu bir oyun olarak görenlerin yanıldığını düşünüyorum. Pas trafiği ile, oyuncuların mücadele azmiyle İngiliz ligini aratmayacak derecede güçlü bir futbol izledik. Bu maç zevksiz ya da kalitesiz değildi. Maçı ilk yarı yorumlayan Oktay Derelioğlu'nun bu yönde söylediklerini çok yadırgadım ve şaşırdım.

Fenerbahçe golden sonra kendi yarı alanına çekilerek Dinamo Kiev maçının küçük bir provasını da yaptı. Lugano bugün çok iyi oynadı. Edu da hatasızdı.

Gökhan

Gökhan için bir şey söyleyeceğim. Aragones onu dışarı alırken bir şeyler söyleniyordu. İkinci yarı onun bulunduğu kanat çok boşluk verdi. Gökhan da çok iyi bindirmeler yaptı. Ancak Gökhan'da bir zamanlama sorunu var. Doğru yerde bir türlü ayağından çıkaramıyor topu. Çok basit pasları hatta asistleri yapamıyor. Sanırım Aragones, Zico gibi hoşgörülü değil. Hatayı asla görmezden gelmiyor.

Denizli, Fenerbahçe için kritik bir dönemeçti. Maç öncesinde, Denizlispor'un bol gollü maçlarına aldanıp bu karşılaşmanın da skoru yüksek olacağını düşünenler, tahmin edenler fazlasıyla yanılmış oldular.

Emrevari

Emre'nin Emrevari bir vuruş tekniğiyla atılmış golü muhteşemdi. Kalecinin duruş yerine göre en doğru şut tercihi oydu. Emre bunu kusursuz yaptı. Gol oldu.

Deividvari espri...

Deivid'in şutu da tipik Deividvari gol vuruşuydu. Kalecinin hemen üzerinden geçirilerek kale direğinin alt noktasına çarptırılarak bilardo tekniği kullanılmış bir şuttu. Çok güzel bir goldü; esprisi vardı. Hakemler bu espriyi bile anlamaktan aciz bir şekilde maç yönettiler. Yazık oldu diyeceğiz.

Galatasaray, Beşiktaş ve...

Fenerbahçe Trabzonspor'u bekliyor. Lige bu kadar kötü giriş yapıp, üst üste bunca puan kaybettikten sonra bu akşamlık da olsa aradaki puan farkını ikiye kadar düşürmesi Fenerbahçe'nin yükselişini ve geri dönüşünü anlatıyor. Hele bir de Kiev'den zaferle dönülürse...

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..