Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'de Değişmeyenler

Eskiden, ki çok uzun zaman önce değil, Fenerliydim. Hemen her sene kombinemi cebime koyar maçlardan çok önce statta yerimi alırdım, deplasman maçlarını ise t.v. den asla kaçırmazdım. Benim Fener’im 1-2 istisna dışında yerli maçlarını kazanır, 1-2 istisna dışında evrensel maçlarını kaybederdi. Ne kötü günlerdi…

Fenerbahçe’nin anlayışının, yapısının ve taraftarının değişmeyeceğini ve bu yüzden hep bu kadar kötü bir takım olacağına inandığım gün onu tutmayı ve taraftarı olmayı bıraktım. Yani Fenerbahçe’yi değiştiremeyeceğim için kendimi değiştirdim. Zaten gereksiz bir mazoşistlikti.

40 yıllık alışkanlığın değişmesi kolay değil elbette ama artık Fener’den bahsederken bile benim takımımmış gibi konuşmuyorum yani alıştım zaten insan nelere alışmıyor ki. Ve futbolu sevmeye başladım, artık her başarısızlıkta anlamsız bahaneler üreten Fenerli fanatik yazarları okumuyorum gazetelerden, artık aslında orada olmaması gereken teknik adam ve futbolcular için arkadaş toplantılarında çene çalmıyorum, artık boş yere nasılsa kaybedilecek bir Avrupa macerası öncesi gerilmiyorum. Futbolu sevmek Fener’i sevmek hiç değilmiş, öneririm.

Öyleyse, bu yazıyı neden yazıyorum ki?

Aslında buna belirlediğim bir cevabım yok, belki futbolu çok sevdiğimden ülkemde de iyi futbol görmek istiyorum. Belki Fenerbahçe doğru dürüst bir oynayabilse (ki bu görülmüş şey değil) bir oynayabilse ben de tekrar onu izleyeceğim. Kim bilir belki de sadece yazı yazmak istiyorum da okunmayacak yazılar yazmak hoşuma gidiyor!

Akşam, yine eskiden kalma bir alışkanlık üzerine ya da diğer kanallarda seyredeceğim bişey olmadığından Young Boys-Fenerbahçe maçını izledim. Aslında zaman kaybı olduğu baştan belliydi de demek ki benim içimde halen Fenerbahçe’nin değişebileceğine dair ufak da olsa umutlar sürüyormuş. Gördüklerim şunlardı;

1.Young Boys tırışka bir takım. Çok kötü defans oyuncularına sahipler 1-2 vasat oyuncuları var oyun kurguları sadece hücuma dönük. Bana biraz AzAlkmaar’ın çakması gibi geldi. Oyun oynamaya çalışan, genelde kötü oyunculardan kurulu fena olmayan bir takım dersek çok fazla abartmış olmayız. İrdelemeye gerek olmayan bir takım da diyedebiliriz.

2. Görüldü ki futbol oynamaya çalışan her takım Fenerbahçe’ye zorluk çıkarabiliyor.

3. Fenerbahçe’nin defans oyuncuları Önder, Bilica, Bekir hızlı oynayan rakipler karşısında zorlanıyorlar. (Ki bu oyuncuların Fenerbahçe’de olması beni her zaman üzmüştür)

4. Fenerbahçe’nin orta sahasında oynayan Cristian (yazması bile zor) oyuna girmemek, toptan kaçmak ve ortalıkta görünmemek için epey çaba gösterdi ve başardı. Diğer orta saha Kazım zaten Fenerbahçe’de oynamayacağını kendisi biliyor ve bakalım Aykut Hoca ne zaman anlayacak.

5. Alex (Tanrım ne zaman gidecek) topa fazla dokunmadı(bakınız madde 4. Cristian benzeri). Sanırım dünyada bunu Alex’ten daha iyi yapabilen bir oyuncu daha yok. Yani bir oyuncu bu kadar topa dokunmadan bir takımın en büyük umudu olmayı yıllardır nasıl sürdürebiliyor? Bu sadece Fenerbahçe’ye özgü bir durum olmalı.

6. Sonradan oyuna giren Selçuk bu kadar yeteneksizlikle 2.lig de herhangi bir takımda ilk 11 de forma bulursa şaşırırım.

7. Yine sonradan oyuna giren oyunculardan Semih acaba 100 metreyi kaç saniyede koşuyor hep merak etmişimdir. Bu kadar yavaş ve zayıf fizikli bir oyuncu nasıl olurda yıllardır Fenerbahçe’de kalabilir? (bu oyuncunun bir zamanların ulusal kahramanı olduğunu unutmadım)

8. Görüldü ki Emre olmazsa Fenerbahçe herhangi bir maçı kazanamaz.

9. Stoch çabuk düşünen bir oyuncu, sorumsuzca karşı kaleye hucüm ediyor, ben sevdim ama modern futbolda maalesef herkesin yapması gereken saha içi görevleri var. Oyun yapısı sanki Tuncay’a benzemekle beraber farklı olarak pas atabiliyor.

10. Bu kadar kötü Fenerbahçe oyun kurmadan, karşı kaleye gitmeden 2 gol atmayı başardı, futbola ihanet olsa da şanslı olmak güzel. Aykut Hoca mı şanslı Fener mi? Eğer Young Boys 2. maçta bu maçtaki Fenerbahçe kadar şanslı olursa turu kim geçer acaba?

Açıkçası t.v de maçı izlerken, ben geçmiş zamanlardan farklı bir şey görmedim ve umut da etmedim. Bir kez daha, kararımın ne kadar doğru olduğunu teyit ettim sadece. Bu arada eğer futbol izlemek isteyenlere adres olarak Barselona’yı tavsiye ederim.

 
Toplam blog
: 22
: 660
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

1970 İstanbul doğumluyum, Ege Üniversitesi İstatistik bölümü mezunuyum. İstanbul da yaşıyorum ve şu ..