Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '12

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe'de statik futboldan dinamik oyuna geçiş

Kadroyu gördüğümde bir an Fenerbahçe’nin 4-4-2 oynayacağını düşündüm ancak maç başlar başlamaz ileri üçlüdeki Kuyt-Sow ve Krasic’in takım dizilişini sahaya 4-3-3 olarak yansıttığını fark ettim.

 

Bu orta alanın Topuz-Topal ve Selçuk’tan kurulduğu anlamına geliyordu.

 

Ve bu kurgu ile Fenerbahçeli oyuncular golün geldiği 31. dakikaya kadar yaklaşık büyük bölümü rakip kaleye olmak üzere 150 isabetli pas yapmışlar; rakibe karşı son yıllarda görülmemiş derecede dinamik futbollarını kabul ettirmişlerdi.

 

Bu dinamik futbolla ilgili geniş analizi hafta içine bırakıyorum.

 

Ancak sezon başından bu yana bir türlü toparlanamayan savunma da Gaziantepspor’a bir sürü açık verdi.

 

Gaziantepspor’un oyunun bu bölümlerinde golü bulamamasının nedeni kaleci Mert’in kalesinde devleşmesiydi. Bu pozisyonlarda Mert’in başarılı olması kalecinin kendine güveninin gelmesi bakımından çok önemliydi ancak takım savunmasının zafiyetlerini ortaya koyması bakımından çok kötü görüntüye sahne oldu.

 

Fenerbahçe yıllardır ilk defa 6 zaman zaman 7 futbolcu ile rakip alana gitti, orta alanı boşalttı. Bu boşluklar Gaziantepsporlu oyuncular tarafından çok çabuk geçildi. Gol pozisyonlarına dönüştü. Ancak Fenerbahçeli oyuncular çok da koştu, mücadele etti.

 

İlk defa rakip kalede bu kadar yoğun bir baskı kurduğunu izledik.

 

Aykut Kocaman 9. resmi maçına yine farklı bir dizilişle çıktı. Bu ne demektir; Hoca sürekli kafasında eviriyor, çeviriyor; deniyor. Forma giyen oyuncular da sürekli yanlarına gelen yeni oyuncularla yeni bir şeyler uyguluyor.

 

Bu maçı kopartan şeylerden bir tanesi Fenerbahçe’nin 70. dakikadan itibaren rakibini kondisyonu, gücüyle ezmesiydi ki bunu Vaslui karşısında da görmüştük.

 

34 haftalık lig maratonu düşünüldüğünde 2. haftadaki eksiklerin tamamına bakıp bir takım yargılar yapmak yerine ne yapılmak istendiğine, oyunun nasıl oynanmaya çalıştığına yönelik odaklanmanın çok daha doğru bir sportif bakış açısı olacağını düşünüyorum.

 

Bu karşılaşma özelinde söylenmesi gereken doğrulardan biri Mehmet Topuz’un Fenerbahçe’ye geldiği günden bu güne orta alanda ilk defa bu kadar efektif futbol oynamasıydı. Özellikle duran toplardaki nokta atışları sonuca yönelikti.

 

Hazır laf buraya gelmişken Mehmet Topal’ın attığı golü de konuşalım; niyetini, kastını bilmeyiz, kendisi de Gaziantepsporlu oyunculardan özür diledi ancak pozisyon olarak eliyle kendisine avantaj sağlamıştır. Yardımcı hakemin bunu görüp uyarması gerekirdi.

 

Ancak dün akşam Mehmet Topal da çok önemli işler yaptı. Savunmasına destek olurken hücuma sürekli zenginlik kazandırdı.

 

Selçuk Şahin görünmeyen ancak yine de etkisi hissedilen şeyler yaptı.

 

Krasic ve Kuyt’ın hücuma getirdiği dinamizmse içerisinde ışık, güç ve enerji taşıyordu.

 

Sow’un yükselen grafiği de Aykut Kocaman’ın Moskova’daki tercihi ile direkt olarak ilintiliydi.

 

Bütün bunlar hücuma yönelik pozitif gerçeklerdi. Ancak Fenerbahçe’nin savunma dörtlüsüyle ilerisi arasındaki boşluk karşılaşma boyunca neredeyse hiç kapanmadı.

 

Gökhan Gönül ve Hasan Ali’nin daha çok ileriyi düşünen oyunları zaman zaman sıkıntı yarattı, Fenerbahçe’yi geride eksik bıraktı.

 

Yobo ile Egemen arasında tam bir uyum sağlanabilmiş değil. Fenerbahçe’nin savunma dizilişinde rakibe rahat top çevirme anlayışı kendisini koruyor. Bu nedenle de rakip sayısız şut çekme olanağı buldu ve bunların büyük bölümünde de kaleyi tutturdu.

 

Oysa aynı pozisyonları Gaziantepsporlu oyuncular Fenerbahçelilere o kadar kolay vermedi.

 

Krasic ve Mehmet Topuz yorulan oyunculardı; onlar çıkıp yerlerine Caner ve Cristian girince diziliş tam anlamıyla 4-4-2'ye döndü ve Sow santrafor'a geçerek mükemmel bir gol attı.

 

Bu da dinamik futbolun bir başka sonucuydu; konuşacağız.

 

Gaziantepsporlu oyuncuların bu kadar pozisyona girip gol vuruşu yapamamaları bir eksikliktir. Muhammet, İbricic, Cenk Tosun, Turgut Doğan Şahin gollük pozisyonlar yakaladılar.

 

Bu dört oyuncu da kaliteleri çok yüksek, yetenekli oyuncular ve Hikmet Karaman ilerleyen haftalarda bu oyunculardan verim alacaktır.

 

Maçın dışında gelişen olaylara gelince…

 

Kadın taraftarların maç oynanırken Alex-Aykut Kocaman polemiğini sahaya yansıtmaları sanki dışarıdan müdahaleyle gelişmiş gibiydi. Hiç yakışmadı. Tam da bu tezahüratlar yapıldıktan sonra Fenerbahçe’nin golünü atması sahadaki futbolculardan taraftarlara giden önemli bir mesajdı.

 

Başkanın bu duruma müdahale etmesiyse bir başka düşündürücü gelişmeydi. Bütün bunları alt alta koyup düşünmek gerekiyor.  

 

Kulübün ve takımın en üst düzeyde temsil yeteneğine sahip kişileri çıkıp bir şeyler söylüyor, mesaj veriyorsa bunu okumak gerekiyor. Mesele sadece geçmiş 9 yılda olan bitenin değerlendirilmesi değildir; demek ki geri planda bir şeyler vardır.

 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..