Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '15

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe'de taşlar biraz daha yerine oturuyor göründü.

Rizespor karşısındaki Fenerbahçe ile dün gece Atromitos ile mücadele eden takım arasında nitelik bakımından dağlar kadar fark vardı; peki neydi bu kadar belirleyici özellik?

İlk akla gelen Rizespor ile Atromitos karşılaştırması olabilir belki ancak kim çıkıp Yunan temsilcisinin Rizespor’dan daha güçsüz ve donanımsız olduğunu rahatça iddia edebilir ki?

Kuşkusuz iki takımın Fenerbahçe’ye karşı yaptıkları mücadelede belirgin farklılıkları olduğunu da söyleyebiliriz; ancak Fenerbahçe’nin kadro, yerleşim, oyun ve taktik anlamda ön plana çıktığı çok daha net bir gerçekliktir.

Daha karşılaşmanın başında Şener’in sağ taraftan bindirmeleri, Van Persie’nin Fernandao’nun hemen arkasında ancak Şener’e yakın şekilde maça başlamaları önemli bir detaydı.

Hatta sezon başından bu yana Diego ve Nani’nin ikiz gibi birbirine benzer oyun anlayışlarıyla orta alanda yaratıcılıktan uzak ve takımı yavaşlatan futbollarına dikkat çekmiştik. Oysa Pereira dün gece bir müdahalede daha bulundu ve maça Nani’ni sol çizgiye yaklaştırarak başladı.

Fenerbahçe - Atromitos: 3-0Tabii bu kadarla da kalmadı; Topal ile Souza’nın tandemlerini bozdu; böylece Diego orta alanda tek başına kalmazken, yanına Souza’yı yaklaştırıp, Mehmet Topal’ı da çok sevdiği ve daha rahat oynadığı bölge olan iki stoperin önlerine yerleştirdi.

Ve matematikte iki bilinmeyenli fonksiyonun çözüm kümesinin iki denklemden geçtiği gibi futbolda stoper sorununun birbiri ile uyumlu tandemle sağlandığı bir kere daha ispat edilmiş oldu; demek ki Fenerbahçe’nin stoper sorunu Alves’ten kaynaklanıyormuş.

Ba-Kjær tandemi dün neredeyse maçı hatasız ve yerinde müdahalelerle tamamladılar.

Geçen hafta Atina’da bundan çok daha farklı bir Fenerbahçe ile oynayan Atromitos için bu kadar birbirini tamamlayan ve kesin sonuç sağlayan kadro yapısı fazla geldi.

Dünkü maçın skoru kesinlikle üç golden fazlasını hak ediyordu.

Şener ve Volkan’ın Fernandao’ya attırdıkları goller kuşkusuz geçen sezondan kalma bir arada oynamanın sonucuydu; ancak son yıllarda Fenerbahçe’nin sağ kanadın yapılmış nitelik olarak en güzel ortaları olduğunu da söylememiz gerekiyor.

Özellikle Şener’in yaptığı orta, topa verilen kavis ve kazandırılan momentum bakımından bir golcüye tam anlamıyla gol attıracak türdendi.

Ancak aynı Şener’in sanırım 23. Dakikada çok daha uygun pozisyonda topun altına girerek yine Fernandao’ya vermeyi başaramadığı pas bir o kadar da yanlış vuruş tekniğine sahipti. Oysa golde ne yapması gerektiğini çok iyi anlamış olmalıydı, Şener.

Rize’deki Fenerbahçe’den bir fark da hiç kuşkusuz Caner Erkin faktörüydü. Dün gece zaman zaman çok hatalı oyun oynasa da Caner ile Fenerbahçe’nin hücum yapısı değişiyor.

Fenerbahçe’nin kanatları işlerlik kazandığındaysa karşısındaki rakip için yapacak fazla bir şey kalmıyor.

Pereira, merkezdeki sıkışık futbol yerine Fenerbahçe’nin en güçlü olduğu kanat oyununa dönmesi, hatta Nani ve Van Persie’yi de karşılıklı olarak buralara göndermesiyle Fenerbahçe’nin belki de sezon başından bu yana aradığı düzen, taktik kurgu ve yerleşim sorunu da bir anlamda çözülmüş oldu.

Ancak Fernandao ve Van Persie’nin kalitelerini net biçimde ortaya koyan ayrıcalıklı futbollarını da belirtmemiz doğru olur.

Özellikle dün gece oyunda kaldığı süre boyunca Van Persie sezon boyunca neler yapabileceğine dair öyle işaretler gösterdi ki gerçekten futbola doyacağımıza dair umutla dolduk.

Kuşkusuz her şey o kadar da kusursuz ve tam değil; özellikle Diego konusunda bir türlü iyimser olamıyorum. Brezilyalının gerçekten işleri bozan veya anlamsızlaştıran bir duruşu ve oyunu var. Zaman zaman çok iyi şeyler yapıyor olsa da bir sorun var. Bu iş oynayarak mı çözülür yoksa Diego’ya “bak sen şu şekilde oynayacaksın!” diyerek mi?

Mehmet Topal dün gece çok iyi oynadı. Ayrıca eski futboluna oranla üzerine koyarak mücadele etti.

Souza için iki hafta önce hiçbir fikir belirtemiyordum, ancak Raul’a baktıkça ve karşılaştırdıkça değerini fark ediyorsunuz. Ayrıca hücum bölgesindeki katkısı da üst seviyelerde duruyor.

Hakem için de bir iki laf etmek gerekiyor.

Dün geceki yönetim aslında Yunan Lobisi’nin gücünü görmemiz bakımından bir test sundu bizlere. Geçen hafta yapılan bariz hakem hatalarından sonra dünkü orta hakem faciası kuşkusuz bir tesadüf değildi. Atromitos’un sesi bile böylesine güçlü çıkıp, UEFA nezdinde böylesine sonuç alabiliyorsa buna yapılacak tek bir şey takdir etmektir.

Ve 20 yıldan bu yana Şenez Erzik oralarda neler yaptı sorusunun cevabıdır aynı zamanda.

Fenerbahçe rakibine karşı o kadar net bir üstünlüğü vardı ki hakemin rakibin formasını sırtına geçirmesi bile bu dengeyi sağlayamadı.

Ancak mesele dünkü maç değil, sonrakilerdir. Çünkü ilerleyen grup karşılaşmalarında bundan çok daha güçlü rakipler olacağı ve eşit yönetime ihtiyaç duyulacağını bilmek gerekiyor.

Hakem Fenerbahçeli futbolculara gösterdiği ve Atromitoslulara gösteremediği kartlarla skandal yarattı resmen ve geçen haftaki hakeme rahmet okuttu.

Fenerbahçe’de taşlar yerine oturuyor. Pereira da takımını ve oyuncularını tanıyor. İlerleyen haftalar açısından dünkü maç çok daha iyiydi. 

Özel Not: 

Önceki gün eski bir mesai arkadaşımın vefat haberini aldım. Osman Gürer Fenerbahçe'yi gönülden seven ve onunla yaşayan çok iyi bir taraftardı. Zamansız aramızdan ayrılmasının üzüntüsünü derinden yaşıyorum. Fenerbahçe'nin dün geceki güzel oyunu ve galibiyeti ile Osman Gürer'i uğurlamış olduk. Ailesine buradan başsağılığı ve sabırlar diliyorum. Saygıyla... 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..