Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '11

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’deki Dirilişin Şifreleri

Fenerbahçe’deki Dirilişin Şifreleri
 




Spor Toto Süper Lig’in ikinci yarısında ilginç gelişmeler oldu.

İlginçlik, ilk yarıda “havlu attı” denen Fenerbahçe’nin 9 puanlık farkı ikinci yarıda eritmesi, eşitliği yakalaması; “Başını aldı gitti” denen Trabzonspor’un tek golün belirlediği “ikili averaj”la ikinci sırada kalması...

İlk yarıda, özellikle 60. dakikadan sonra tekleyen, ikinci yarıda tam tersi bir güç kazanan Fenerbahçe...

“Değişen ne?” demek yerine, “Değişmeyen ne?” demek daha yerinde.

Teknik direktör aynı!
Futbolcular aynı!
Gelen yok, üstelik giden var!
Yönetim aynı!

“Değişmeyen”lere karşılık, olumlu yönde “değişen” çok şey var. Umutsuzluğa düşüldüğü, “kelle”ler istendiği bir ortamda, bir bakıma, beklenmeyen bir “diriliş” görüldü.

Sonuç da bunun kanıtı değil mi?

*****

Fenerbahçe’de “diriliş”in “şifre”leri nelerdi?


Her şey, Fenerbahçe’nin “havlu atması”yla sonuçlanan Yeni Malatya maçından sonra başladı.

Süper Lig’in ilk yarısını 9 puan geride tamamlayan Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası’nda gruptan çıkma umudunu Malatya’da yitirince, sular bulanmaya başladı. Bulanan suların durulması öyle kolay kolay olmaz.

Kocaman,
soyunma odasında futbolcularına, basına yansıyanlara göre, kinayeli biçimde teşekkür etti. Gökhan Gönül ise, Kocaman’ı üzemeye haklarının olmadığı söyledi. Futbolcular, üzüntüyle gelen kenetlenme, “diriliş”in habercisiydi.

Ya Aziz Yıldırım?

Cumhuriyet’ten Arif Kızılyalın, 2010 yılının sonbaharında, bir cenaze töreninde, Fenerbahçe Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay ile Başkan Yıldırım’ın konuşmasına kulak misafiri olur. Dinlendiğinin farkına varan Aziz Yıldırım’ın “Her şey yazılır mı gazetecilikte?” sorusunu yanıtsız bırakır, o konuşmayı 8 ay sonra bir yazısında kullanır:

Günay: Sayın Başkan çok eleştiri var, Aykut’un arkasında duracaksınız değil mi?

Yıldırım: Duracağız, duracağız da bizim arkamızda kim duracak? Geçen sezonki gibi bir sonuç yaşarsak, tüm emeklerimiz boşa gider diye endişeleniyorum.

Günay: Aykut bizim evladımız. Tıpkı senin gibi. Sen de bizim evladımızdın, şimdi başkanımız oldun. Aykut bizim golcümüzdü, şimdi teknik direktörümüz.

Yıldırım: Gönlünü ferah tut Yüksel Ağabey, ben burada olduğum sürece Aykut’u harcatmam...”

Aziz Yıldırım,
“Estemezük!
” naraları atanlara, “kelle” isteyenler kulak asmaz, “Ben kaldığım sürece Aykut Kocaman kalır” diye kestirip atar.

*****

Malatya’dan dönen takım, Antalya’da taraflarca karşılanıyor. Başka Aykut Kocaman olmak üzere bütün futbolcular, yüzlerine, yürüyüşlerine bakılırsa, cenaze evinden çıkmış gibiler. Taraftarın olumlu tezahüratı bile onların tavrını değiştirmiyor. Aykut Kocaman’ın söylediklerinden de anlaşılıyor ki, olumsuzluklara karşın, taraftarın sıcak karşılaması, futbolcuları çok etkiliyor.

Bu karşılama da, “diriliş”in bir başka habercisi oluyor.

Antalya’dan üç puanla dönülmesi, hemen arıdan Trabzonsporun maçının da kazanılması, “diriliş”i bir başka boyuta taşıyor.

*****

Fenerbahçe’nin “diriliş” şifreleri, sonuç alındıktan sonra, düne bakılarak çözülebilir.

Görülen o ki, takımı ayakta tutan, dirilten güç, yönetimden, “satmak”tan, “harcamak”tan değil, “kazanmak”tan, “eldeki malzeme”yi yerinde kullanmaktan geçiyor.

Bilmeliyiz ki, en iyi malzemeye sahip olmak başka, ondan en nitelikle ürünü elde etmek başkadır.

Fenerbahçe’de var olan iyi “malzeme”, usta ellerce iyi yönde kullanıldı.

Bu olanlardan başka yöneticiler ders çıkarmalı.

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..