Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe Galatasaray maç analizi

Fenerbahçe Galatasaray maç analizi
 

Dün gece sahada iki farklı takım vardı. Maça ev sahibi olarak çıkan ve mutlak favori olmanın rahatlığı içindeki Fenerbahçe ile, sancılı bir değişim süreci içinde olan ve onur mücadelesi yapmak için sahaya çıkan Galatasaray. Her iki takımın da futbol adına hiçbir güzellik sunmadığı bir maç izledik. Bir takım düşünün ki, en iyi üç futbolcusu (Arda, Kewell, Baros), yani takımın hücum gücünün neredeyse %80' i sakat olsun. Bir takım düşünün ki hocası ve teknik ekibi 2 gün önce değişmiş. Bir takım düşünün ki, galibiyeti imkansız görünerek, bahislerde hiçe sayılsın. İşte o takım, onurlu mücadelesi ile 1 puanı, hem de deplasmanda alma başarısını göstererek motivasyon ve doğru taktik ile neler yapılabileceğini göstermiş oldu.

Maçın genelinde maçı daha fazla isteyen, asılan ve rakibini ciddiye alan taraf Galatasaray' dı. Pino biraz becerikli olsa, ya da Volkan biraz formsuz olsa, bu maç sonucunda çok farklı şeyler konuşuyor da olabilirdik. Fenerbahçe belki de sezonun en kötü futbolunu oynadı. Kaleci Volkan, solbek Caner ve biraz da Mehmet Topuz dışında sahada varlık gösteren oyuncu yoktu. Niang ve Dia son 2 haftadır büyük düşüşteler. Stoch süreklilik gösteremiyor. Alex ise markajda kaybolup gidiyor. Böyle bir hücum dörtlüsü ile, 4-5-1 oynayan ve kanatları adeta kapatan bir Galatasaray' a gol atmak mümkün değildi.

Fenerbahçe takımı kadar kötü olan diğer bir faktör de hakemdi. Mutlak bir penaltıyı vermeyen, net bir gol poizsyonunu hatalı bir ofsayt kararı ile kesen ve Lucas' a en az 1 direkt kırmızı, 1 sarı kartı gösterme basiretinde olmayan bir hakemle Fenerbahçe' nin yapabileceği de fazla bir şey yoktu. Hakem gerçekten Fenerbahçe' yi kalın kalın doğradı! Elbette hakemin bu hataları Fenerbahçe' nin ruhsuz ve üretkenlikten uzak futbolu için bir mazeret olamaz. Tıpkı Hagi' nin akıllı taktik anlayışı ve Galatasaray' lı futbolcuların sahadaki mücadelesinin görmezden gelinemeyeceği gibi.

Elbette ki bu maçla ne Galatasaray' da herşey mükemmel hale geldi, ne de Fenerbahçe yıkıldı. Aslında Fenerbahçe' li taraftarları yıkan, maçın berabere bitmesi değil, farklı kazanılamamış olmadı idi. Bu maçı 1-0 veya 2-1 kazansa idi, taraftarın beklentileri yine karşılanamamış olacaktı. Bu beklentiyi yaratan spor medyası ne kadar futbol cahili olduğunu da ortaya koydu. Fenerbahçe maçı zorlanmadan farklı alır şeklinde köşe yazısı ve yorumlar yapan tüm skor yazarları, yetkinliklerini de gözler önüne serdiler. Taraftarı bu şekilde beklentiler içine sokup, hayal kırıklığına uğratmaya ne hakkınız vardı?

Maç sahada kazanılıyor. Tekmeyle, mücadeleyle, terle, kanla kazanılıyor. Çeneyle ve lafla değil! Bugün Fenerbahçe 11' inden Volkan, Caner, Emre, Topuz ve Gökhan' ı çıkartın, geriye kalanların yani yabancıların ne kadar ruhsuz ve vurdumduymaz olduklarını göreceksiniz. Ne varsa Türk çocuklarında var! Burada yabancıları yeterince motive edememiş olan Aykut Hoca' nın da bence kabahati var.

Hagi akıllık taktikle 1 puanı aldı, hatta 3 puanı kaçırdı. Ancak unutulmasın ki hakem faktörü de tümüyle Galatasaray' dan yanaydı. Her maçta bu böyle olmayacaktır. Hagi' nin mutlaka üretken bir futbol anlayışını sahaya yansıtacak çözümler üretmesi lazım. Yoksa bu kapalı futbol anlayışı ile Galatasaray' ın üst üste birkaç maç daha başarı sağlaması imkansız.

Fenerbahçe gelecek hafta sezonun en önemli maçını Bursa' da Bursaspor ile oynayacak. İşte gerçek derbi bu maçtır. Fenerbahçe' nin yabancıları isterlerse, motive olabilirlerse ve sakatlık sorunu yaşanmaz ise, gerçek Fenerbahçe' yi gelecek hafta izleme şansı bulacağız.

Herkese hayırlı haftalar dilerim.

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..