Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe-Galatasaray maçının ön analizi

Fenerbahçe-Galatasaray maçının ön analizi
 

Fenerbahçe-Galatasary


Fenerbahçe evinde Galatasaray'ı ağırlayacak. Psikolojik ve teknik unsurları dkkate alarak maçın gidişatı, sonucuna ilişkin fikir yürütelim.

Öngörülebilir oyun

Maçta kaliteli bir oyun oynanmasını beklemiyorum. Aslında bu çok da geçerli bir "öngörü" değil; çünkü son yıllarda kaliteli bir derbi oynandığını hatırlamıyorum; son yılların-son 15 yıl- derbilerinde sadece çekişme var. Her genellemede olduğu gibi, bu genellemenin de bir hata payı içerdiğini ortaya koymak gerekir; zaman zaman iyi maçlar da olmadı değil; ama genel eğilim bu. Daum bu maçta takımın genel oyun anlayışında herhangi bir değişikliğe gitmek istemeyecektir. Kazım ısrarı sürecektir. Alex ve Guiza hafta arası oynanacak maçta kullanılmayacaktır. Fenerbahçe’nin maçta sahaya çıkacak onbirini %100 isabetle öngörebiliriz. Daum tutarlı biri; bu, takımının oyununa da sirayet etmiş durumda. Fenerbahçe’nin hangi onbirle ve nasıl bir oyun anlayışıyla sahaya çıkacağını öngörmek bu nedenle kolay. Benzer düşünceler Rijkaard’ın Galatasaray’ı içinde geçerli; bu durum teknik direktörlerin kendilerine, dolayısıyla oyun anlayışlarına duydukları güvenden doğacağı gibi yeni oyuna geçecek bilgi ve cesaretleri olmamasından da doğuyor olabilir. İki takımın da sezon başı zaaflarının aynen sürüyor olması ikinci seçeneğin daha akla yatkın olduğunu işaret ediyor; bu zaafların çözümüne yönelik olarak atılmış hiçbir adımın olmadığı görülüyor; bunun nedeni sanırım alınan skorlar. Kazanan takım, kazanan oyun bozulmaz anlayışı. Bu anlayış teknik direktörlerin ve takımlarının oynaması muhtemel oyunlarının sınırını da ele veren bir anlayış. Rijkaard'ın anlayışını değiştirmesi ve forvetlerden birini eksiltmesi, orta sahaya Barış takviyesi yapması gerektiğini düşünüyorum; ama bunu pek olası görmüyorum. Topa Fenerbahçe'nin daha çok sahip olmasından korkmamalı; hatta bunu istemeli. Top ayağındayken Fenerbahçe'nin açık verme olasılığı artar.

Fenerbahçe’nin etkinliği artık tüm Türkiye’nin de bildiği üzere Alex’in etkinliği. Alex, Daum’un futbolcu hali; ileride teknik direktörlük yapması halinde bir Daum olabilir. Daum da Alex de rakibin standardı düştüğü an sahneye çıkıyor, rakibin standardı yükseldiği an “kayboluyor". Galatasaray’ın etkinliği Keita ve Kewell. Duran toplar iki takım içinde önemli silah olduğu için bu unsuru ihmal ediyorum. Ayhan-Sarp(Topal) ikilisi ile Servet-Zan ikilisi Alex’in maçtaki muhatapları olacak. Alex’in sahanın diğer bölgelerine işi düşeceğini sanmıyorum. Alex’in ceza kesme üzerine kurulu oyun anlayışına uygun bir oyuncu grubu olduğu söylenebilir. Kewell ve Keita’nın karşısında ise Gönül ve Carlos oynayacak. Bu oyuncuların hücum gücü yüksek oyuncular olması aksayacaklarına dönük bir işaret olarak görülse de bu oyuncular iyi konsantre olduğunda iyi savunma yapabilen oyuncular. Fenerbahçe’nin tek handikabı Gönül’ü yalnız bırakması olası Kazım ve oyunun devamında yorulması olası Carlos’un oyunda tutulması halinde aksama olasılığı.

Galatasaray'lı oyuncular detone oluyor!

Emre ve Christian ile Sarp ve Ayhan savunma güvenliğini esas alan bir anlayışla sahada olacaktır. Bu oyuncular rakip kaleden çok kendi kalelerini düşünerek oynayacaklardır; bu, iki takımın da önde çoğalamaması sonucunu doğurabilir. Denge halinde bir maç bekliyorum; yani iki takımdan biri diğerine nazaran daha etkin görünmeyecektir. Bu oyunda açık bulan maçı koparır. Ancak Fenerbahçe’nin bu sezon yaşadığı zaaf bu maçta Galatasaray'a avantaj sağlayabilir. Fenerbahçe bu sezon ne zaman öne geçtiyse oyunu bozuldu. Takımın oyunu skora fazla bağımlı. Oyuncuların zihnindeki skor farkındalığı takımın oyununu şekle sokuyor. Manisaspor, Twente, Gaziantepspor maçlarında ceza kesildi; Bursaspor, Belediyespor, Sherrif, Gençlerbirliği maçlarında kesilemedi; ama verilen açıklar aynı açıklardı. Takımın bu sorunu yaşamasının altında Kazım, Santos, Carlos gibi oyuncuların, öne geçilmesiyle beraber aynı ciddiyetle oyunlarına devam edememe zaafları yatıyor; bu maç özelinde bu zaaf devreye girmeyebilir; bu oyuncular bu zaafın etkisine girse de Gaziantepspor tokadı Daum’a yaramış olabilir ve Daum ilerleyen dakikalarda Kazım’ı Topuz ile Santos’u da Özer ile değiştirebilir ve takımı diri tutabilir. Bu koşulda öne geçmek Fenerbahçe’ye büyük avantaj sağlamış olacaktır; çünkü yenik duruma düştüğü bölümlerde Galatasaray’ın oynadığı oyunu dikkate aldığımızda bu oyunun içinde Galatasaray adına pek parlak bir tablo görünmüyor; zaten gol düşüncesi çok oyuncuyla oynadığı için oyunu yeterince dengeli oynayamayan Galatasaray, bir de yenik durumdaysa dengesi iyice bozulabilir. Ankaragücü maçı bu duruma örnek; 5 dakikada üç gol birden yenilmişti. Ancak bu durm Daum'un iştahını kabartmamalı. Fenerbahçe sabır esaslı bir oyun benimsemeli. Emre'yi ve bekleri öne fazla çıkarmamalı ve Galatasary'a baskı kurmak istemek de aceleci olmamalı. Galatasaray gol düşünceli oyuncu fazlalığından ötürü denge esaslı oyunu sürdürmekte zorlanıyor, oyunun devamında bir nevi "detone" oluyor. Daum, bu nedenle sabırlı bir oyun anlayışını benimsemeli; böyle de olacağını düşünüyorum. Anlattığım gerekçeyle değil; ama böyle olacaktır. İki takımın beklerinin de hücuma yeterince katlım göstereceğini düşünmüyorum. İki takım da beraberliği göze alan bir oyun anlayışıyla sahada olacaktır; bu oyun, Fenerbahçe'nin karakterine daha uygun bir oyun. Rakibine fırsat veren tarafın golü yiyerek maçı kaybettiği 1-0 lık bir maç izleyebiliriz.. Fırsat bulma olasılığı daha yüksek olan takımın Fenerbahçe olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe’nin bulacağı olası bir fırsatın ardından, Daum'un da doğru hamleleri yapması halinde Fenerbahçe'nin maçı farka götürmesi sürpriz olmaz. Bu durumda bu maç Rijkaard’ın karizmasını çizebilir.

İddaacılar dikkat!

Galatasaray ise Panathinaikos maçı zihniyetiyle sahada olmalı. Yani bu maçı klasik bir deplasman maçı olarak yaşamalılar; bir derbi olarak değil. Grubun liderlik adayı ile oynanırken beraberliği iyi sonuç olarak gören, öncelikle bekleyen, rakibin topla oynamasına izin veren, açık yakaladığında da cezayı kesmek isteyen zihniyet Galatasaray’ı güçlü rakibi zayıf göstermişti. Fenerbahçe de ligin liderlik adayı; aynı zihniyetle soğuk kalmalılar ve açık beklemeliler; topla fazla oynamak isterlerse kaybetme olasılıkları artar. Tabi Fenerbahçe’nin zaafı belli ölçüde Galatasaray’da da mevcut. Panathinaikos üç sıfırdan maçı çevirebilirdi; bunun için yeteri kadar pozisyona girdi. Trabzonspor iki sıfırdan maçı beraberliğe getirdi; on dakika daha ve biraz şanslı olsa 4-3' den de maçı çevirmesini sağlayacak bir oyun oynanıyordu; Daum'un takımının öne geçmesinin ardından doğru hamleleri yapamama olasılığını da dikkate alırsak, ki bu muhtemel, bu maç birden iki, ikiden bir olabilir ve iddaacılara kazandırabilir. İki takımın oyun karakteri de bu tip bir sonuç almaya uyan karakter.

Arzuda derinlik farkı!

Beraberlik Galatasaray’a daha çok yarayacaktır; ama Fenerbahçe de üzülmeyecektir. Galatasaray’a yarayacak; çünkü aradaki maçlar ihmal edilir ve Ali Sami Yen’deki maça iki puan fark ile gidildiği varsayılırsa bir galibiyet şampiyonluk anlamına gelecektir. Fenerbahçe de üzülmeyecektir; çünkü Ali Sami Yen’de alacağı bir beraberlikle şampiyonluğu kazanacaktır. Tabi bu düşünceler diğer maçlarda benzer sonuçlar alındığı kabulüne dayalı bir akıl yürütmeden doğuyor. İki takımın da berabere bitmesini isteyeceği bir maç olacağını, kazananın çıkması halinde ise, buna yakın olan tarafın Fenerbahçe olduğunu düşünüyorum. Olağan kadrosuyla Galatasaray galibiyeti benim için sürpriz olur.

Son yıllarda Fenerbahçe'nin Galatasaray'a kurduğu üstünlüğü, son yıllarda Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye kurduğu üstünlükle açıklıyorum. Galatasaray'ın uluslararası arenada sağladığı başarı kaçınılmaz olarak yerel rekabetin değerini Galatasaray camiasının zihninde aşağı çekti. Fenerbahçe camiasının zihninde ise yukarıya. Bu iki kulübün uluslararası başarıları dengede olmuş olsaydı ligimiz içi rekabette de denge gözlenme olasılığı çok yüksek olurdu. Fenerbahçe camiası Galatasary rekabetini, Galatasaray camasının Fenerbahçe rekabetini algıladığı gibi algılamıyor. Yüksek başarılar, yüksek arzular doğurur; yükselmiş arzu da, eski muhattabına eskisi kadar saygı duymaya ve onun rekabetine değer vermeye engeldir. Galatasary camiası için bu derbiye yönelik olarak, "sadece", "bunlar bizi hep yeniyor, artık yenmesin" motivasyonu etkili. Özetle iki camianın bu derbiye karşı yaşadığı motivasyonun derinliğinde ciddi fark var; istatistik, bu farktan doğuyor olmalı.

futbolteknik@hotmail.com

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..