Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe içerden vuruluyor

Fenerbahçe içerden vuruluyor
 

Fenerbahçe, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ön eleme maçında İsviçre’nin Young Boys takımıyla deplasmanda 2-2 berabere kalmayı başardı! Ve İstanbul için avantajlı bir skor elde etti. Maçın tamamını seyredince, iyiden öte, mucize bir skor.

Maçtan önce İsviçre’de yaşayan ve Fenerbahçe taraftarı olan bir yakınım, Young Boys takımının çok koşan bir takım olduğunu, kanatlardan Fenerbahçe’yi çok zorlayacaklarını ama buna rağmen Fenerbahçe ayarında bir takım olmadığından, maçın berabere bitme şansının fazla olduğunu söylemişti.

Maçın genelinde Fenerbahçe’nin bu hayli eksik kadrosunun görünümünü kurşun gibi ağır bir orta saha, kevgir gibi, delik deşik bir defans olarak ifade edebiliriz ve rahatça ifade edebiliriz ki Fenerbahçe tarihinin en ağır mağlubiyetlerinden birini almaktan, kaleci Volkan, direkler ve rakibin gol atma beceriksizliği sayesinde kurtuldu.

İsviçre ekibi asla Fenerbahçe ayarında bir ekip değil, zaten saldırdıkları anlarda golleri yemeleri bunu açıkca anlatıyor. Yaş ortalaması hayli düşük, genç bir mahalle takımı düşünün. Çok koşan, oyun bozan, kene gibi yapışan, nefes aldırmayan ama gol pozisyonu yakaladı mı da atamayan.. Fenerbahçe, oldum olası böyle takımlarda hoşlanmaz. Çünkü onlar kadar koşmak, onlar kadar mücadele etmek kimsenin işine gelmez.

Fenerbahçe’nin gerçek futbolunu görebilmek için herhalde 11 kişiyle bitireceği bir maçı beklememiz gerecek ama bu karakterde, disiplinsiz oyuncular bu takımda hala barındıkça, bunu asla göremeyeceğiz. Galatasaray maçında daha maçın başında hakeme çelme atma cesaretini gösteren Selçuk daha maçın 13. dakikasında takımını 10 kişi bırakmıştı. Avantajlı skoru koruma uğrana geriye yaslanan Fenerbahçe, bir şekilde maçı kazanmayı başarmıştı. Aynı Selçuk bu maçın sonlarına doğru oyuna girdi sonra da rakibine… Çelme atmaya kaldığı yerden devam edince, bu kez penaltı. Hem de uzatmalara 1 kala….

Fenerbahçe her maçta ihanetlerin bedeli ödüyor. Bu nedenle son iki önemli maçın ikinci yarılarını bir mahalle takımı görüntüsünde, kendi ceza sahası içinde oynuyor.

Kazım Kazım isimli oyuncu, geçen yılın ikinci yarısında disiplinsiz davranışları ve laubaliliği nedeniyle takımdan uzaklaştırılmıştı. Kazım tekrar geldi şimdi ve zarar vermeye kaldığı yerden devam ediyor. Onun da Selçuk gibi, kendine saygısı yok, arkadaşlarına saygısı yok, takımının eksik oynaması nedeniyle cehennem azabı çeken taraftarına saygısı yok.

Bu oyuncular düpedüz Fenerbahçe’ye ihanet ediyor. Başarılı futbol hayatında kırmızı kart gördüğünü hiç hatırlamadığım Aykut Kocaman’ın takımında bu tip lüzumsuz kartlarla atılan ve takımını zor duruma düşüren oyuncuların yer alması düşündürücü. Bir devrede çelmelerden dolayı, çift sarı karttan oyun dışı kalan Kazım, oyundan atılana kadar zaten sahada yoktu ve ilk sarı karttan sonra 2. sini de göreceği belliydi, sağ kanat koridor olmuştu ve bunu Aykut’tan başka her kes görüyordu. O, ısrarla oynatmaya devam etti. Sonuç bu.

2-2 lik skor Fenerbahçe’nin istediği, işine yarayan bir skordur ama oynadığı futbol Fenerbahçe gibi bir takıma hiç mi hiç yakışmadı. İçerdeki İrlanda’lıları Fenerbahçe’nin futbol oynamasına, taraftarının gönül rahatlığı ile maç seyretmesine izin vermiyor.

Allahtan bu sorumsuz İrlandalı’ların yanında, Volkan, Stoch ve Emre gibi alkışı hak edecek kadar sorumluluk bilinci taşıyan ve formasının hakkını verenler vardı ve ihanetin bedelinin bir faciaya dönüşmesini muhteşem futbolları ve golleriyle engelliyorlardı

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..